Sanat ile Estetik Arasındaki Fark Nedir?

Sıklıkla birbirine karıştırılan iki kavram arasındaki farkı açıklayalım.
Sanat ile Estetik Arasındaki Fark Nedir?

sanat, estetik ile sık sık karıştırılır

oysa estetik, sanat için araç kavramdır, sanatın amacı değildir. bu yönüyle aslında sanat öznel bir şey değildir, öznel olan estetiktir.

bu dediklerimi açayım. sanat, sanatçının, bir fenomenle -ister doğal fenomen, isterse de beşeri fenomen- kendine özgü bir biçimde kurduğu bir çeşit bağdır. sanatçı bu bağladır ki fenomenlerin bilim veya felsefenin gözünden kaçırdığı özelliklerini ortaya koyar. örneğin tarih bilimi, tarihsel bir fenomeni duygulardan yoksun bir biçimde ortaya çıkarmaya çalışır. sanat ise bu fenomeni işin içine duyguları katarak -ki bu şart değildir, başka bir biçimde de yapabilir- ele alır. böylece o tarihî fenomen sanat sayesinde başka açılardan da gösterilmiş olur.

estetik ise, bir sanat eserinin kişide yarattığı duygulanımlarla ilgilidir. bir şeyin güzel veya çirkin olması, o şeyin sanat eseri olup olmadığıyla ilgili bir problem değildir; o şeyin estetik olup olmadığıyla ilgilidir. örneğin, bouguerau'nun tabloları ile claude monet'nin tablolarını kıyaslayacak olursak, ilkinin tablolarının diğerinin tablolarından daha estetik olduğu tartışma götürmez. ama sırf bu durum, bouguerau'nun monet'den daha iyi bir ressam / sanatçı olduğu anlamına da gelmez. çünkü estetik, dediğimiz gibi, sanatla eş anlamlı veya sanatın amacı olan bir şey değildir, yalnızca sanatın aracıdır. eğer balzac'ın bilinmeyen başyapıt'ta söylediği "sanatın amacı doğayı taklit etmek değildir ama onu anlatmaktır." sözünü doğru kabul edersek, bu durumda bakmamız gereken şey bouguerau'nun mu yoksa monet'nin mi doğayı daha iyi anlattığı hususu olur. yok eğer biz sanatı, kökenleri 2500 yıl öncesine kadar giden, "sanat taklittir" sözüyle benimsemişsek, monet'den daha iyi bir taklitçi olan bouguerau'nun eserlerini üstün tutarız.

Bouguerau
Monet

tam da bu noktada yukarıda söylediğim şeyle çelişmiş gibi görünüyorum

çünkü ben sanatın öznel değil, nesnel bir şey olduğunu söylemiştim; şimdi ise farklı farklı yargılara varılmasının mümkün olduğunu söylüyorum. ancak, buradaki farklılık sanatın öznelliğinden değil, sanatın tanımının farklılığından kaynaklanıyor. eğer iki kişi sanatın, doğanın anlatısı olduğunu kabul ederse, bu durumda o iki kişi sanatın tanımı konusunda ortak bir zeminde buluşmuş olur ve o tanım da sanata nesnel bir kimlik kazandırır. yine "sanat taklittir" tanımı da böyledir. tanım farklılığı bir şeyin nesnelliğini ortadan kaldırmaz, yalnızca o şeye farklı açılardan bakıldığını gösterir ve sanatın taklit olduğunu kabul eden görüşte olanlar, monet'nin sanatçılığını sorgulamaz; yalnızca tablolarını sanatsal açıdan daha değersiz bulur ve o kişi, nesnel bir biçimde yorum yapmış olur. çünkü kabul ettiği tanım ve o tanımın sonuçlarından hareket etmiştir. zaten tanım - önerme - hüküm zinciriyle hareket etmek, geometrik yöntem olarak adlandırılır ve bu yöntem ahlâk felsefesini nesnelleştirme çabalarında sıklıkla kullanılmıştır.

bu yöntem, tanımlar üzerinden tartışmayı da mümkün kılar. eğer estetik ve sanatın aynı şey oldukları kabul edilirse, sanat üzerine konuşmak tamamıyla anlamsızlaşır. çünkü "bana göre güzel" cümlesi tüm olayı bitirir, tartışmayı imkânsızlaştırır. bu nedenle sanat ile estetik ayrımı yapılmalı, sanatın derdinin de tıpkı bilim gibi fenomenlerle olduğu kabul edilmelidir.