Sarılma Eyleminin Kadın Fizyolojisinde Yarattığı Enteresan Duygu Dolaşımı

Temel olarak "güvenilir bulmadığınız bir adamın size sarılmasına izin vermemelisiniz, bağlanabilirsiniz" uyarısının ortaya çıkmasını sağlayan bulgu, insanların çok anlam yüklediği duyguların basit kimyasal tepkimeler sonucu doğduğunu bir kez daha gösteriyor.
Sarılma Eyleminin Kadın Fizyolojisinde Yarattığı Enteresan Duygu Dolaşımı
iStock


eğer bağlanmak istemiyorlarsa kadınların güvenmedikleri adamlara sarılmamaları gerektiği ufkunuzu açabilir

anafikir bu. bilimsel dayanağına geleyim:

sarılmakla ilgili bir deney göstermiş ki, sevgiliyle yaşanan yirmi saniyelik bir sarılmanın ardından beyin doğal olarak oksitosin salgılıyor. oksitosin de sarılanlar arasındaki bağı güçlendirip beyindeki güven devrelerini tetikliyor.

yani güvenilir bulmadığınız bir adamın size sarılmasına izin vermemelisiniz; bağlanabilirsiniz uyarısı var.

dokunmak, bakışmak, olumlu duygusal etkileşim, öpüşmek ve orgazm da kadın beyninde oksitosin salınımına yol açtığı bilinenler. 

bu tür temaslar beyinde aşk devrelerinin harekete geçmesinde anahtar rol oynayabilirler deniyor. östrojen ve projesteron da oksitosin ve dopamin üretimini artırarak kadın beynindeki bağlanma etkisini tetikleyebilirmiş.

"bu hormonlar beyindeki dikkat ve hoşnutsuzluk devrelerini kapatarak aşk devrelerini ve annelik içgüdüsünü harekete geçirebilirler" denmiş.


bir başka deyişle, eğer beyninizde yüksek miktarda oksitosin ve dopamin dolaşıyorsa yargı gücünüz sakatlanmış demektir. bu hormonlar için "beyindeki şüpheciliği tamamen ortadan kaldırabilir" diyorlar.

süreç ilerledikçe duygusal bağı korumak için gittikçe daha az dopamin ve oksitosine ihtiyaç duyulurmuş. yani artık uzun sarılmalar gerekli değilmiş.

romantik anlarda bağlanma arzusu beyinde zaten vardır ama beynin anne karnındaki gelişimi, çocukluk sürecini nasıl geçirdiğiniz ve duygusal deneyimleriniz; beynin başkalarını sevmeyi ve onlara güvenmeyi sağlayan devrelerindeki farklılıkları belirler deniyor.

tahmin edilebilir, güvenilir, ilgi dolu kişilerle büyümüşsek güven devreleri bu ilişkileri temel alır. bu deneyimler olmaksızın ya beyindeki güven devreleri çok zayıf kalacaktır ya da hiç güven olmayacaktır. kişi yine de kısa süreliğine aşık olabilir ama çocukluğunda güvenli bir ortamın eksikliğini yasamış kişiler için uzun süreli bir ilişki kurmak ulaşılması zor bir hedef olacaktır açıklaması gayet makul görünüyor.

kaynak ben değilim, bilim. (bkz: the female brain) (bkz: louann brizendine)

Bu içerikler de ilginizi çekebilir