Resim Sanatının Bugünlere Gelmesinde Önemli Bir Geçiş İşlevi Gören Fovizm Akımı

Ünlü ressam Henri Matisse'in öncülüğünü yaptığı bu akımı incelemek, resim sanatının tarihini çok daha iyi anlamanızı sağlıyor.
Resim Sanatının Bugünlere Gelmesinde Önemli Bir Geçiş İşlevi Gören Fovizm Akımı
Woman With a Hat / Henri Matisse, 1905


fovizm, fransa’da 1898-1908 yılları arasında etkili olan dışavurumcu bir resim üslubudur

saf ve parlak renkli boyaların doğrudan tüpten çıktığı gibi resim yüzeyine uygulanmasıyla yaratılan patlama duygusu bu üslubun özelliğini oluşturur.

fovist ressamlar da izlenimciler gibi doğrudan doğayı betimlemekle birlikte, yapıtlarında yoğun bir dışavurumcu tepki izlenir. 1905’te paris’teki salon d’automne’da (güz salonu) açtıkları ilk resmi sergilerini gezenler büyük şaşkınlığa uğramış, eleştirmen louis vauxcelles sergide yer alan resimlerdeki şiddet ögesinden ötürü sanatçılara (fauve (vahşi hayvan)) fovist adını takmıştır.

fovistlerin önderi henri matisse’di

matisse, vincent van gogh ve georges seurat gibi ustaların resimlerini inceledikten sonra bu üsluba yönelmişti. yaptığı düzenli çalışmalar onu, üç boyutlu mekanın geleneksel yorumunu reddetmeye ve renklerin hareketiyle tanımlanan yeni bir resim mekâni aramaya yöneltti. matisse’in 1905 sergisinde yer alan “şapkalı kadın” adli yapıtı, canlı mavi, yeşil ve kırmızı renkler içeriyordu. hızlı fırça vuruşlarıyla portreye anlatımcı bir ifade ve hareket kazandırmıştı.

Matisse

öbür fovistler arasında fransa’nın chatou bölgesinden gelen andré derain ve maurice de vlaminck vardı. bu iki ressam matisse’le birlikte topluluğun çekirdeğini oluşturuyordu.

derain’in yapıtlarında manzaradaki her ton kesik ve güçlü fırça vuruşlarıyla saf renklere dönüşüyordu


vlaminck’in resimlerinde görülen güçlü renk sarmalları ise büyük ölçüde van gogh’un anlatım gücünden izler taşıyordu


le havre bölgesinden üç genç ressam da, matisse’in güçlü kişiliğinden etkilenerek topluluğa katıldı.

othon friesz, parlak fovist renklerin uyandırdığı duygusal çağrışımlara yönelerek, daha önce uyguladığı sıradan izlenimcilikten uzaklaştı


çalışma arkadaşı raoul duffy ise kendi estetik yapısına uygun olarak fovizmin bezemsel bir çeşitlemesini yarattı


öte yandan georges braque küçük renk benekçikleriyle belirli bir ritim duygusu geliştirdi. bunlar onun kubist üslubunun ilk belirtileriydi


1890’larda güzel sanatlar yüksekoulu’nda matisse’in öğrencisi olan albert marquet ile yaptıklarında parislileri betimleyen hollandalı kees van döngen de topluluğun üyesiydi


fovist üslupta çalışan başka ressamlar arasında georges rouault, henri manguin, charles camoin ve jean puy da vardı.

bu sanatçıların birçoğu için fovizm bir öğrenme ve geçiş dönemi oldu

1908’e gelindiğinde, paul cézanne’in doğanın düzeni ve yapısına ilişkin görüş ve gözlemlerine duyulan ilgi yeniden canlanmış ve fovizmin fırtınalı duygusallığına karşı kübizmin mantık düzeni daha çok yandaş bulmaya başlamıştı... matisse, öncüsü olduğu fovizmi tek başına sürdürdü ve betimlediği dünya ile kişisel duyguları arasında ince bir denge kurmayı başardı...