Oyuncuları, Atmosferi ve Müziğiyle Unutulmaz Turnuva: 1998 Fransa Dünya Kupası

10 Haziran-12 Temmuz 1998 tarihleri arasında Fransa'da düzenlenen ve ev sahibi Fransa'nın şampiyonluğuyla sonuçlanan 1998 Dünya Kupası'nda yaşananları hatırlıyoruz.
Oyuncuları, Atmosferi ve Müziğiyle Unutulmaz Turnuva: 1998 Fransa Dünya Kupası

fifa, dünya kupası finallerinin bundan böyle 32 takımla yapılacağını duyurmuş ve bunun için ilk aşama olan ev sahibi seçimi hazırlıklarına başlamıştı. isviçre, ingiltere, fransa ve fas ev sahipliği başvurularını yapmış ancak isviçre kriterleri karşılayamadığı için ingiltere ise daha yeni euro 96 ev sahipliğinden çıktığı için adaylıktan çekilmiş ve fransa ile fas baş başa kalmıştı. 1992 yılında isviçre'de yapılan oylamada fifa'nın gönlü, dünya kupası'nın ev sahipliğini avrupa veya amerika kıtaları dışında bir ülkeye vermeye razı olmadı ve fransa, oylamada fas'a 12-7 üstünlük kurarak ev sahibi oldu. 23 yıl sonra patlayan rüşvet skandalında bu oylamayla ilgili kuşkuların olduğu söylenecekti.

güney amerika elemelerinde conmebol ilk defa ne kadar takım varsa hepsini bir grupta toplayıp lig usulu bir eleme sistemine geçti. kuzey amerika elemelerinde koşucularıyla ünlü olan jamaika, savaşın bittiği parçalanan topraklardan doğan hırvatistan (hem de yugoslavya ile beraber), tsubasagiller ve kara kıtanın temsilcisi güney afrika ilk defa bu arenada boy gösterecekti.

1954 dünya kupası'ndan sonra ilk defa euro 96'da boy gösteren türkiye'de fatih terim görevinden ayrılıp galatasaray'ın başına geçmiş ve onun yerine mustafa denizli gelmişti. grupta hollanda favoriydi ama ikincilik için belçika ile kapışabilirdik. eğer evimizde yener, deplasmanda 1 puan alabilirsek grupta ikinci olabilirdik, belki en iyi ikinci bile olabilirdik. ama hesapta olmayan bir şeyi başardık. belçika'dan almamız gereken 4 puanı gittik hollanda'dan aldık, hollanda'ya vereceğimiz 6 puanı da gittik en büyük rakibimiz olan belçika'ya verdik. arada bir de galler deplasmanında 2 puan bırakınca grupta 3. olarak şansımızı kaybettik. elemelerde 2 isim ön plana çıktı. biri oktay derelioğlu idi; eleme grubu maçında bütün belçika savunmasını çalımlayarak attığı gol minik tesellimiz ve tek övünç kaynağımız olmuştu. diğeri ise sergen yalçın. grubun ilk maçı olan deplasmandaki belçika maçı sergen'in hayatının özetiydi. takım 2-0 yenikken 53'te oyuna girmiş; 56'da golünü atmış, gol pozisyonları üretmiş, oyunu belçika sahasına yıkmamızı sağlamış ama 60'ta hakemin ayağına tükürdüğü için kırmızı kartla atılmış ve 3 maç ceza almıştı.


biz yoktuk ama ligimiz kamerun (1), danimarka (1), güney afrika (4), bulgaristan (4), nijerya (3), romanya (4), hırvatistan (1) takımlarındaki 18 oyuncuyla temsil edilecekti.

bir önceki kupanın yıldızı brezilyalı romario de souza faria 32 yaşında kıtasına geri dönmüş ancak kadroya dahil edilmemişti. meksikalı hugo sanchez futbolu bırakmıştı. 1978 dünya kupası kadrosuna çağrılmaması sansasyon yaratan , 1982'de gördüğü kırmızı kartla kupaya erken veda eden , 1986 denilince akla gelen tek isim olan , 1990'da gözyaşlarıyla kupayı kaybeden , 1994'te yasaklı madde kullandığı için kupayı tamamlayamayan diego maradona da artık futbol dünyasında yoktu.

yıldızlarını birer birer kaybeden dünya kupası yeni yıldızlarını yaratmayı bekliyordu ve gözler inter'in yıldızı 21 yaşındaki ronaldo luis nazario de lima'nın üzerindeydi. ama kupanın yıldızı bambaşka bir isim olacaktı.

kupa öncesi reklam çalışmaları ricky martin'i yıldızlaştırdı. la copa de la vidao yılın en çok dinlenen şarkılarından biriydi ama dario g'nin `carnivale de paris` isimli çalışması daha çok sevilmişti.


finallerde ilk defa altın gol uygulaması uygulandı ancak bu sistem sonraki yıllarda takımları defans yapmaya yönlendirerek futbol zevkini öldürüyor eleştirileriyle beraber tarihe gömüldü. ilk defa elektronik tabelalar kullanıldı.

brezilya'nın gruptaki son maçında norveç'e yenilmesi ve bunun sonucunda fas'ın elenmesi türk medyasında şok etkisi yarattı. iş din savaşlarına kadar uzandı ; fas'ın müslüman bir ülke olduğu için brezilya'nın norveç'e yenildiği öne sürüldü. ama aynı brezilya 4 yıl sonra norveç'e yaptığını kosta rika'ya yapmayacaktı.

play-off'lardan gelen italya'da ilk maçta gözler roberto baggio'nun üstündeydi. 1994'te kaybedilen kupanın ihalesi suçsuz yere ona kalmıştı. penaltıyı atsa bile brezilya sonraki penaltıyı attığında kupa yine kaybedilecekti ama ''yıldız oyuncu olmak bazen ihalenin sizin üzerine kalması demek''ti. 1994'ten sonra uzun bir süre milli takımda oynamayan baggio grubun ilk maçında şili karşısında italya penaltı kazandığında yine topun başındaki isimdi. daha sonraları ''topun başına geçtiğimde 4 yıl önceki an gözümün önüne geliyordu'' diyecekti. o penaltıyı gole çevirerek 3 dünya kupasında gol atan tek italyan futbolcu olarak tarihe geçti baggio.

roger milla'dan yoksun kamerun'da real madrid'in sağa sola kiraladığı 17 yaşındaki samuel eto'o kupanın en genç ismiydi. ispanya gruplardaa eleniyordu ama 10 numaralı formasıyla 20 yaşındaki genç bir isim göze batmıştı , raul gonzalez blanco.

paraguay kalecisi jose luis chilavert'in bulgaristan maçında frikik kullanmak için topun başına geçmesiyle bir kuşak kalecilerin de frikik kullanabildiğini görmüştü.

f grubundaki abd - iran karşılasması politikayla futbolun iç içe geçtiği bir maça dönüştü ve bütün ülke hem komşumuz olması hem de amerikan karşıtlığımız nedeniyle iran'ı tutmuştuk. iran'ın galibiyetiyle sevinen bizler daha sonra fas'ın elenmesiyle hüzne boğulduk. neyse ki sonra özümüze dönüp geleneksel olarak favori takımlarımızı desteklemeye devam ettik.

 (bkz: 21 haziran 1998 abd iran maçı)

arjantin serie a'nın serie a olduğu yıllarda italya ligi ağırlıklı bir takımla gelmişti. maradona artık yoktu ama onun 43 veliahtından birisi olan ariel ortega 10 numaralı formanın yeni sahibiydi.

güney kore, tunus ve suudi arabistan gruptaki 2 maçın ardından teknik direktörünü kovacak kadar sert takımlardı ama suudi arabistan'da carlos alberto parreira'nın kovulması brezilya ile kupa kazanıp 4 yıl sonra suudi arabistan'dan kovulmak gibi trajik bir olaydı.

2. turda akılda kalan şüphesiz ki en önemli olay ingiltere-arjantin maçıydı. 18 yaşındaki minik michael owen'ın yıldızlaştığı maçta david beckham'ın diego pablo simeone'ye yerde yatarken attığı tekmeyle kırmızı kart görmesi ve ingiltere'nin penaltılarla elenmesi sonucunda beckham eleştirilerin hedefi olmuş ve ingiliz basın neredeyse beckham'ı vatan haini ilan etmişti. aynı beckham 2001 ekiminde attığı golle takımını 2002 dünya kupasına götürerek aynı basın tarafından kral ilan edilecekti.

çeyrek finallerde dennis bergkamp'ın arjantin'e attığı gol onun neden bir golcü olduğunu kanıtlar nitelikteydi. ( hollandalı spikerin performansı golü güzelleştiren diğer bir etken ).


yugoslavlar kupaya 2. turda veda ederken çeyrek finallerin son maçında dama taşlı formasıyla hırvatlar kupanın en büyük sürprizini gerçekleştiriyor ve almanları kupa dışına itiyordu. 1986'nın finalisti, 1990'nın şampiyonu almanya 1994'ten sonra 1998'de de çeyrek finalde sürpriz bir şekilde elenmişti.

finale çıkmayı sonuna kadar hak eden hollanda ile ev sahibine boyun eğen hırvatistan'ın üçüncülük mücadelesini kazanan hırvatistan, isveç'in başlattığı ''dünya kupası 3.'sü olan avrupa takımı bir sonraki avrupa şampiyonasına katılamaz geleneği''ni sürdürerek euro 2000'e katılamayacaktı. (bir sonraki kupada bayrağı biz devraldık)

fransız emmanuel petit ( bizim bildiğimiz adıyla ''pöti çok konuşur'' ) kupanın ilk gününde verdiği röportajda finali brezilya ile oynayacaklarını ve 2-0 kazanacaklarını söyler. tam da öyle olacakken kendi kehanetini kendisi bozar ve fransa finali 3-0 kazanır. ama daha çok konuşulan konu ronaldo'nun durumudur. hastalığı nedeniyle kadrodan çıkartılan ama maçtan yalnızca 45 dakika önce kadroya dahil edilen ronaldo sahada yokları oynar. bu durum daha sonraları sponsor baskısından dolayı ronaldo'nun oynamak zorunda kaldığı dedikodularını ortaya çıkartır. 1996 yılında bordeaux takımıyla inter toto'dan uefa finaline kadar ilerleyen , bu başarısıyla juventus'a transfer olarak michel platini'nin izinden giden ve turnuvadaki gollerini finale saklayan zinedine zidane finalin kahramanı olurken ronaldo ise attığı 4 gol ve yaptığı 3 asistle kupanın en değerli oyuncusu seçilir. 6 gollü davor suker gol kralı olmuştur.


ve tabii ki fransa rejisine değinmeden olmaz. takım isimlerini fransızca yazan reji izleyenlerin beynine coupe de monde, pays-bas, ecosse, allemagne gibi isimleri kazıdı.

4 yıl sonra 1996'daki oylamada ev sahipliğini kazanan japonya-güney kore ortaklığıyla şampiyona ilk defa asya kıtasında düzenlenecek ve bu kupada küllerinden yeniden doğan ronaldo'ya, brezilya'nın yeni yıldız adayı ronaldinho'ya, zidane'siz son şampiyon fransa'nın tükenişine, 1954 dünya kupasından sonraki ilk dünya kupamızdaki serüvenimize tanıklık edecektik.

Kendi Kalesine Attığı Golden 10 Gün Sonra Mafyanın Emriyle Öldürülen Futbolcu: Andres Escobar