Roberto Hongo ve Tsubasa'nın Kafa Kafaya Verip Oluşturduğu Tiksinç Şike Ağı

Efsane çizgi dizinin aydınlık atmosferi altında hiç fark etmediğimiz karanlık planlar yatıyor olabilir. Buna çekinmeden, cesurca el atan bir yazıyı paylaşıyoruz. Gerçekler her şeyden önemli.
Roberto Hongo ve Tsubasa'nın Kafa Kafaya Verip Oluşturduğu Tiksinç Şike Ağı

zengin piçi tsubasa ve berduş roberto hongo isimli iblisin ilmik ilmik örerek oluşturduğu karanlık şike ağı... bu şike ağını belge belge, paragraf paragraf açıklayacağım. belki bu yazıyı yazdıktan sonra gerek roberto hongo ve çevresi, gerekse tsubasa ve onun zengin annesi tarafından hedef tahtası haline getirileceğim. bunların peşinen bilincinde olarak, japonya'daki masum çocuklar arasında düzenlenen bu turnuvalarda artık çok çalışan, çok yetenekli olan kazanacak.

nankatsu, tsubasa takıma girmeden önce amatör kümede bile oynamayacak kalitede bir takımdı

öyle bir futbol takımı düşünün ki, önüne konulan futbol topuna "aa siyah/beyaz bal kavun" diyecek tıynette adamlar vardı. her neyse, tsubasa bu takıma girdikten sonra nankatsu, daha önce açıkladığım şaibeli şampiyonluklar, turnuva birincilikleri kazanıyor. tsubasa'nın kişisel antrenörlüğünü ve aynı zamanda da annesiyle gönül ilişkisi yaşayan roberto hongo isminde, sokakta görseniz yolunuzu değiştireceğiniz, serseri, it diye tabir edebileceğiniz birisi üstleniyor. tsubasa'nın nankatsu ile idmanlara başlaması ve hongo'nun tsubasa'nın antrenörlüğünü üstlenmesi arasında çok ama çok kısa bir süre var. bu da beni bu ikilinin birlikte bir şeyler çevirebileceğini düşünmeye itti ve araştırmaya başladım. tsubasa ve roberto hongo'nun önce hakemleri, daha sonra japonya'nın ilkokul ve ortaokullar arasındaki turnuvalardan sorumlu yerel federasyonu, takım doktorları, daha sonrasında da rakip takımın oyuncuları üzerinden bir şike ağı yarattığını fark ettim.

Nankatsu

sizler, hiç mi düşünmediniz?

bal ligindeki takımlardan daha kötü bir defansa ve hücum hattına sahip bir takım, sadece tek bir oyuncunun gelmesiyle, önce okul tarihinde ilk defa shizuoka bölgesel turnuvasını, daha sonra da bir de ulusal turnuvaya katılıp, peş peşe 4 defa ulusal turnuvayı kazanıyorlar. ilki ilkokul, diğer üçü ise ortaokul seviyesinde düzenlenen turnuva şampiyonlukları. ve bu turnuvalar: japonya'nın birçok bölgesinden, nankatsu'dan daha köklü, futbol programı olan okullar katılıyor. tüm bu okullar, nankatsu'dan daha fazla bireysel yeteneğe sahip oldukları gibi, öyle bir gece de kurulmuş, her şey kötü giderken bir anda rüzgarı arkasında bulan takımlar değil. daha önce başarıları da, başarısızlıkları da bulunan takımlar. ama, nankatsu ne işse, hongo ve tsubasa'nın takıma girmesiyle bir anda tüm bu takımları yenecek düzeye geliyor.

şimdi başlıyorum. tsubasa ve hongo'nun oluşturduğu şike ağını açıklıyorum.

6. defa düzenlenen ulusal turnuva, yani tsubasa'nın nankatsu ile ilk senesi. nankatsu'nun tüm maçlarını teker teker yazacağım.

nanawi-nankatsu

ve ilk maçlarında, ayıboğan kaleciye sahip nanawi takımı ile karşılaşıyorlar. adam zaten kalenin dörtte üçünü kapladığı için gol atmak zor. ama olur mu, tsubasa'nın vurduğu top gol oluyor. 3. ve 4. golün çizgiyi geçip geçmediği tartışmaya açık bir karar ama yan hakem gollerin hepsini, gerekli bir incelemeye gerek olmadan nankatsu'ya yazıyor. ve bu takım, bu kaleciyle birlikte ele maçlarında gol yemeden buraya kadar gelmişti. 5-1, nankatsu.

shinjou-nankatsu

görece nanawi'den daha bir zayıf takım olmasına rağmen, nankatsu ile karşılaşmadan önce, dinamik bir orta sahaya sahip ryusen'ni 4-3 gibi çekişmeli bir skorla geçen shinjou, nankatsu'ya 7-0 kaybediyor. hem kendi bölgesel şampiyonluğunu, hem de eleme grubunu gayet iyi bir futbol oynayarak geçen, shinjou nankatsu'dan 7 tane gol yiyor. helal olsun, sen ne yaman topçuymuşsun, pardon şikeciymişsin be delikanlı.

nankatsu-musashi

jun misugi'nin liderliğinde aslanlar gibi yarı finale kadar çıkan, musahi, kalbine yenik düşmesiyle, nankatsu'ya yeniliyor. işte, yavaş yavaş suyun kaynamaya başladığı yerlere geliyoruz. hitachi maçında sakatlanan ve belli ki maça da ağrıyla, sızıyla çıkan jun musigi'ye hangi orospu çocuğu hakem veya takım doktoru oynayabilirsin diye rapor verdi? soruyorum, bu maç 1 hafta ya da 10 gün ertelenemez miydi? belli ki musashi'nin direktifleri sayısızca japonya bölgesel okul takımlarından sorumlu federasyona mektuplar yazdılar ama, tsubasa ve hongo onları ceplerine bağladığı için, eminim gelen faksları okumadan yırtıp attılar ve misugi o düzensiz kalp atışlarıyla maça çıkmak zorunda kaldı. 5-4, nankatsu.

ve final: meiwa-nankatsu

uzunca yazmayacağım. meiwa, maçı son anda kaybetti. nankatsu'nun 2. golünü tsubasa denen zibidi, uzatma dakikalarında attı. uzatma dakikası olarak 4 veya 5 dakika gösterildi. ben, elime şu an saatimi aldım ve tam tamına 8 dakika 29 saniye sonra atıldı o gol. o yan hakem, köşe hakemi, hiç mi maç saatini kontrol etmediler? lan adam bildiğin uzatmalar bitti, hakem tsubasa belki atar matar diye bekledi bekledi, düdüğünü çalmadı ve nankatsu skoru 2-2'ye getirdi. maçı da uzatmalarda şaibeli bir şekilde aldılar.


bakın daha ilk senesinde, daha önce şampiyon olmayı bırakın, ulusal şampiyonaya katılmak için gerekli olan bölgesel turnuvayı bile kazanamayan bir takım, daha tsubasa ve hongo'nun takıma katılmasıyla facia denebilecek hakem kararlarıyla, eşleştirmelerle finalde, annelerinin ak sütü gibi helal olan o şampiyonlukları elinden alınan, daha çok işçi kesiminin çocuklarını bünyesinde barındıran meiwa'yı ilk önce ikinci senesinde, daha sonra yine ikinci senesinde finalde yeniyorlar. yetmiyor, dostlar yetmiyor. bu orospu çocuğu tsubasa ve hongo, bu tsubasa denen vasıfsızı brezilya'daki takımlara yüksek bonservisiyle pazarlayabilmek, markette ona isim yapabilmek adına ortaokullar arasında düzenlenen turnuvalara da bu şike ağını sıçratıyorlar.

bildiğiniz üzere, hyuga, vakaşimazu ve sawada toho akademi'ye geçiyorlar. tsubasa, yine nankatsu ile kalıyor. toho akademisi, çok köklü bir futbol geçmişine ve programına sahip bir okul. nankatsu, gelmeden önce şampiyonluklar yaşamış, kazanmayı bilen bir takım. ve bu takıma: hyuga gibi keskin bir forvet, vakaşimazu gibi panter bir kaleci, sawada gibi her yere gözü kapalı pas atabilecek bir orta saha ekliyorlar. yani, bu takımın kaybetme olasılığı yok denecek kadar az. ve bu turnuvalarda artık öyle boş takımlar yok. hanawa, hirado, furano gibi dişli rakipler olduğu gibi, bireysel yeteneklere sahip takım sayısında da artış var. peki ya ne oldu? nankatsu, artık kazanmış olamaz değil mi?

ben size olanları açıklayayım

tsubasa, ortaokul senesinin ilk yılında finale çıkıyor, finalde toho akademsi'ni 2-1, ikinci senesinde yine finale çıkıyor, yine toho akademisi'ni 1-0 yenerek üst üste iki defa ulusal şampiyonayı kazanıyor. üçüncü senesindeki rezaletleri yazmaya geçmeden önce bu turnuvalarda dönen tuhaflıkları yazmak istiyorum.

furano maçı: tsubasa sakatlanıyor, soyunma odasına gidiyor. doktor oynayamazsın, bak koçum şu kemiğin çıkmış diyor. tsubasa, bir şey içiyor, su gibi gösteriliyor ama su olmadığına eminim. çünkü bu şişedeki sıvıyı içtikten sonra, az önce o yürüyemezsin denilen tsubasa 10 katlı bina yüksekliğine sıçrayıp gol atıyor.

yine hanawa maçı: takımın defans oyuncusu işizaki, rakip takım atak yaparken gidip kale direğine tepik atıyor. lan, yardımcı hakem, kaç para aldın neyin sözünü verdiler a orospu çocuğu, hangi maçta böyle bir şeye müsamaha gösteriliyor? deyin hele. kaç defa o morisaki topu oyuna geç soktu, sarı kart yedi mi?

yine bu maçlardan çok önce, kaç defa rakip takım tam saha pres yaparken birden pres yapmayı bırakıp, 80 yaşındaki dededen bile daha yavaş koşan nankatsu orta sahasına pas yaptırdılar. mesela hirado maçı bunlara örnek. öküz gibi defansı vardı bu adamların, ve tek planları onu tsubasa'nın markajına vermekti. ne olduysa, devre arasında jito yani bu ayıboğan defans oyuncusu, tsubasa'yı marke etmeyi bıraktı. hongo, bu çocukları hangi takımlara götüreceğim vaadiyle kandırdı, ne sözler verdi? araştırıldı mı lan?

en nihayetinde, tsubasa'nın ortaokul yılının son senesi yani 3. senesinde yine finalde toho akademisi ile karşılaşıyorlar. işte hongo ve tsubasa isimli yavşağın herkesin aklıyla alay eder gibi ayan beyan şike yaptığını burada yakaladım. maç 4-4 bitiyor ve uzatmalara gidiliyor. uzatmalara gidildikten sonra ne yapılır arkadaşlar? seri penaltı atışlarına geçilir. tam herkes nihayet toho akademisi, meiwa gençleri o hak ettikleri şampiyonluğa kavuşacak derken, orospu çocuğunun biri çıkıp tüm oyuncuların yorulduğunu ve iki takımın da şampiyon olduğunu açıklıyor. lan, o maç eğer uzatmalara gitseydi, maçı tek başına toho'ya kazandıracak olan vakaşimazu, nankatsu'nun ağzına sıçacaktı. kim engel oldu, böyle facia götten uydurma bir kararı kim neye dayanarak, neye güvenerek uygulayabildi?


hongo, denen bu yavşak tsubasa'nın kişisel antrenörü gibi duruyor ama aslında bence match fixer. ortaokul ve ilkokul düzeyinde o dönemde japonya'da bahis oynanıp oynanmadığını kanıtlayamam, ama bir takım çok kötü giderken, birden iyiye gidiyor ve üst üste dört defa ulusal düzeyde turnuva kazanıyorsa, ben bundan şüphe ederim. bu *r*spu çocuğu ilk önce tsubasa'nın ananın parasını ezdi, daha sonra baktı ki bu salak tsubasa'nın gözünü futbol kör etmiş, ben bu salağı kullanayım dedi ve önce hakemleri, daha sonra federasyonu, daha sonra da takım doktorlarını cebine bağladı. daha sonra da tsubasa'yı olaydan haber etti ve sesini çıkarma sen gollerini yazmaya devam et, ben seni bir şekilde bonservisinle sao paulo'ya götüreceğim diye ikna etti. tsubasa salağı zaten dünden razı olduğu için, hiç gıkını çıkarmadan devre aralarında aldı advili, tylol hotı ve çıktı maçlara. zaten önceden roberto hongo tarafından sonucu belirlenmiş maçlarsa tamamen formalite icabıydı.

en sonunda ikili baktılar ki yakalanacaklar hop brezilya'ya tüydüler

madem bu tsubasa tek bir takımın kaderini değiştirecek kalitede bir futbolcuydu, niye ilk senesinde yedek kulübesinde bench'in tozunu aldı? roberto hongo çok iyi bir futbol uzmanıydı, niye hile hurdayla brezilya u -19 takımının teknik direktörünü şutlatıp, takımın başına geçti? manga serisinde yazıyor bunların hepsi. hongo denen pezevenk, adamın arkasından kuyusunu kazıp takımın başına falan geçiyor. bayağı uzun, bir ara onu da özetlerim. tsubasa, denen yavşak neden geri japonya'ya dönüp, siktiri boktan ulusal maçlara çıkıyor. çok iyi topçuydu ya, çok iyi antrenördü ya bunlar?

roberto hongo ve tsubasa, o toho akademisi'nin, meiwa'nın kupalarını vereceksiniz *r*spu çocukları, anladınız mı? geri vereceksiniz.