Salako'nun Esasında Oldukça Acıklı Bir Film Olduğu Gerçeği

1974 tarihli Kemal Sunal ve Atıf Yılmaz klasiği Salako'yu tekrar düşünmenize vesile olacak bir yazı.
Salako'nun Esasında Oldukça Acıklı Bir Film Olduğu Gerçeği

daima eğlenceli filmleri ve sistem eleştirileri ile tanınan kemal sunal'ın salako filminin aslında acıklı olması durumu sadece benim dikkatimi çekmiş olamaz diye düşünüyorum, ciddi ciddi bu filmde gülebilen var mı? varsa merak ediyorum, nasıl bir ruh hali içerisinde olduğunu.

uyarı: spoiler içerebilir.


adam daha filmin ilk sahnesinde intihar ediyor lan, bayağı bayağı izlediğim en hüzünlü kemal sunal filmi olabilir. adam bu dünyada yaşanmaya değer bir şey bulamamış ve yaşamını sonlandırmaya karar vermiş. sırf bu açıdan bile salako'nun içinde bulunduğu durum ile empati yapabilirim.

- kendince köyün ağasının kızını sevmiş ve belli ki kadın hamido ismindeki itin, serserinin birine gönlünü kaptırmış.

- tüm köylü kendisine salak anlamına gelen salako lakabını takmış.

- ne anası var ne de babası, bir kadifesi var ona eşlik eden.

- açıkçası lakabı ile örtüşen bir zekası olduğunu düşünüyorum, biraz çocuksu ve masum. bu da hem köylü tarafından, hem sevdiği kadın tarafından manipüle edilerek ortaya çıkıyor.

- lan falakaya yatırılmış adam, kahya ayağını kırbaçlarken sayıyor işte 20, 21 diye bu salako da yok ya kardeş 11'deydin ne çabuk 20'ye geçtin diye ikaz ediyor lan. bu adam kötülük bilmez.


tüm bunlar yetmezmiş gibi o emine var ya adamı kullanıyor da kullanıyor, onun yüzünden illegal işlere bulaşıyor ve hiç anlamadığı, bilmediği eşkiyalık gibi bir işe bulaşıyor. peki paragöz olduğu için mi yapıyor? tabii ki hayır, sırf sevdiği kadının gözünde kendine değer kazandırmak için onu da yapıyor, peki emine ne yapıyor? kendini hamido'ya yamamaya çalışıyor. aslında onu o olduğu için seven, onun için hamido'nun ve tefeci abuzer puştunun adamlarını tek tek haklayan salako. en sonunda yine sevilmeyeceğini anlayınca ikinci defa intihar etmeye kalkıyor lan adam, bu kadar intihara meyilli bir yeşilçam karakteri izlediğimi hatırlamıyorum, belki de hatırlıyorumdur da kemal sunal'ın ilk ve tek canlandırdığı depresif karakter salako olabilir.


son sahnede dolandırıldığını anlamasına, kandırılmasına rağmen olay çıkarmadan tüm parayı, pulu emine'ye bırakıp kadifeyle geçip gitmek üzereyken neyse ki emine yaptığı yanlışı çok geç olsa da fark ediyor da, salako ile kavuşuyorlar. çok saçma bir film olsa da aslında oldukça acıklı bir filmdir. bayağı bayağı hiçbir sosyal yetisi olmayan, tahminen de zeka geriliği olan bir karakterin ağalık düzeninde hayata tutunma çabası anlatılıyor.