Resimden Müziğe Kadar Avrupa'ya Damgasını Vurmuş Türk Modası: Turquerie Akımı

16. yüzyılda başlayan ve Avrupa'da dalga dalga yayılan bu akım asıl zirvesine 18. yüzyılda ulaşmış. Resimden müziğe ve hatta modaya kadar birçok alanda Avrupa'da Osmanlı esintilerinin başrol olduğu bu akım birçok kültüre bir süre yön vermiş.
Resimden Müziğe Kadar Avrupa'ya Damgasını Vurmuş Türk Modası: Turquerie Akımı


bu akıma turquerie ya da türköri denmesinin nedeni dönemin süper gücü osmanlı imparatorluğu'nun merkezinin türkiye ya da türkler olmasıdır. bu fenomen avrupa'da oryantalizme olan ilgi ve osmanlı'nın avrupa ile artan ticari ve diplomatik ilişkilerinin gelişmesi sonucu artmıştır, zirvesi ise 18. yüzyıldır.

rönesans ve keşiflerin ardından avrupa burjuvazisi uzaklarda olan, uzaklardan gelen egzotik şeylere inanılmaz ilgi göstermeye başladı. ticaretle uğraşan zengin burjuva kesiminin bireysel zevkleri ve merakı turquerie modasını yaratan en önemli etmen olmuştur. burjuvalar birikimlerini bu modayı oluşturan objelere harcayarak turquerie’nin avrupa’da yayılmasını sağlamışlardır. parlak, canlı, nakışlı, çoğunlukla kadife dokulu, çiçek desenli türk kumaşlar, kaftanlar, sarıklar, örtüler, türk halıları, mobilyaları, lokum, tütün, nargile, çubuk, hamam, havlu/peşkir, kavuk (serpuş), lale ve nar figürü, kahve, kruasan, "sorbet" olarak adlandırdıkları şerbet, sofa ve divan, gümüş kemer, takunya, ankara tiftik keçisinden elde edilen "mohair" (angora) yünü, minyatür portreler, iznik seramikleri, çiniler, osmanlı çadırları, köşk ve şadırvanları, ahşap edirnekâri, türk enteryörleri, oryantal çiçek motifli bursa çatma, ipek kumaşlar ve bunun gibi türk işi objeleri kullanmak statü gösterdiği gibi kişinin açık görüşlü olduğunu ve bir "dünya insanı" olduğunu gösteren ibarelerdi.

avrupa'da turquerie modasının 1669'da kolbaşı müteferrika süleyman ağa'nın sefaret görevi nedeniyle fransa'ya gitmesiyle başladığı düşünülüyor

o yıllarda osmanlı ile fransa arasındaki ilişkiler gergindi, osmanlı fransa'nın ticaret yapmasını engelliyordu bu nedenle fransa kralı 14. louis zor durumdaydı. osmanlılardan fransa'ya bir elçi göndermelerini istedi. osmanlı kabul etti ancak, rütbesi çok düşük birini, kolbaşı müteferrika süleyman ağa'yı gönderdi. oryantalizm merakı olan avrupalılar, süleyman ağa'yı o dönemde hiçbir diplomatın görmediği ilgi ile karşıladı, adına balolar düzenlediler. öbür yandan süleyman ağa ise tüm protokollere aykırı davranıyor, kralla görüşmeden başbakanla görüşmeyi reddediyor, kral 14. louis'nin huzuruna alelade kıyafetlerle çıkıyordu. tabii tüm bunlara rağmen süleyman ağa'ya olan ilgi azalmıyordu. hatta bu olaylara şahit olan moliere, le bourgeois gentilhomme(kibarlık budalası) adlı komedisinin ünlü sahnesinde fransızlar'ın türk elçisine bu derecede rağbet etmeleriyle eğlenmiştir. süleyman ağa'nın versailles sarayında kabulünde, moliere'in bu eseri sergilenmiş, oyunda türk aksesuarları kullanılmış, asrın en büyük batı bestekarı jean-baptiste lully bu oyun için türkler töreni'ni (ceremonie des turcs) bestelemiştir. rivayete göre kral, süleyman ağa'nın rütbesini sonradan öğrenmiş ve gösterilen ilgiden ötürü pişman olmuştur. ancak bilinen gerçek, süleyman ağa'yı ziyarete gelen parislilerin osmanlı kıyafetleriyle ikram edilen kahvelerle tanışmasıdır. süleyman ağa'dan sonra avrupa'da kahve modası başlayacaktır.

avrupa'da turquerie'nin patlaması ise 1717'de istanbul'a büyükelçi olarak atanan john montagu'nun eşi lady mary wortley montagu'nun türk dünyasını, adetlerini, hamamlarını, kadınlarını ve modasını tasvir ettiği mektupları ile olmuştur

(montagu'nun mektupları daha sonra letters from turkey - şark mektupları olarak kitaplaştırılmıştır.) montagu'nun avrupa'ya döndükten sonra bahsettikleri, henüz avrupa'da uygulanmayan çiçek aşısı'nın osmanlı'dan avrupa'ya getirilmesi ile birlikte turquerie avrupa'da zirve yapmıştır denilebilir. artık avrupa'da tam anlamıyla bir türk modası hakimdi. nargileler, kaftanlar, ayrıntılı türk kostümleri, objeleri... 

Geleneksel Osmanlı kıyafetleri içinde Lady Mary Wortley Montagu

türkler'e olan bu ilginin karşılığını en iyi görmüş isimlerden biri ise yirmi sekiz mehmet çelebi'dir. kendisi 1720 yılında paris'e elçi olarak gönderilmiş, orada merak ve hayranlık oluşturmuştu. çelebi'nin paris'e gittiği dönem ramazan ayı içerisindeydi ve parisli kadınların onu, ramazan yemeklerini, teravih namazlarını saatlerce izlemek üzere izin aldıkları bilinir. yirmisekiz mehmet çelebi paris'e turquerie'nin en yoğun yaşandığı dönemde gitmiş olmasına karşın kendisi fransız hayranı olarak ülkesine dönmüştür. fransız sosyal hayatı, gece düzenlenen davetler yatsı ezanından sonra uyuyan osmanlılar için oldukça ilginçtir. yirmi sekiz mehmet çelebi 1721'de yazdığı fransız sefaretnamesi'nde bunların yanı sıra teknolojik gelişmelerden, paris'in şehir planlamasından, sarayların bahçe dizaynından, fransız kadınların toplumdaki konumundan bahsetmiş, osmanlı'da matbaa'nın kurulmasını ve lale devri'nin ivmesini sağlamıştı.

turquerie modası mimari, edebiyat, kıyafet, mobilya, müzik ve resim sanatını da etkiledi

pek çok sanatçının hayal gücünü doğu mistizmi, harem, oryantalizm şekillendirdi. jean-etienne liotard adlı isviçreli bir ressam hayatının uzun bir dönemini izmir ve istanbul'da geçirmiş, türkleri ve türk kıyafetlerini gösteren pek çok resim yapmış, avrupa'da ‘peintre turc’ (türk ressamı) olarak anılmıştır. turquerie modası, avrupa resim sanatını o kadar etkilemiştir ki, dönem portrelerine bakıldığında objelerin, kıyafetlerinin, sahnenin türk esintileri taşıdığı görülür. portrelerde poz, kıyafet, sahne seçimi statünün belirtilmesi açısından önemli olduğu için son moda türk kıyafetleri, divanlar, sarıklar, kahveler, tüller portrelerin çoğunda görülür.

şöyle çok da güzel örnekleri ise aşağıdaki linkte mevcuttur:

(http://jeannedepompadour.blogspot.com.tr/…ings.html)


turquerie, avrupa müziğini de etkilemiştir

ilk zamanlar mitolojik öğeler, hikayeler içeren operalarda, oryantal öğeler, türkler ve turquerie hakim olmaya başlamıştır. 1693'te reinhard keiser fatih sultan mehmet'in istanbul'u fethinden bahsettiği basilius operasını bestelenmiştir. yine fatih sultan mehmet'i anlatan gioachino rossini 1820'de maometto ii'yi bestelemiştir. bunlar dışında yıldırım bayezit ve timurlenk'in ankara savaşı'nı anlatan operalar da bestelenmiştir. bunlara örnek george frideric handel'in tamerlano'su (1724) ve vivaldi'nin bajazet'ıdır(1735). dönem operaları en ayrıntılı harem, cami, kıyafet ve egzotik karakterleri içerir.


neredeyse tamamen osmanlı ya da türk dünyasını tasvir eden operalarda önceleri türk müziğinden hiçbir esinti yoktur. çünkü avrupalılar için türk müziği çok ilkeldir. sadece operaların komik sahnelerinde kısa geçişler amacıyla kullanılmıştır. ancak beethoven ve mozart türk müziğinden esintiler uygulamıştır. beethoven turkish march'ı türk stilinde yazmıştır. mozart'ın ise saraydan kız kaçırma'sı topkapı sarayında geçer. türk despotizmini anlatır. operanın müzikleri ise türk ve yeniçeri müziğinden, mehter marşı'ndan esintiler barındırır. türk enstrümanları kullanılmıştır. ayrıca mozart'ın piano sonata no. 11'in kısımlarından biri rondo alla turca'dır. bu da yeniçeri esintileri taşır. bu eserde "turkish stop" kullanmıştır ki, bu, esere abartılı perküsyon etkisi sağlardı. 19. yüzyıla girilirken operalarda turkish stop kullanmak çok moda olmuştu. piyano üreticileri turkish stop ya da "jannisary (yeniçeri) stop" içeren piyanolar yapmıştı.

turquerie ile kısa süreli de olsa avrupa, osmanlı’nın kıyafetleri, mimari eserleri ve bunun gibi şeyleri ile ilgilenmiştir. fakat bu ilgi hiçbir zaman, batının osmanlı’yı etkilediği ölçüde olmamıştır. bir moda olarak yaygınlaşıp yerini kısa sürede diğer arayışlara ve modalara bırakmıştır.

Bu içerik de ilginizi çekebilir