Roman Olarak Başlayan Hababam Sınıfı'nın Zorlu Filme Dönüştürülme Hikayesi

Rıfat Ilgaz'ın Dolmuş dergisindeki öyküleriden bir bölümünü derleyerek 1957 yılında kitaplaştırdığı Hababam Sınıfı'nın film olma serüveni biraz çetrefili geçmiş.
Roman Olarak Başlayan Hababam Sınıfı'nın Zorlu Filme Dönüştürülme Hikayesi

hababam sınıfı, ilk olarak 1957 senesinde neşredilmiş olan bir rıfat ılgaz romanıdır. kitabın doğuşu, rıfat ılgaz'ın 1956 senesinde dolmuş dergisine geçmesine rastlar. o dönemki dolmuş dergisi yazarlarının her biri çeşitli mahlâslar ile yazmaktadır. rıfat ılgaz da kadroya sonradan katıldığı için "stepne" lâkâbını alarak hababam sınıfı'nı yazmaya başlar ve bu yazı dizisi çok fazla beğenilir. bir süre sonra da çok beğenilen bu yazı dizisi, toparlanarak tek bir kitap halinde baskıya sunulur. 6 haziran 1957 tarihinde gerçek kimliğini açıklayan rıfat ılgaz, 11 temmuz 1957 tarihinde yayınlanan dolmuş dergisinin 79. sayısında ise hababam sınıfı'nın sonlandığını duyurur. filme çekilmeden önce, 1966 senesinde ulvi uraz tiyatro topluluğu tarafından beyoğlu küçük sahne'de tiyatro oyunu olarak sahneye konulur. bu eserin tiyatro oyununu oynayanlar arasında zeki alasya, metin akpınar, ercan yazgan, ahmet gülhan gibi isimler bulunmaktadır. bir süredir de hababam sınıfı'nın filme çekilmesi planlanmaktadır. ilk olarak içerisinde sadri alışık'ın da bulunduğu bir kadroyla filmi yapılmak istenir ama "türk eğitim sistemini kötülediği için" sansürden geçemez. daha sonrasında birkaç kişi daha bu kitabın filmini çekmek için rıfat ılgaz'dan izin alır; ancak hiç kimse muvaffak olamaz.

Rıfat Ilgaz

en sonunda ertem eğilmez, zoru başarmak isteyerek rıfat ılgaz'dan bu kitabın filmini yapmak için izin ister. rıfat ılgaz da kitabını sinemada görmek istemektedir; bu yüzden de izni hemen verir. ertem eğilmez, hababam sınıfı'nın senaryosunu biraz rötuşlar. sivri dilini biraz daha yumuşatır, sinemaseverlere daha fazla hitap edecek şekilde ayarlar, bazı oyuncuları da oynatabilmek için birkaç karakter ekler (hafize ana, damat ferit gibi) ve en sonunda hababam sınıfı'nın sinema filmi için izin çıkar. çekimleri, banyosu, montajı ve hazırlığı ile birlikte tam 17 gün içinde beyaz perdeye koyulacak hale getirilen bu film büyük rekorlar kırar. hatta öyle ki, hababam sınıfı'nın boncuk'u ergün sözen'in anlattığına göre, film o dönemlerde 50 haftadan fazla vizyonda kalarak görülmemiş bir rekor kırar. ancak bu süreçte, başta eserin içeriğinin çok fazla değiştirildiği ve belli başlı eleştirilerin yok edildiği sebebiyle, birçok farklı konudan ertem eğilmez ve rıfat ılgaz arasında tartışma çıkar. bu tartışmanın sonucunda ikili mahkemelik olurlar ama ertem eğilmez'in aleyhine bir karar çıkmaz. tabii ardından da devam filmleri çekilir.


hababam sınıfı'nın bugüne kadar çekilen film serileri şu şekildedir:

hababam sınıfı
hababam sınıfı sınıfta kaldı
hababam sınıfı uyanıyor
hababam sınıfı tatilde
hababam sınıfı dokuz doğuruyor
hababam sınıfı güle güle
hababam sınıfı merhaba
hababam sınıfı askerde
hababam sınıfı üç bucuk
hababam sınıfı yeniden
hababam sınıfı yaz oyunları

kitabına gelecek olursak

kitabını bugün bitirme şansım oldu. çınar yayınları'nın yaptığı "hababam sınıfı" sınıfından okuma şansım oldu. gerçekten önemli bir iş yaparak, hababam sınıfı'nın farklı farklı dönemlerde yazılmış olan tüm kitaplarını ve hikayelerini birleştirerek tek bir kitap haline getirmişler. 516 sayfalık bu muazzam eserin içerisinde, zaman zaman çizgi karakterler olarak çeşitli karikatürler de görebilmek mümkün. ben eseri gerçekten büyük bir keyifle okudum, sizlere de tavsiye ederim.


kitabın içerisinde, filme göre çok büyük farklılıklar var elbette

bazı karakterler farklı ve gülerek seyrettiğimiz o bazı olayların başına geldiği karakterler filmdeki ile kitaptaki arasında büyük farklılık göstermektedir. bunun yanı sıra, eğitim sistemine de hem hocaların gözünden, hem öğrencilerin gözünden müthiş eleştiriler vardır. okulları bir hapishaneye çeviren eğitim sistemine, ezberci ve basmakalıp yöntemlerle modern eğitime yanaşmayan hocalara, eğitimin ve disiplinin sadece ceza ile sağlanabileceğini düşünen idarecilere önemli eleştiriler vardır. tabii bunun yanında, derslerine hiç çalışmayan, sınıf geçme odaklı ve sadece kopya ile bir şeyler başarmayı hedefleyen, kendisi çalışmadığı gibi başka çalışan arkadaşlarını da aşağıya çeken öğrencilere de tenkitler mevcuttur.


mesela inek şaban karakteri; filmde biraz da haylaz, daha ön planda, aşırı saf ve tembel bir öğrenci olarak çizilen bu karakter aslında kitapta çok çalışkan bir öğrencidir. lâkin saflığından dolayı, heyecanından dolayı ve arkadaşları tarafından çok kolay alaya alınabilmesinden dolayı bir türlü başarılı olamaz. çok sağlam ezber yapar, sabahlara kadar ders çalışır, sessiz sakin ve efendi bir öğrencidir ama tam sınav ya da sözlü anı geldiğinde klâsik hababam sınıfı numaralarından bir tanesini yutar ve başarısız olur.


açıkça söylemek gerekirse, iki eser de kendi alanlarında gerçekten önemli ve değerli işlerdir. kitabı çok daha eleştirel, keskin bir dille yazılmış, lafını sakınmayan bir eserdir; filmi ise türk sinema tarihi efsanelerinin pek çoğunun öyle ya da böyle oynadığı, biraz daha güldürüye ağırlık veren ama eleştirel yönünü de çok fazla kaybetmemiş, klâsikleşmiş bir eserdir. ikisini gönül rahatlığıyla tavsiye edilir. hem okunması, hem izlenmesi gereken ölümsüz işlerdendir.

son olarak birkaç tane söyleşi, yazı ve program bırakmak istiyorum hababam sınıfı ile alakalı. dileyenler onları da seyredebilir ve okuyabilirler:

hababam sınıfı söyleşi
burası haftasonu - hababam sınıfı oyuncuları
habertürk - hababam sınıfı

hababam sınıfı'nda oynayıp da şu an aramızda olmayan değerli ustalara rahmet, hâlâ aramızda olanlara ise uzun ve sıhhatli bir ömür dileyelim.