Placebo Solisti Brian Molko, İstanbul Konserinde Seyirciye Neden Küfür Etti?

Dün akşam (18 Temmuz) ünlü indie rock grubu Placebo İstanbul'daki Zorlu PSM'de sahne aldı. Konserin ilerleyen dakikalarında solist Molko sinirlerine dayanamadığı dakikalar yaşadı. Peki neden?
Placebo Solisti Brian Molko, İstanbul Konserinde Seyirciye Neden Küfür Etti?

Olayın özeti

konserden önce kamera kaydıyla ilgili olarak yapılan türkçe ve ingilizce sesli anonsa ek olarak ekrana yansıtılan uyarıya rağmen tüm konseri çekmeye çalışan gerizekalılara brian molko biraz sert de olsa gereken cevabı verdi, özellikle öndeki bir kişiyi de işaret etti. üslup konusuna ben de katılıyorum, bol fuck'lı ve selfish'li, kimsenin beklemediği sert bir çıkıştı ancak cümlesinin sonunda da "we ask you very very politely" şeklinde yalvardı resmen. öte yandan çekmeye devam ederseniz ben de s*klemem konseri demesi pek hoş olmadı elbette, sonuçta uyarıya uyanlar çoğunlukta ama ne yazık ki millet bundan anlıyor, bu azardan sonra telefonu iki eliyle birden tutarak tüm konseri çekmeye çalışan önümdeki kişi de dahil olmak üzere the bitter end'e kadar bir tane telefon kamerası görmedim, sonra yine birkaç tane çıktı tabii.

brian molko'nun tam cümlesi "you are fucking selfish. you make me angry. and the more angry i get, the less i care about the concert. put your fucking phones down." şeklindeydi.

"S*ktiğimin bencilleri. Beni kızdırıyorsunuz. Ve ne kadar kızarsam konseri de aynı derecede umursamam. O s*kik telefonlarınızı indirin."

ilk 3 sıranın video çekmemesi konusunda sözlü uyarı, üzerine placebo imzalı "video çekerseniz saygısızlık edersiniz. anı yakalayın. sizinle bütünleşemeyiz. barış sizinle olsun. namaste" şeklinde ekranda uyarı vardı.

Konserin genel kritiğini de şuraya bırakarak bitirelim

yaş ortalamasının yüksek olması beni şaşırttı açıkçası. şimdiye kadar türkiye'de izlediğim tüm placebo konserleri içerisindeki en yüksek yaş ortalamasına sahip placebo konseriydi diyebilirim.

daha önce de birçok kez bahsedildiği gibi, yeni albümün tanıtım turnesi olduğu için gözümüzün aşina olduğu bir setlist çıkarmışlar. bu açıdan sorun yok; ancak son albüm ağırlık olması sebebiyle mi yoksa yaş ortalamasının geçtiğimiz placebo türkiye konserlerine göre daha yüksek olması sebebiyle midir bilemiyorum, şarkılara eşlik eden seyirci sayısı çok azdı. ben şahsen hardcore bir placebo fanı olarak tüm şarkıları ezbere biliyordum, hepsine de ergenler gibi sesim kısılana kadar eşlik ettim ancak benim bulunduğum bölgede şarkılara eşlik eden sayısı çok azdı. hatta bazıları sanki hazır zorlu'ya alışverişe gelmişken konser izleyelim bari demiş gibi katılmışlardı konsere. bulunduğum bölgede tek başımaydım resmen :)

konser, tam da bilette belirtildiği gibi 21:30'da, her placebo yeni albüm turnesinde olduğu gibi albümün açılış parçasıyla; forever chemicals ile başladı. bu şarkıyı bir türlü sevemedim ben. sanki tencere tava çalıyolar gibi hissediyorum. ardından gelen beautiful james'e katılım oldukça iyiydi, beklediğim gibi bir katılım gerçekleşti. üçüncü şarkı olarak aslında 9 sene öncesine ait olmasına rağmen sanki yeni çıkan bir şarkı muamelesi gören ve kimsenin eşlik etmediği scene of the crime ile devam ettiler.

hugz ve happy birthday in the sky ile tempoyu biraz yükseltmiş ve seyirciyi azıcık da olsa gaza getirmişken brian molko'nun yaptığı "you're fucking selfish", "don't make me angry, if you make me angry, i will not care about the concert" falan diyerek çıkışması her ne kadar başta herkes tarafından vooo hooo, süper, şeklinde tepki karşılık bulsa da herkesin modunu biraz düşürdü diye gözlemledim. ayrıca eyyy molko, aynı tepkiyi geçen ay katıldığınız rock am ring'de, milton keynes'de neden vermedin acaba? orada telefonla çekmiyorlar mıydı? şahsen ben de konseri sürekli bir başkasının telefon ekranından izlemeyi sevmiyorum ama bırak da insanlar bir selfie çeksinler, iki story atsınlar 2022 yılında artık bu kadarını normal karşılamak gerekir diye düşünüyorum.

bu arada 2000 yılındaki istanbul konserinde de "happy birthday brian" diye bağıran seyirciye "i feel like fucking britney spears or christina aguilera" diye azar vermişti brian molko. bu türk seyircisini ilk azarlayışı değil yani...


seyirciye gelen bu azarın ardından 25 yıldır bir türlü vazgeçemedikleri lanet olasıca bionic ile devam ettiler konsere. eski şarkı kotasının bu şarkıyla doldurulmasından nefret ediyorum yaa. sözler basit, şarkı gereksiz uzun... bıkmadınız mı arkadaşım her konserde harder, faster, forever after... madem ilk albümden çalacaksınız, çalın şuradan bir bruise pristine, i know, nancy boy biz de vay anasını yaa ne konserdi diyelim. bir bionic, bir de teenage angst sıktı be yıllardır!

neyse, bionic ardından yeni albümdeki favori şarkım olan surrounded by spies ile devam edip düşen modumu yeniden toparladılar. ardından gelen one of a kind, bu akşamın en çok sevindiğim şarkılarından oldu. tam net hatırlamıyorum şu anda ama bu şarkıyı sanırım ilk kez canlı dinlemiş olabilirim. şarkının sonlarında 2006 rock am ring'deki gibi, 2007 hurricane'deki gibi "i aaaaaam" diye bağırmasını bekledim ama bağırmadı. olsun buna da şükür, yine de mutlu oldum:)

sad white reggea için şöyle desem yanlış olmaz bence; yarın öbür gün birisine konser setlist'ini sorun, setlist'teki şarkıları sayarken unutacağı bir şarkı varsa o kesin budur.
aslında albümdeki gizli hitlerden olabilecek bir şarkı bence ama ilgi neredeyse sıfırdı.

try better next time ve ardından gelen too many friends'e katılım tamdı. özellikle too many friends beni yıllardır şaşırtmaya devam ediyor :)

went missing olmasaydı da olurdu. içimizi baydı. bu şarkı yerine eski şarkılardan black-eyed veya soulmates gelebilirdi aslında. bu ikisi placebo'nun çok sevdiği konser şarkılarındandır, bir ümit bu şarkıları beklemedim değil valla ama çalmadılar :(

art arda for what it's worth ve slave to the wage çalınması ile yeniden hareketlenen seyirci, special k ve the bitter end ile coştukça coştu. slave to wage'in sonunda run away kısımlarını hiç uzatmadan şarkıyı bitirdiler. eskiden 2-3 dakika boyunca şarkı sonunda seyirci run away diye bağırıp alkış yapar brian da seyirciyi izlerdi.
ayrıca brian'cığım çok rica ediyorum the bitter end çalarken from the time we intercepted ile başlayan o meşhur son kısımlarında yeniden bağırıp çağırmaya başla eskisi gibi, mal gibi amfinin yanına gidip gitar sallamayın rica ediyorum, her konserde uydurduğun o saçma sözleri duymak istiyoruz biz.

bis'ten önce çaldıkları infra-red kadar overrated bir şarkı görmedim yaa. kesinlikle kapanış veya bis öncesi şarkısı değil bu şarkı. infra-red'ten açılış şarkısı bilemedin, 5. veya 6. şarkı falan olur, konser sonu için kesinlikle uygun bir şarkı değil bu. bir türlü vazgeçmediler şu huylarından.

son olarak stranger things ile yeniden popüler olan running up that hill ile konseri kapadılar. son zamanlarda tüm dünya çapında bu kadar popüler olmuşken, kapanışın da bu şarkıyla olması çok normal tabii ama sonlarında brian molko be running up that road, be running up that hill diye bağırıp çağırmaması eksi yazıyor.

bionic öncesi seyirciyi azarlaması ve bir kez "thank you" demesi dışında seyirciyle etkileşimi her türkiye konserinde olduğu gibi minimum düzeydeydi brian molko'nun. stefan yine seyirciyi ikiye bölüp sırayla bir sağ tarafı bir sol tarafı çoşturup ardından hşşş çekerek the bitter end'e başladı.

every you every me, meds, song to say goodbye, soulmates, black-eyed, i know, twenty years, pure morning, special needs gibi muazzam şarkıların çalınmadığı, sıkı bir placebo fanı olmayanın büyük ihtimal konserin ilk bir saatinden zerre zevk almayacağı bir konser oldu. görece kısa bir konser oldu, yaklaşık 80 dakika sürdü.

performans dışında, biranın çok pahalı olduğu, çoğu kişinin azar yememek için gizli saklı video çektiği, yaz günü, hem de pandemi varken kapalı alanda gerçekleşen bir konser oldu.

2026'da görüşmek yeniden görüşmek üzere...