Sadabad Sarayı Nasıl Yaptırıldı ve Nasıl Beklenmedik Şekilde Yıkıldı?

Lale Devri'nin simgelerinden olan 1. Sadabad Sarayı'nı hepiniz duymuşsunuzdur ancak neden günümüzde var olmadığını biliyor musunuz? İşte sarayın bütün hikayesi.
Sadabad Sarayı Nasıl Yaptırıldı ve Nasıl Beklenmedik Şekilde Yıkıldı?

iii. ahmed’in sadareti boyunca istanbul’un mevki ve manzara bakımından en önemli noktalarından biri olan kağıthane, şehir merkezine yakınlığıyla sarayın en fazla tercih ettiği yerlerin başında gelmekteydi. bu özellikleri nedeniyle kağıthane, padişahın ve saray halkının ilkbahar mevsiminde sürekli oturacağı bir sarayın inşa edileceği yer olarak düşünülmüştür. padişahın damat ibrahim paşa’yı görevlendirdiği sarayın yapımı için ilk temel atma töreni, 1722’de görkemli bir şekilde yapılmıştır.

sarayın inşası için gerekli malzemenin temini, kanuni sultan süleyman zamanında yapılmış sonrasında da bakımsızlıktan harap bir halde bulunan çengelköyü’ndeki kulelibahçe kasrının mermerleri sökülerek gemilerle kağıthane’ye taşınarak sağlanmıştır. kayserili mehmed ağa’nın mimarlığında yapılan saray için öncelikle kağıthane deresinin aktığı yer, çamur ve balçıktan arıtılarak temizletmiş, derenin akışını da belli bir düzene oturtmuştu.


humbarahane tarafındaki dere yatağını da yer yer genişleten ibrahim paşa, buradan başlayarak sarayın önüne kadar ‘sekiz yüz arşınlık’ bir mesafeyi beyaz kesme taşın kullanıldığı rıhtımlarla düz bir kanal içine alır. gümüş cetvel ya da gümüş dere anlamına gelen ve cedveli- sim adı verilen bu kanallar, dolunay zamanları nehrin boydan boya gümüşi bir renge bürünmesini sağlıyordu.

bir bentle kesilen dere yatağında biriken su, bunun üzerindeki ince kanallar sayesinde taşınıyor ardından da çağlayan-ı evvel denilen mermer kaskadlarda küçük şelaleler yaparak birinci havuza dökülüyordu dökülen su, bendin öte tarafındaki kademeli kaskadların içinden geçerek çağlayan-ı sani denilen ikinci kaskada ulaşarak sarayın önündeki büyük havuzda toplanırdı. ikinci kaskada nazaran cetvel-i sim’in sularının taşmaması için daha dayanıklı bir tarzda yapılan birinci kaskad, suları beş ayrı yola ayırarak suyun akışını rahatlatmaktaydı.

çağlayanlar, üzerinde yapılan oyuklarda yer alan çeşitli balık kabartmalarıyla zarif bir biçimde süslenmiştir. bu kabartmaların işlevi ise suyun köpürmesine yardımcı olarak akıntının devamlılığını sağlamaktır. şiddetli yağmurlarla suların yükseldiği zamanlarda mekanizmaya gelecek bir hasarı engellemek maksadıyla kimi noktalara doldurma ve boşaltma kapakları yapılarak olası bir sel ihtimalinde bu kapaklar devreye girerek suyun taşmasının önüne geçmek mümkün olmaktaydı. biriken suların bir kısmı sarayın etrafında hendeklerde toplanıyor, bir kısmı da buradaki arazinin çevresinde dolaşmak suretiyle suni göletlere birikerek sarayın hasbahçesi içinde ağaçlarla çevrili yerde kuğuların ve ördeklerin gezindiği göz alıcı güzellikteki havuzlara dönüşüyordu.


inciciyan’ın 18. asırda istanbul başlıklı eserinde; kağıthane’deki bu yeni havuzların yapılmasıyla istanbul halkını köye taşıyan sandallara mahsus dar geçitlerinde kapatılmış olduğunu ifade etmektedir.

dereyi ve suyun seyrini izlemek için yapılan kasr-ı nişad -ya da çadır köşkü- adı verilen geniş saçaklı köşkün orta yerinde bir de küçük havuz inşa edilmiştir. köşkün ön kısmında havuzun içinde ise birbirine sarılmış iki yılan gövdesinden oluşan ejder ağızlı üç fıskiyeli bir tunç sütun vardır. bunlara ilaveten bahsedebileceğimiz bir diğer tarihi yapı da, çağlayan-ı evvel’in üst kısmında yer alan üç seyir kameriyesidir. her birinin kurşun kaplı olduğu bu kameriyelerin en büyüğü ortada bulunandır. 1890’lı yıllardan sonra çekilen fotoğraflarda bu kameriyelerin varlığına ne yazık ki rastlanılamamıştır.


birçok marangozun, taşçının ve diğer ustaların tatil zamanlarında dahi günlerce çalışarak meydana getirdiği bu görkemli yapılara sa’dabad adı verilmiş, bölge ise bu tarihten sonra sürekli bu adla anılmıştır. kutlu, uğurlu yer (mâmur) anlamına gelen sa’dabad, büyük gayretlerle altmış gün içinde bitirilerek, padişahın parlak bir alayla geldiği ihtişamlı bir törenle açılışı yapılır. sarayın iki yanına da süslü ve muhteşem otakların, sırma işlemeli çadırların kurulduğu o günde, devlet erkanına ziyafetler verilmiş, çayırlarda cirid oyunları, piyade koşuları tertip edilmiştir.

devrin değerli şairlerinden nedim ise mısralarıyla sa’dabad’ın güzelliğine ortak olmuştur:

ey şehenşâh-ı cihân, lutfunla sa’d-âbâd’ çün,
eyleyüb teşrîf, verdin tâze revnak şânına;
lâle-zârın da acâib şevkı var, hasrettedir;
ol da yüz sürmek diler hünkârımın dâmânına,
çünki sa’d-âbâad’ı seyrettin şehenşâhâ, buyur,
izz ü devletle çırâğân’ın dahi seyrânına

sa’dabad’ın inşasıyla beraber kağıthane’den baruthane’ye kadar uzanan yol üzerinde dere kıyıları boyunca 170’e varan değişik köşkler ve kasırlar ayrıca hamamları olan bir harem dairesi yapılmıştır. 1730 senesinde patlak veren patrona halil isyanı ile birlikte nefis bir mimari yapıya sahip sa’dabad sarayı ve diğer köşk ve kasırlar kısa bir zamanda yerle bir edilmiştir.

i. mahmud’un patrona halil ve adamlarının isteklerine rağmen yakılmasına müsaade etmediği saray ve kasırlar, ii. mahmud’un saltanatıyla beraber yeni bir döneme tanıklık ettiler. balkanlardan gelen pehlivanlarla ünlü güreş müsabakalarını seyretmek için sık sık kağıthane’yi ziyaret eden padişah, zamanla çürüyerek harap duruma gelen eski sa’dabad sarayını tamamen yıktırarak yerine devrin mimari tarzına uygun olarak yeni bir saray yaptırmıştır. padişahın emriyle sarayın baş mimarı olarak balyan ailesinden kirkor balyan görevlendirilmiştir. 1809’da başlayıp tam anlamıyla 1816 yılında bitirilen saray, yüksek olmayan bir yapı olup tamamen l biçiminde inşa edilmiştir.

Yeni Sadabad Sarayı

eski sa’dabad sarayının sınırları içerisinde bulunan geniş saçaklı kasr-ı nişad (çadır köşkü) köşkü de yeni ilavelerle birlikte onarım görerek muhafaza edilmiştir. yine tunç bir sütun üzerine dikilmiş ejder başlıklı fıskiyelerde küçük tamiratlarla yenilenmişti. çağlayanların üzerinde ince sütunlar üzerine oturan kameriyeler aslına sadık kalınarak elden geçirilmiştir.

1. Sadabad Sarayı, tarih boyunca aynı yerde yapılıp yıktırılan üç saraydan ilki. Sadabad saraylarının ikincisi 1809- 1816 arasında inşa edilip 50 yıl kadar kullanıldıktan sonra yıktırılmış; üçüncü saray 1863'te yaptırılmış ve 1943'te yıktırılmıştır. Geçmişte üç sarayın inşa edildiği yerde günümüzde Kağıthane Belediyesi'nin binası bulunur.