Pakistan Neden Büyük Krizler Yaşayıp Düşmesi Muhtemel Olan Bir Ülke?

Pakistan'ın yapısı, Taliban'ın gücü, Çin desteği ve sınırlar düşünüldüğünde gelecekte Pakistan konusunda pek iyi şeylerden bahsetmeyecekmişiz gibi görünüyor.
Pakistan Neden Büyük Krizler Yaşayıp Düşmesi Muhtemel Olan Bir Ülke?

dünyada birçok ülkede artık istihbarat teşkilatları yönetime ortaktır. bu ülkelerden bir tanesi de pakistan'dır. pakistan'da her ne kadar seçilenler olsa bile uzun süreli yürütülen devlet politikası vardır. yeni bir uzun süreli politika zamanı gelmiştir.

sovyetler birliği'nin işgali sırasında pakistan'ın en büyük ortağı amerika birleşik devletleri olmuştur. afganistan'dan pakistan'a kaçan, mülteci olan birçok afgan'a askeri eğitim verilmiş, silahlandırılmış ve bunlar tekrardan afganistan'a yollanmıştır. sovyetler birliği her ne kadar işgalde başarılı olsa bile işgal sonrası bir düzen kuramamış, afganistan'da çok ciddi bir hezimet yaşamış ve çekilmek zorunda kalmıştır.

bu süreçten sonra taliban kurulmuş; pakistan'ın yetiştirdiği, askeri eğitim verdiği birçok islamcı bu örgüt içinde yer almış ve kabil'i ele geçirmiştir. pakistan dolaylı yoldan afganistan'ı yönetmeye başlamıştır. ülke içinde sadece taliban'ın olmaması, sovyetler birliği'ne karşı savaşan başka islamcı grupların da olması pakistan'ın başını ağrıtmaya başlamıştır nitekim usame bin ladin de sovyetler birliği'ne karşı savaşmıştır, hatta ışid'in temellerini atan, yıllar önce planlayan ebu musab ez-zerkavi de afganistan'da savaşan islamcılardan birisidir.

diğer islamcı gruplar amerika birleşik devletleri'ni hedef almaya, terör eylemlerine girişmeye başlayınca hem pakistan'ın güvenilirliği sorgulanmıştır hem de taliban bir hedef durumuna gelmiştir.

pakistan istihbaratı, amerikan istihbaratı ile yaptığı görüşmelerde sık sık güvenceler verse bile 11 eylül saldırıları sonrası afganistan, amerika birleşik devletleri için hedef olmuştur. hatta iddia öyle ki bu iki istihbarat teşkilatı arasında 11 eylül saldırıları olmadan saatler önce görüşmeler yapılmış, pakistanlı istihbaratçılar amerikalılara "her şey kontrol altında." sözü vermişlerdir.

11 eylül gibi bir saldırılarının akabinde amerika birleşik devletleri'nin afganistan'a müdahalesi başlamıştır. pakistan istihbaratı bu adımı kabul etmemiş, amerika birleşik devletleri'nin karşısında durmuştur ve amerikan ordusu her ne kadar kabil'e girse bile ruslar ne yaşadıysa onu yaşamıştır. işgal başarılı olmuş fakat kurumları işleyen bir devlet oluşturulamamıştır.

halkın taliban'a desteği, pakistan'ın yaptıkları amerika birleşik devletleri'nin gücünü kırmış, amerikan ordusunu asimetrik savaşa düşürmüştür. amerikan ordusu da gerek arazi şartları gerek halk tepkisi gerekse işlemez bir düzen sebebiyle hezimete uğramıştır.

2010'lu yılların başından itibaren amerika birleşik devletleri'nin afganistan'da yenildiği bir sır olmaktan çıkmıştır, hatta birçok askeri analist bunu yazmaya başlamıştır. amerika birleşik devletleri'nin afganistan'dan çekilmesiyse 2021 yılında olmuştur. amerika birleşik devletleri çekilirken, afganistan'ı terk ederken doğru zamanı beklemiştir. artık dünya çok kutupludur ve çok kutuplu dünya düzeninin bir oyuncusu olduğunu kabul eden amerika birleşik devletleri, pakistan'ı tehdit etmesi mümkün bir tutumla afganistan'dan çekilmiştir.

amerika birleşik devletleri'nin afganistan'daki son yıllarında taliban her geçen gün güçlenmiş, meşruiyet kazanmış ve başka aktörlerle de temas kurmuştur. bu aktörlerden bir tanesi, pakistan'ın yakın ilişkiler kurduğu çin'dir.

amerika birleşik devletleri bununla da kalmamış "kabil'e 6 ayda giremezler, biz çekildikten sonra 6 ayınız var." diyerek dünya kamuoyunu da yanıltmıştır. bu sebeple rusya ve hindistan gibi ülkelerin taliban karşısında savaşan afganistan ordusuna yardım etme şansı kalmamıştır. taliban yıkıcı bir güçle kabil'e girmiş, kontrolü ele geçirmiştir.

sovyetler birliği'nin afganistan'dan atılmasıyla amerika birleşik devletleri'nin afganistan'dan atılmasında ortak nokta pakistan'dır fakat bugün şartlar farklıdır. ruslar hezimetin ardından afganistan'dan çekildiğinde amerika birleşik devletleri'nin afganistan'a nüfuz edecek gücü yoktu, ülke pakistan'a kaldı. amerika birleşik devletleri hezimet sonrası afganistan'dan çekildiğinde afganistan'ın sahibi pakistan olamadı.

işte bunun sebebi taliban'ın yıllarca yapılanmış olması, artık pakistan'ın kontrol edeceği bir örgütten fazlasına dönüşmesi ve çin'in taliban üstünde artan etkisidir.

pakistan doğru bir politika olarak hindistan'a karşı çin'le ilişki geliştirmiştir. çin'in ticaret yolları başka bir konudur, pakistan'ın bu rotalarda bulunması çin'in pakistan'a yatırımlar yapmasını sağlamıştır.

iyi gibi gözüken bu hamleler pakistan'ın çin'e bağımlı olduğunun kanıtıdır. çin bu yardım ve yatırımlarla pakistan üstünde ciddi bir güç elde etmiştir. uluslararası ilişkilerde "karşılıklı bağımlılık savaşı engeller" düşüncesi belirli yerlerde ağır basmaktadır fakat çin'in pakistan'a karşı bağımlılığı her geçen gün azalmaktadır tam tersi pakistan'ın çin'e bağımlılığıysa artmaktadır.

taliban konusuysa pakistan'ın güvenliğini bütünüyle tehdit etmektedir. birçok analist, askeri uzman ve uluslararası ilişkiler uzmanı amerika birleşik devletleri'nin çekilişini pakistan'ın zaferi olarak yorumlamıştır fakat durum böyle değildir.

taliban'ın pakistan talibanı ile sorunları olsa bile arada bir düşmanlıktan bahsedilemez. pakistan talibanı, taliban'a tam olarak bağlı da değil ama bağlantılar çok yüksek. pakistan talibanı'nı oluşturanlar yine büyük ölçüde afganistan'dan kaçanlar ve pakistan talibanı pakistan hükümetine düşmanlık beslemektedir.

çin'in ekonomik olarak pakistan'da güçlendiği ortamda bir de taliban üstünde güçlenmesi pakistan için kabul edilemez olmalıdır fakat ilginçtir, bagram'ın ışıklarını çinli diplomatlara pakistanlı yetkililer açmıştır.

pakistan'ın çin'i karşına almak istemediği bir gerçektir. bu doğrultuda davrandığı görülmektedir fakat bu pakistan'ın düşmesine sebebiyet verecek kadar tehlikeli bir hatadır.

pakistan her yandan sarılmıştır. tek sorun çin'in artan nüfuzu değildir. hindistan'ın hem amerika birleşik devletleri ile hem de rusya ile ilişkileri geliştirmesi pakistan için başka bir sorundur.

pakistan'ın bu tehlikeli ortaklıkları ve özünde yalnızlığı karşısında kendisine kapı açan tek bir aktör vardır: amerika birleşik devletleri.

bu iki ülke amerika birleşik devletleri'nin afganistan'da bulunduğu dönemde büyük krizler yaşasa bile amerika birleşik devletleri'nin bölgeyi bırakma şekli pakistan'ı zor bir yola sokmuştur ve pakistan'ı bu yola sokan amerika birleşik devletleri, hindistan ile ilişki geliştirmesine rağmen keşmir sorununda ısrarla tarafsız davranmaktadır. pakistan'a sürekli olarak açık kapı bırakmaktadır.

hatta bu sebepten ötürü hindistan'ın amerika birleşik devletleri'ne ön yargısı bulunmaktadır. hindistan'ın rusya'yla ilişki geliştirmesinin, güney çin denizi krizine direkt olarak değil de dolaylı yoldan dahil olmasının sebebi budur. amerika birleşik devletleri'nin pakistan'a sürekli olarak aralık kapı bırakması, hindistan'ı rahatsız etmektedir.

ne var ki hindistan'ın da pek şansı yoktur. rusya'yla geliştirilen ilişkiler, amerika birleşik devletleri'ne "bak sana alternatif buldum" flörtleri yine amerika birleşik devletleri tarafından çökertilmiştir.

ukrayna'dan rusya'nın bütünlüğünü tehdit etmeye başlayan amerika birleşik devletleri zorlaya zorlaya ukrayna'da bir savaş çıkarmış ve rusya'yı bir bataklığın içine sokmuştur. çok uzun süredir amerika birleşik devletleri'nin karşısına dikilmeye çalışan avrupa birliği "geçici olarak" amerika birleşik devletleri'nin kanatları altına girmiştir.

avrupa birliği'ni küresel bir oyuncu yapmaya çalışan ve washington'la her kulvarda mücadeleyi hedefleyen yeni nesil napolyon ve rusya'yı tekrardan küresel bir oyuncuya çevirmek isteyen yeni nesil çarı kafa kafaya vurdular. yeni nesil napolyon'un amerikan karşıtı tüm politikaları çökerken yeni nesil çar "ülkemi nasıl koruyacağım?" derdine düştü.

bugün bir gözüken amerika birleşik devletleri ile avrupa birliği aslında bir değildir. rusya üstünde avrupa birliği'nin hedefi ve isteği putin'in iktidardan düşürülmesi ve rusya'yla yeniden yeni bir liderle iş birliğiyken amerika birleşik devletleri'nin isteği putin'in bağımlı olarak iktidarda kalması ve avrupa birliği ile rusya arasındaki sorunların devam etmesidir. bunlar başka başlığın konusu, ukrayna krizi çözülmeye yakın amerika birleşik devletleri ile avrupa birliği arasında krizler tekrardan ortaya çıkacak. burada şimdiden yazayım.

yeni nesil çar eski bir istihbaratçı olduğu için ve yanındaki en güvendiği kişilerden gerasimov 21. yüzyıl savaş düzenini çok iyi anladığı için rusya sadece türkiye ve avrupa birliği'ne değil, asya'ya da yumuşak güç uygulamıştır. hindistan'ın rusya'dan büyük beklentilere girmesi bu sebeptendir ama yaşananlar rusya hakkında şüpheler doğurmuştur.

zaten halihazırda bengal'da olanlar; myanmar'da güçlenen, sri lanka'da dahi nüfuz arttıran çin, hindistan için çok tehlikeli bir duruma gelmektedir ve hindistan öyle veya böyle güney çin denizi krizinde amerika birleşik devletleri ile saf tutacaktır. amerika birleşik devletleri'nin pakistan'a el uzatmasında herhangi bir sorun yoktur.

pakistan'ın şansı da varken çin'e karşı daha fazla taviz vermeden politika değişikliğine gidip bölgesini çin'den koruması gerekmektedir. taliban'ın bütünüyle pakistan'ın kontrolünde olması mümkün değil fakat taliban'ın büyük bir bölümü, belli aşiretler pakistan ile çok yakın ilişkilere sahip. pakistan'ın bu tavizci ve pısırık tavrı sonrası aradaki bağ her geçen gün zayıflayacak ve pakistan bugün elinde tuttuğu taliban üyelerine veya taliban'ın yapısına aşina aşiretlere müdahale şansını kaybedecektir.

pakistan'ın amerika birleşik devletleri'yle yeniden ilişki kurma şansı hep ortadadır. çin'in amacı bu şansı ortadan kaldırmaktır. bunu bugün yatırımlarla ve ilişki geliştirerek, pakistan'ın bağımlılığını arttırarak, yapmaktadır. günü gelir pakistan bu durumdan caymak isterse, ki caymak isteyecektir, afganistan'da güçlenmiş, taliban'la iyi ilişkiler geliştirmiş bir çin, pakistan'ın başına bela olabilir. çin bu sefer de sert güç uygulayarak pakistan'ı kontrolü altında tutacaktır. pakistan'da kendisine bağlı bir yönetim isteyecektir.

pakistan'ın yapısı, taliban'ın gücü, çin desteği ve sınırlar düşünülürse pakistan için bir felaket senaryosu yaklaşmaktadır.

pakistan'ın rusya'yla ilişki geliştirmesi bu düzlemde çok olumlu gözükmektedir. pakistan'ın çin'den uzaklaşması, bölgedeki diğer aktörler ile ilişki kurması hayati önem taşımaktadır. doğru zamanda da afganistan'da bazı değişiklikler yapılmalıdır.

bu değişiklikler sonrası yüksek ihtimalle afganistan'da bir iç savaş çıkaracaktır. taliban'ın bölünmesi gündeme gelecektir. işte amerika birleşik devletleri tam olarak burada ortaya çıkacaktır.

amerika birleşik devletleri yıllar boyunca pakistan istihbaratı ile muhatap oldu, pakistan istihbaratının entrikaları ile mücadele etti. afganistan'da taliban'a kaybettiler ama bunun mimarı pakistan'dı ve şimdi amerika birleşik devletleri bölgeyi öyle bir duruma getirdi ki pakistan'ın amerika birleşik devletleri'ne el uzatmaktan başka şansı yok. amerika birleşik devletleri bunu çok iyi biliyor.

amerika birleşik devletleri, çok kutuplu dünya düzeninin yeni oyuncusu, ukrayna'da bir savaş çıkararak kendisinden kopan avrupa birliği'ni sarstı, yeni dünya düzeninde kendisine "küresel güç" unvanı biçen rusya'ya yerini gösterdi. büyük ihtimalle rusya istenilen seviyeye getirilecektir ve ukrayna'daki savaşın hemen ardından amerika birleşik devletleri ile avrupa birliği arasındaki ipler kopacaktır.

ukrayna krizinin nihayete ermesinin, aslında eş zamanlı da olabilir, ardından yeni kriz sahaları ırak, afganistan-pakistan ve güney çin denizi olacaktır.

çin'in en yakın müttefiklerinden iran'ın uzayan kolları artık bölge ülkeleri için kabul edilemez durumda. türkiye ve israil başta olmak üzere orta doğu ülkeleri iran'ın etkisini kırmak istiyor. amerika birleşik devletleri'nin siyasi desteğini alacak bir vekalet savaşı ile iran'ı ırak'ta yenmeye çalışacaklar. başarılı olunursa ırak'ta güç kaybeden iran diğer bölgelerde de bir bir güç kaybetmeye başlayacak. ırak'taki yeni vekalet savaşında ana aktörler türkiye, israil ve iran olacaktır.

pakistan-afganistan ve güney çin denizi meseleleriyse dolaylı yoldan değil direkt olarak çin'le ilgili. güney çin denizi'nde yaşanan gelişmeler, çin'in dengesiz tavırları sonrası birçok ülke çin'e karşı mecburi bir ittifak içine düşecek/düştü. amerika birleşik devletleri yeni dünya düzeninde en ciddi rakibini kuşatıyor.

kuşatmanın diğer cephelerindeyse rusya, hindistan ve pakistan var.

ukrayna krizi sonrası rusya son kurşununu attı, son denemesini yaptı ama bu yeni düzende pastadan alacağı pay belli, başka bir şeye sahip olamayacak, artık bir bölgesel güç. hem çin'e hem de avrupa birliği'ne karşı washington ile anlaşmak zorunda.

pakistan'ı ve hindistan'ı da konuştuk. toparlayalım.

amerika birleşik devletleri'nin afganistan'dan çekilişi belirli bir takvimde ve belirli bir amaçta gerçekleşmiştir. amerika birleşik devletleri'nin varlığı ile kurulan denge tamamen bozulmuş, "afganistan'da amerika birleşik devletleri olmasın." diyen pakistan'ı ve çin'i karşı karşıya getirmiştir.

amerika birleşik devletleri, pakistan'ın çin'e karşı hamle yapmasını beklemektedir çünkü pakistan'ı buna mecbur bırakmıştır. pakistan'ın hamlesi afganistan üstünden olacaktır ve afganistan'da çıkacak iç savaşta pakistan'a en ciddi desteği amerika birleşik devletleri verecektir. bu destek müslümanlığı ile bilinen, bölgede sevilen bir nato müttefiki üstünden de olabilir, direkt olarak gizli de olabilir ama açık bir destek tabii ki olmayacaktır.

pakistan'ın çin'e "afganistan'da savaş bitsin, mültecilerle daha fazla uğraşmayalım, ekonomimiz canlanıyor" tarzında bakması ve tavizler vermeye devam etmesi pakistan'ın belki sınır olarak değil ama devlet olarak yok olmasıyla sonuçlanabilir. pakistan'ın elindeki güç düşünülürse bu durum dünya için de kabusa dönüşebilir.

yeni dünya düzeninin yeni oyuncusu ukrayna'da attığı riskli adımdan istediğini aldı, afganistan-pakistan'da adımı aylar önce attı, her geçen gün kriz yaklaşıyor. bakalım burada sonuç ne olacak.