Rusların Bugüne Kadar Pek Bilmediğimiz, Bizimle Kesişen Kadim Çay Kültürleri

Çay tüketme konusunda dünya birincisi olduğumuzdan olsa gerek, çayı milli bir değer olarak yıllar önce benimsedik ancak Rusların da köklü bir çay içme alışkanlığı varmış meğerse.
Rusların Bugüne Kadar Pek Bilmediğimiz, Bizimle Kesişen Kadim Çay Kültürleri
Mytishchi'de bir çay partisi. Vasily Perov, 1862 / Wikipedia


rusların en iyi olduğu konulardan biri de çay kültürüdür.

birkaç aydır rus klasiklerine verdim kendimi. istisnasız tüm roman karakterleri çay manyağı. sürekli semaver kuruyorlar. en zor anlarda bile çay içmekten vazgeçmiyorlar.

--- spoiler ---

örneğin, dostoyevski'nin suç ve ceza romanının başkahramanı olan raskolnikov. 2 kadını öldürmüş baltayla. polisler ve sorguçlar delil arıyorlar, psikolojik baskı kurup sorguya çekiyorlar onu. sürekli sıtma nöbetleri geçiriyor. annesiyle kızkardeşi petersburg'a gelmiş, kafasında deli sorular... günlerdir boğazından aşağı bir lokma geçmemiş. bu kadar dert tasa var ama o kıç kadar odasına geçince "nastasya çay var mı" diye soruyor. sonra razumihin'in yanına uğruyor. onun da sefaletten götüne giyeceği don yok. tüm eşyaları rehinde. "dur sana bi çay koyim" diyor. lan çayın sırası mı?

--- spoiler ---


acaba çay hala rusların vazgeçilmezi mi diye düşünürken tv'de rus yapımı maşa ile koca ayı isimli çizgi filme denk geldim geçenlerde. tv8'de de gösteriliyor sabahları. oradaki koca ayı karakteri semaveri yanından ayırmıyor. aha böyle :)

Masha and Medved'ten bir sahne.


diyeceğim şu ki; sosyal medyada yapılan onca çay geyiğine rağmen çay konusunda türkler, kesinlikle rusların eline su dökemez. adamlar içki masasında bile çayı ayrıca içiyorlarmış.

bizim tanzimat sonrası ve cumhuriyet dönemi eserlerini de çokça okudum ama hiçbirinde "bir çay koy da kendimize gelelim azizim" diye bir şeye denk gelmedim.

çay, rus kültürünün kadim bir unsuru. biz ise çayı çok sevsek de galiba daha sonradan haşır neşir olmuşuz.


sonradan öğrendiğim bazı bilgiler

1) neuron arkadaşın hatırlattığı üzere osmanlı'dan beri bizde çay değil kahve kültürü hakimmiş. ayrıca 3-4 nesil öncesine kadar bizde çay lüksmüş.

2) ssgnin yegeni arkadaşımıza göre çizgi filmde yapılan vurgu çay değil "semaver"miş. semaver zaten rusların simgesiymiş. ayrıca semaver, rusça bir kelimeymiş.

sama=kendi
var(it')=kaynamak

samavar'dan semaver olarak bizim dilimize de geçmiş.

20. yy başlarında Batum'da bir çay deposu.

3) manzikert nickli yazar, türklerin çay kültürünün ruslardan daha eski olduğunu belirtiyor:

"rusya (muskovi beyliği) 1400'lere kadar küçük kabile gibi. türk hükümdarların boyunduruğu altında yaşıyorlar. çay da çin kültürüne ait bir içecek. malum türkler milattan önceki çok kadim zamanlardan beri çinlilerle bir arada. haliyle çay bizim kültürümüzde daha eski bir içecek. çay nemli bölgelerde ekiliyor, rusya'da çay yetişen bir yer bile olduğunu sanmıyorum. mesajı yazdıktan sonra baktım. 1638'de gelmiş çay rusya'ya"

4) ceburaska nickli arkadaşımız ukrayna'dan bildirdi:

"evet çay hala rusların vazgeçilmezi. ben ukrayna'da yaşıyorum, ilk geldiğim zamanlar çok şaşırmıştım. adamların her koşulda çay içmelerine. en ağır içki masasında bile çay vardı. sabah, öğlen, akşam. ama her zaman yanında tatlı bi şeyler. o yüzdendir ki kırsalda bir sürü eksik dişli tip dolanır ortada. hepsi çay ve tatlı düşkünlüğü sonucu."

bizim gibi mi içiyorlar? yani demek istediğim hani biz iki demlik yapıyoruz ya, birinde dem diğerinde sıcak su. onlar da öyle mi içiyorlar?

"hayır bizim gibi değil. demlik çaydanlık altlı üstlü degil. porselen çaydanlıkta demliyorlar. ayrı bir çaydanlıkta su kaynıyor. sonra demlikte demliyorlar ama demlik tek başına duruyor. buharda demlenmiyor. çayı türk çayı gibi değil. bardakta da demlenir, iki dakikada. seylan cayi gibi çaylar."

"Tüccarın Karısı". Boris Kustodiev, 1918


5) nundu: türkiyede çay kültürü eski olsa bile halka inmesi 1950'lerde olması lazım. çay yanılmıyorsam ismet inönü zamanında önce bursa'da deneniyor, tutmayınca karadeniz'de deneniyor bu sefer. sonra da benimseyip içiyoruz. ki kişi başı çay tüketiminde açık ara lideriz. en yakın rakibimizin 2 katı falan öndeyiz nerdeyse.

6) shinigami ryuk: ruslar henüz çük kadar moskova'da ufacık bir knezlik iken altınorda tarafından yönetiliyorlardı. altınorda moğol ağırlıklı bir hanlıktı ve cengiz han'ın mirasıydı. kubilay ile neredeyse bütün asya'yı feth eden moğollar tıpkı kendisinden önceki göçebe türk kavimleri gibi çin kültüründen bir çok öğeyi kendilerine aldılar. çay burada çok çok eskiye dayanıyor. çayın sütle birlikte tüketilmesi bile türkler tarafından icat edilmiş olabilir çünkü tarımla ilgilenmeyen bir toplum için çay lüks kalıyordu. tibetliler hala çaya yak sütü ve tereyağı katarak çorba kıvamında tüketirler. bunun aynısı çok eski türk kavimlerinde de var. hatta bugün bile moğolistan'da yaşayan kazaklar çayı sütlü içerler. kısrak sütü katılmış çay yapılır.

Tereyağı kullanılarak yapılan Tibet çayı.

çay bildiğin gibi kalori bakımından hafif bir içecek. göçebe adamın ise ihtiyacı olan kaloriyi sağlamak için bu içeceğe ekleme yapması kaçınılmaz. doğal olarak süt, şeker hatta çeşitli baharat ve yağlar da girmiş işin içine. altınorda döneminde sütlü çay çok tüketilen bir içecekti. bugün rusya'ya gidersen bir çok ailenin sütle tükettiğini görebilirsin. o nedenle zaten bütün devlet modelini ve yapılanmasını altınorda'dan alan rusların çayı da onlardan aldıklarını düşünüyorum. hamam ve banyo kültürünün dahi onlardan geçtiğini unutmayalım.

7) dragut rais: karadeniz kıyılarında yaşayan ruslar, güney'den gelen sıcak rüzgarlar için, "türkler çayına üflese buralar ısınır " veya "türkler çaylarına üflediler" derler.

9) skocax: çay rusçada da türkçede de "çay" diye yazılır ve okunur. hatta ruslar çaydanlığa "çaynik" derler. etimolojik kökeni çincedir. çincede de "çai" gibi bir şey.