Rıdvan Dilmen'in İzmir Marşı'ndan Rahatsız Olmasına Ekşi Sözlük'ten Gelen Tepkiler

Rıdvan Dilmen, dün önce Arda Turan'ı savundu. Ardından da akşam katıldığı bir programda ''tribünlerde İzmir marşını okuyorlar, önce şu tribünlerdeki siyaset olayını çözelim'' demeçleriyle sosyal medyada ve Ekşi Sözlük'te gündem oldu.

Rıdvan Dilmen'in İzmir Marşı ile ilgili konuşması

Rıdvan Dilmen'e Ekşi Sözlük'ten gelen tepkiler ise şöyle

şu adama yıllar önce şeytan lakabını takan kişiyi tebrik etmek gerekiyor..

--- spoiler ---

"rize'de ben bir şeye şahit oldum. tribünler 'recep tayyip erdoğan' diye bağırıyordu. hemen susmaları istendi."

"önce şu tribünlerin siyasileşmesi sorununu çözün. tribünlerde izmir marşı'nı okuyorlar."

--- spoiler ---

tribünlerde siyaset yapılmasından rahatsızmış.

evet videosu çekip futbolculara 'sen de var mısın?' diye mesaj veren kimdi amk?

daha ne kadar alçalabilir diye düşünürken her gün kendi rekorunu geliştirerek bu ülkenin bir vatandaşı olarak beni üzüyor.

futbola siyaset karışmamalıymış. tribünlerde izmir marşı söyleniyormuş, o da neymiş öyle, söylemesinlermiş. siyaset uzak olsun diyen adam da referandum öncesi "arda karşim sende var mısın?" diye video çekerek evet kampanyası başlatan adam.

kendisi için çok üzücü. bu günler geçecek ve ileride hiç güzel hatırlanmayacak.

allah akıl, fikir ve vicdan versin kendisine, ne diyeyim.

bu adama göre izmir marşı siyasidir, fakat tff başkanı olmak için cumhurbaşkanından izin-icazet almak siyasi değildir.

izmir'e kadar kovalanmış bir yunan değilseniz, izmir marşından rahatsız olmamanız gerekir sayın şeytan rıdvan.

izmir marşı siyasi bir simge değildir. zira bu ülkede mustafa kemal, siyasi bir simge değil tarihsel bir kahrmandır.

eğer kendisi izmir marşı'ndan rahatsız oluyorsa izmir marşı'nı ve mustafa kemal'i siyasi olarak karşısına alan güruhtan rahatsız olmalıdır.

kendisi rum sanırım. dedeleri denize dökülmüş olmalı ki izmir marşından rahatsız oluyormuş.

(bkz: izmir marşı'ndan rahatsız olan kitle)

göztepemiz'in de süper lig de yer almasıyla maalesef izmir marşını daha çok duyacaktır.

iktidara yanlamayı falan geçtim, iktidarın propaganda dilini aynen benimsemiş futbolcu eskisi.

meğer günlerden bir gün rize'de tribündekiler "recep tayyip erdoğan" diye tezahürat yapmaya başlamışlar, fakat birileri onları hemen susturmuş (bu devirde kimmiş o tayyip erdoğan lehine yapılan tezahüratı susturan yürek yemiş yetkililer?). şu palavranın oransızlığına, gülünçlüğüne, yandaşmedyavariliğine bak sen...

güya izmir marşı'na bok atarken uydurulan bu hikaye rıdvan'ın her yönüyle iktidarın söylemini dilini üslubunu baştan aşağı benimsediğinin nefis bir örneği. 

aynı anda hem "ya bak görüyo musun tayyip erdoğan lehine yapılan bir tezahüratı bile çok görüyorlar" duygusu uyandırmaya çalışıyor, bu esnada tabii ki tezahürata o izin vermeyen birileri üzerinden bir tür üst akıl, veya düpedüz "birileri" iması var, bir yandan da "tayyip erdoğan lehine [caps]bile[/caps] tezahürat yapılmayan yerde izmir marşı elbette söylenmemeli" fikrini alttan alta gıdıklayan uyanıkça ve haklı olduğunu zanneden bir talep var. bu uyanıklık ve haklı olmadığını bildiği halde haklıymış gibi görünme sanatı da elbette malum yerlerden öğrenilmiş.

bunun dışında, zaten her şey yasaklana yasaklana söylenecek bir şeyin kalmadığı, insanların sırf teknik olarak "yunan'a" karşı olduğu için hem de içinde atatürk geçtiği için şimdilik açıktan yasaklanmadığı/baskılanamadığı için söyleyebildiği elde kalan yegane marş olan izmir marşı'na "tribünde siyaset yapmak" demek, yasakların bir adım daha ileri taşınmasını talep etmek, bu yetinmezlik, bu kıyıda köşede tek bir muhalif bırakmama takıntısı da yine rıdvan'ın maşallah pek güzel özümsediği bir şey olmuş.

heyhat, rıdvan'ın kariyerinin bu ileri yıllarındaki patetik denebilecek iktidar yanlaması yine de boşa çıkacak, zira siyaset her şeydir. üstelik sınırları da esnektir. sen izmir marşı'nı yasaklarsın, tribünde "izmir, izmir" diye tempo tutmak siyasi oluverir, insanlar "izmir, izmir" diye tempo tutanın aslında kime küfür etmek istediğini, kimin halini hatrını sorduğunu şıp diye anlayıverir. insan mazallah referandumdaki hayır oyunun rengi mavi olduğu için "mavi" kelimesinin propagandasının yapılmamasını emretmek durumunda kalan 12 eylül generallerine döner.

yani, rıdvan bunları yaparak bir şeye etki etmiyor, sadece tarafını belli ediyor, bir de kendisini küçük düşürüyor.