Sosyal İlişkilerde Hayati Öneme Sahip Bir Konu: Özgüven ve Ego Arasındaki İnce Çizgi

Özgüven ve ego arasında kesinlikle ayırt edilmesi gereken şeyler var.
Sosyal İlişkilerde Hayati Öneme Sahip Bir Konu: Özgüven ve Ego Arasındaki İnce Çizgi
iStock

özgüven, hepimizin malumu olduğu üzere; kendilikle, özle ilgili duyduğumuz güvene denir.
ego'yu ise, "özgüven ve ego arasındaki fark" mevzusunda müsaadenizle bağlamından bir miktar koparıp, freudyen tanımdan da soyut olarak irdeleyerek; bizatihi halkın benimsediği ve alışılagelmiş haliyle varsayacağım betimleme boyunca.

aradaki en bariz fark algısal farktır, bunu en başından belirtelim. biri karşı tarafı rahatsız etmekten keyif alan, diğeri karşı tarafı rahatsız etme amacı duymayan durumlardır.
özgüven, kendimizi ne sandığımızla kendimizin ne olduğu arasındaki farkın sıfıra yakınsaması durumunda ortaya çıkan algısal öz bütünlüğüdür.

ego ise; kendimizi ne sandığımız ya da bizi ne sansınlar istediğimiz ile ilgilidir ki, aslında ne olduğumuzdan ne kadar uzak veya ayrık olması önemsizdir.

bu bağlamda yeniden gözden geçirdiğimizde özgüven ve ego’nun kesinlikle ve net olarak farklı iki öz algısı olduğu açıktır. kişi aslı itibariyle istendik, beğenilir bir varlık arz etmeyebilir toplumsal ya da öznel varlık olarak. ancak olduğu ve olduğunu düşündüğü şey arasındaki fark küçük ise, özsaygısı ve özgüveni var kabul edilebilir.

özgüvenin olmadığı haller genelde olduğumuz şeyden daha az olduğumuzu düşündüğümüz hallerde ortaya çıkar. ne olduğumuzu sanmanın, olduğumuz şeyin bir miktar üzerinde olmasında bir beis yoktur. zira genel kanının aksine, olduğumuz şey aslında başkalarında olduğumuz düşünülen şeyden fazla olabilir. bu durumda rasyonel değer, algılanandan ehemmiyetlidir. başkalarının ne algıladığı noktası da zaman zaman sapmaya ve şaşmaya açıktır. olması gereken, gerçekçi bir analizle ne olduğumuzu, ne kadar olduğumuzu saptamaktır.

bunun için de kişi kendisine dair analizinde gerektiği kadar iyimser, gerektiği kadar acımasız ve gerektiği kadar analitik olmalıdır.

ego ise; bizden büyük ve adı biz olan bir balondur. patlayana kadar uçtuğumuz yanılsamasına, patladığında çöküntüye yol açabilir.

işbu sebepledir ki; egoyla özgüveni karıştırmamak tek başına yetmeyeceği gibi, egonuzdan mümkün olduğunca kurtulmak ve özgüven konusunda imkan dahilinde olan en yüksek kendilik algısına ulaşmak kişilik değeri için hayati önemdedir.

iş bilmez siyasetçiler, kompleksli sevgililer, kavgalar içinde boğulan ilişkiler, yalancıktan toplumsal rol ve ilişkiler bu ülkenin toplumsal değerinin zayıflamasına neden olmuştur. bunda en temel etken; yüksek ego ve kıt özgüvendir iddiasındayım.

bu yüzdendir ki özgüven kadında da erkekte de çok çekici bir unsurdur ilişkilerde. toplumsal olarak da öyledir. toplumsal rollerimizde de, aileye dair rollerde de özgüven, ayağı yere sağlam basmaya övgüdür…

birisi ancak bir eleştirinin konusu olabilecekken öteki bir övgü unsuru olma özelliği taşır

kimseyi egosu yüksek diye övmez ya da ona saygı duymazsınız. ancak özgüveni egodan arındırılmış bir biçimde yüksek olan kişiyi rahatlıkla sever ve översiniz.

ego, başkalarınca beslenmeye muhtaç bir olgudur yani aslında sizi başkalarına direkt olarak muhtaç kılar.

özgüven ise ancak kişinin kendi kendini beslemesi ile oluşabilecek bir olgudur ve kişiyi başkalarından bağımsız kılabilir.

insanların gösterdiği sahte ama düzeyi yüksek türden ilgi ve alaka, egonuzu fazlasıyla şişirebilir ve yetersizliklerinizi görüp onları giderme noktasında önünüze, bizzat 'sizi' engel olarak koyabilir. özgüven ise sahteliklere geçit vermeyen ve reel yeterlilikler üzerinden gelişen bir olgudur ve sizi, size rakip kılar.

başkalarının alkışlarına muhtaç olan ego, özgüvenin o hür duruşu karşısında yetersiz, bir o kadar da değersizdir.

biri dosttur insana, diğeriyse çoğunlukla düşman.

Tam Bir Fiyat Performans Ürünü Olan Huawei P Smart 2019'un İncelemesi

İnsanın Hayata Anlam Verebilmesi İçin Kesinlikle Gerekli Olan Duygu: Özsevgi