Ressam Frida Kahlo'nun Resimleri Ne Anlatıyor?

Varoluş sancısını eserlerine adeta olduğu gibi aktaran Meksikalı ressamın (1907-1954) resimlerini, hayatındaki karakterler aracılığıyla inceleyelim.
Ressam Frida Kahlo'nun Resimleri Ne Anlatıyor?

varoluşçu bunalımın en bilindik örnek öznelerinden birisi de frida kahlo'dur. öyle ki bunu yaptığı resimlerinde çok net görebiliriz. o hep doktor olmak istiyordu. ama talihsizlikler yakasını bir türlü bırakmadı. nasibini ilk olarak çocuk felcinden aldı. sağ bacağı kangren yüzünden kesildi. hayatının en dayanılmaz acılarına gark olacağı tren kazasından sonra bile aslında umudunu yitirmemiş kendisini tuvallerine vermişti.


bu kadar olumsuz, dayanılmaz bir hayatın içindeyken bile “günün sonuna geldiğimizde, umduğumuzdan daha çok zorluğa dayanıyoruz.” diyerek aslında ne kadar güçlü bir karaktere sahip olduğunu da bizlere gösteriyordu.

eşi diego rivera onun bu sancılı bunalımlarının kahramanı olan kişi olarak tanınır olmasına rağmen frida hiç bir zaman onu sevmekten vazgeçmedi. hatta; "senin çirkin olduğunu söyleyen annemden nefret ettim. sana benim gibi bakamayan herkesten. senin güzelliğini görememelerini anlayamadım hiç…" deyip ve diego'yu sıklıkla resimlerine de taşımıştır. şurada görüleceği üzere...


frida kahlo küçükken geçirdiği çocuk felci ve ardından yaşadığı trafik kazası sonucunda yatağa bağımlı hale gelmiştir. hayatı boyunca bu sağlık sorunları peşini bırakmamıştır. hastalığına çare olması umuduyla çokça sakatat yemiştir.

bunu da şu resimde, yatağın üzerinde şövale benzeri bir düzeneğe tutturulmuş huni yardımıyla yediği sakatatlar şeklinde de resmetmiştir:


ilk ayrılıkları sonrasında frida yaptığı bu resimde de olduğu gibi girdiği bunalım sonucu tüm saçlarını kesmiştir:


diego rivera çok çapkın ve kadın tutkunu olan bir adamdır ve evlilikleri sırasında biseksüel olan frida ile birbirlerini defalarca kez aldatmışlardır. ama bardağı taşıran son damla ve bu resmin mimarı olan olay diego'nun fridayı öz ablasıyla aldatması olmuştur.

frida kahlo'nun rahmi ve yumurtalıkları geçirdiği trafik kazası sonucu çok hasar görmüştür. bunun sonucunda hamile kalması çok riskli olduğu gibi doğum yapabilme ihtimali çok düşüktür. evlilikleri boyunca iki kez hamile kalan frida iki bebeğini de doğuramamıştır.
bu resminde frida, diego'nun isteksizliğine rağmen sıkı sıkıya sarıldığı ilk bebeğini düşük yaparak kaybedişini anlatmıştır:


çocukları çok seven, tek nefes penceresi olarak da çocuğu olsun isteyen frida'nın yaşadığı ikinci ve son hamileliği de düşükle sonuçlanmıştır. 3 aylık hamileliğinin sonunda rahatsızlanan frida bebeğini aldırmak zorunda kalmıştır. her zamanki gibi hislerini sanatıyla yansıtıp, doğurmayı çok istediği bebeğini kaybedişini bu şekilde resmetmiştir:


bir de frida’nın sevdiği bir arkadaşı vardı; oyuncu dorothy hale

gardiner hale ile evlendikten sonra dorothy sosyeteye girer. ancak eşinin bir araba kazasında ölmesinden sonra birtakım zorluklar yaşar. 1938 yılında en sevdiği siyah kadife elbisesini giyer, bütün arkadaşlarına tek tek mektup yazar ve sonra kendini new york'ta bir binanın 16. katından aşağı bırakır.

frida bu yapıtında intiharı üç aşamada verir. ilk aşama camdan atlarken, ikinci aşamada bulutlar üzerinde düşerken, üçüncü aşamada yerde kan gölünde seyirciye bakarken. ilk aşamadan son aşamaya kadar figürlerin büyüdüğü görülür. üzerinde siyah elbise ve göğsünde frida’nın da arkadaşı olan heykeltraş isamu noguchi’nin dorothy’e hediye ettiği sarı gül buketi şeklindeki broşu vardır.


resimde, alttaki gri şeritte “bayan dorothy hale 1938 yılının 21 ekim’inde, sabah saat altıda new york şehrindeki hampshire evi binasının üst kat pencerelerinden birinden atlayarak intihar etti. bu resim onun anısına yapıldı. frida kahlo yazar.

“hayatımda iki büyük kaza geçirdim; biri diego’ydu ve diğerinde ise bir tren az daha beni öldürüyordu. diego kesinlikle çok daha yıkıcıydı” diyen bu büyük yürekli kadın, öldükten sonra cesedinin yakılmasını ister. neden mi? ölmeden önce yatarak yeteri kadar zaman geçirdiğini, bu nedenle daha fazla yatmak istemediğini söyler.

kim bilir belki de küllerinden bir kaç toz taneciği, zaman zaman varoluş bunalımı geçiren insanların üzerine serpişmiş ve duygusal yolculuklar yapmalarına da sebep olmuştur. viva la frida...