Roman Yazmak İsteyenlerin Diğer Şeylerden Önce Belirlemesi Gereken Temel Başlıklar

Roman türünde bir eser ortaya koymak istiyorsanız kafanızda oturtmanız gereken belli başlı şeyler var diyebiliriz. İşte buna kafa yoran bir yazı.
Roman Yazmak İsteyenlerin Diğer Şeylerden Önce Belirlemesi Gereken Temel Başlıklar
iStock

roman yazma eylemine yazabilme üzerinden bakacağız

roman, herhangi bir film senaryosu ya da tiyatro oyunu gibi teknik öğrenilerek üretilmesi kolay olmayan, daha "sanatlı" bir yazın biçimiyle ve daha ruhsal bir deneyimle içinden çıkılabilecek bir tür. her şeyden önce roman yazmayı kafasına koymuş biri kurgu nedir, dramatik mantık nedir öğrenmiş olmalı.

karakter oluşturmak için gerekli bilgiye sahip olmak gerekiyor ama bu yetersiz, beraberinde içgörü sahibi olunmalı. bu yazılan şeyi gerçeğe yakınsamanın yolu. duyguların nedenlerini ve esas olan arzumuzu bulmak, roman karakterinin öfkesinin, hırsının, yaşama sevincinin nedenlerini de iyi tahlil edebiliyor olmak, bunları sağlam temellerle inandırıcı biçimde inşa edebilmek için elzem.

roman okumak, roman yazma gayreti içinde bulunan birinin vazgeçilmez eylemidir. beraberinde, karakterin olay örgüsü içinde tanık olduğu, müdahil olduğu, doğrudan etkiye maruz kaldığı her şeyle ilgili donanım elde etmek, bütünlüklü bir dünya algısı oluşturmak gerekir.


çoğu insanın kurgu yapmak konusunda ne denli zorlandığını biliyorum. bizim hikayelerimiz birçok insanın hikayesinin içinden geçiyor ve bir hikayeyi merkezde tutarak diğerleriyle birleştirmek, bunu mantıklı bir zeminde yapabilmek hayli zor.

kurguyu tekdüze biçimde öğrenir insanlar. basit bir zaman çizgisi ve lineer bir akışı bozuma uğratan dış etmenler. bu etmenler doğrusal yapıyı bozmalıdır ve bu bozuk yerler hikayelerin birbirine kenetlendiği noktalardır. basit, gündelik durumlar ve duygusal çıkmazlar bu kilidi sapasağlam yapar. böylece ikincil hikaye ilkinin yürümesini engellemez.

yazarlık kitapları bir hikayenin nasıl dirileceğini anlatır ancak onu nasıl göreceğimizi anlatan bir eser yoktur. bunun nedeni, onu (hikayeyi) göremeyen birinin yazma cüretini desteklememek konusundaki haklı tutumdur.

aklınızda bir şey var biliyorum ve ünlü yazarların konuyla ilgili ne dediğini çok merak ediyorsunuz. bu iş, kafanızı o bulutun içine sokmuşken orada gördüklerinizi kafanız hala o bulutun içindeyken aşağıdaki kağıda geçirmekten fazlası değil. o bulut, sizin düş evreniniz.

ronald tobias'ın roman yazma sanatı adlı kitabını edinin

hikayenin nasıl bir şey olduğunu anlatan ve dramatik yapıyı size öğreten birkaç kitap bulun okuyun. sonrasında okuduğunuz her kurgu eseri bu gözle okumaya başlayın. bir süre sonra zihninizde açılan o yeni kurgu odasını belli modellerle doldurmaya başlayacaksınız. odayı kilitledikten sonra da özgür kalıp yazacaksınız.

bunu hep söylüyorum: eskiden, insanlar okudukça bilgiyle dolup taşarlar ve bir gün yazar olurlar sanıyordum, sonra anladım ki insanlar yazmaya karar veriyorlar ve ne okumaları gerektiği konusunda yazı (üzerinde çalıştıkları dosya) onları yönlendiriyor.

turgut özakman "k.çını her gün aynı saatte sandalyeye koymayan yazar olamaz" diyordu. yazarlık bilgiyi sistemli işleme işidir.

aklınızda bir şey olması yetmez. sebat etmeniz ve onu o bulutun içinden çekebilmeniz gerekiyor. nasıl yaparım sorusunun tek yanıtı var. sadece yapın. her gün yapınca, sayfalar birikiyor ve bir kitap oluyor.