Sosyal Psikoloji Diye Başlayıp İşlerin Çığırından Çıktığı Etik Dışı Zimbardo Deneyi

1970'li yıllarda Stanford Üniversitesi'nde gerçekleştirilen Stanford hapishane deneyi, insana güç verildiğinde işlerin nasıl değişebildiğinin örneklerinden biri.
Sosyal Psikoloji Diye Başlayıp İşlerin Çığırından Çıktığı Etik Dışı Zimbardo Deneyi

15 ağustos 1971 sabahı evlerine polisler tarafından baskın yapılan 9 üniversite öğrencisi, komşularının gözleri önünde kelepçelenerek gözaltına alınır. gençler stanford üniversitesi'nin bodrum katında kurgulanan stanford hapishanesi'ne getirilirler. onları 9 gardiyan beklemektedir. üniformalı, aynalı güneş gözlüklü gardiyanlar, soyunmalarını emrettikleri mahkumların ayak bileklerini prangalayıp, başlarına naylon başlıklar geçirerek koridorda çıplak halde bekletirler. her birine birer numara vererek o andan sonra numaralarıyla hitap ederler. sonra da üçer kişilik hücrelere yerleştirirler.


gerçekçi olsun diye kurgusal biçimde gözaltına alınan gençler de, onları karşılayan ve aşağılayıcı muamele ile ağırlayan gardiyanlar da yapılacak sosyal psikoloji deneyine günlük 15 dolara denek olmayı kabul eden üniversite öğrencileridir. rastgele seçilmişlerdir.

denekler son derece sıradan ve psikolojik açıdan sağlıklı kişiler olmasına rağmen deney birkaç gün içinde çığırından çıkar. gardiyanların eziyetlerine karşı ikinci gün çıkan isyan, yangın söndürücülerle bastırılır. tuvalet ihtiyaçlarını hücrelerindeki kovalara yapmaya zorlanan mahkumların kovaları boşaltmalarına izin verilmez. eziyetleri protesto etmek isteyen bir mahkum açlık grevine başladığında tecrit için daracık bir dolaba kilitlenir. 8612 numaralı tutuklu psikolojik olarak çöker ve hücresinin kapısını tekmelerken "tanrı aşkına! içim yanıyor. anlamıyor musunuz, çıkmak istiyorum! bu iş boka sardı! bir gece daha dayanamam. benden bu kadar dayanamıyorum!" diye bağırır. vs.


deneyi kurgulayan amerikan psikolog philip zimbardo da bizzat kendisini deneye kaptırmış, kontrolü elde tutmaya çalışan bir cezaevi müdürü gibi davranmaya başlamıştır. ancak 6. günde deney sahasına gelen kız arkadaşının uyarısı üzerine kendine gelir ve deneyi sonra erdirir. bu arada beş tutuklu "aşırı duygusal depresyon, ağlama, öfke ve akut anksiyete" belirtileri gösterirken gardiyanlar deneyin bitmesine üzülürler.

amacı, iyi insanların aniden canavarlaşabileceğini göstermek olan zimbardo, stanford'da yaşananların "gardiyan üniforması giyilmesinin doğal bir sonucu" olduğunu yazdı.


ancak rutger bregman'ın emek ürünü çalışması "çoğu insan iyidir"den öğreniyoruz ki; yaşanan tüm bu olaylar büyük bir tiyatro oyunuymuş. gardiyanlara kesin talimatlar verilmiş, yapacakları madde madde belirtilmiş. ortaya çıkan ses kayıtlarında zimbardo'nun yardımcısının pasif kalan gardiyanlara sert olması yönünde nasıl baskı yaptığı açıkça görülüyor. gardiyanlar kendilerine verilen rolü oynamışlar yani.

gardiyanlardan biri, daha sonra araştırmacılara ayıp olmasın diye elinden geleni yaptığını söylemiş mesela: "kafamda somut bir plan yapmaya başladım, onları eyleme geçmeye zorlayacaktım, araştırmacılara uğraşacakları bulgular vermek için bir şeylerin olması gerekiyordu. tatil köyündeymiş gibi hiçbir iş yapmadan oturan tiplerden hangi bulgular elde edilebilirdi ki?"


psikolojisi bozulduğu için deneyden çekilen 8612 no'lu mahkum douglas korpi ise yaşadığı krizin gerçek olmadığını, baştan sona rol yaptığını söylemiş 2017'de verdiği bir mülakatta. korpi, deneye sınavlarına içeride rahat rahat hazırlanmak için katılmıştır fakat kitaplarını içeri sokmasına izin vermemişlerdir. çıkmak isteyince izin verilmemiş, sadece fiziksel veya psikolojik rahatsızlık sonucu çıkabileceği belirtilmiş. bunun üzerine önce mide rahatsızlığı bahanesi uydurmuş, başarılı olamayınca psikolojisinin tahrip olduğu numarasına girişmiş.


bilim adamı kılıklı zimbardo'nun büyük bir şarlatan olduğunun henüz anlaşılmadığı 2001 yılında, bbc televizyonu aynı deneyi prime time'da tekrar yapmak istiyor ve dört bölümlük bir realty programı yapıyor. britanya'da milyonlarca insan the experiment'in ilk bölümünü izlemek için merakla ekran başına geçiyor fakat mahkumlarla gardiyanlar arasında hiçbir şey olmuyor. çünkü gardiyanlara talimat verilmemiştir. tek yaptıkları gözlemdir. sıradan, sağlıklı insanların birlikte nasıl çay içtiklerini izlerler. sorun çıktığında "karşılıklı konuşarak" çözerler. program, sunday herald'da şöyle özetlenmiş: "iyi insanları kötü bir yere koyup kayıt almaya başlarsanız ne olur? pek bir şey olmuyor aslında."


bregman'nın dediği gibi; 1970'ler "sosyal psikolojinin vahşi batı dönemleriydi. becerikli gençler şoke edici deneylerle adlarını duyuruyorlardı." belki de bu deneyler ve çarpıcı sonuçları devletlerin de işine geliyordu ve o yüzden köpürtülüyordu. 2018 yılında fransız sosyolog le texier'in, zimbardo'nun 2009'daki ted konuşmasını izleyip, bir tuhaflık olduğunu düşünerek araştırmaya karar vermesine kadar stanford'daki arşivi kimse merak edip incelememişti. arşivlere ilk giren kişinin de deneydeki her şeyin sahte olduğunu keşfetmesi çok zaman almamıştı...