Spagetti Western'leri Klasik Mertebesine Çıkaran Besteci Ennio Morricone'nin Kült Eserleri

"Filmlere beste yapmaz, bestelerine film yapılır" dedirten İtalyan müzisyen Ennio Morricone, 91 yaşında bugün hayatını kaybetti. Şerefine, kendisinin en bilinen eserlerini hatırlatmak istedik.
Spagetti Western'leri Klasik Mertebesine Çıkaran Besteci Ennio Morricone'nin Kült Eserleri
Fotoğraf: Gonzalo Tello

the good the bad and the ugly


for a few dollars more


cinema paradiso


once upon time in the west


le professionnel (chi mai)


bugsy


the untouchables


the hateful eight


man with a harmonica


investigation of a citizen above suspicion


come maddalena

Ennio Morricone kimdir?

ennio morricone öyle bir kişiydi ki örnek veriyorum, bugün haberlerde ismini görüp kim olduğunu bilmeyen birisi bile onun bestelerinden birini mırıldanabilir.

1928 yılının kasım ayında roma'da dünya'ya gözlerini açan ennio morricone, henüz 6 yaşında iken ilk bestesini yaptı. 14 yaşındayken roma'daki the accademia nazionale di santa cecilia'ya kabul edildi. toplamda 500'den fazla film ve dizi bestesi bulunan morricone, 20. yüzyılın en büyük bestecilerinden birisi belki de birincisi olarak kabul edilir.

sergio leone ile yaptığı çalışmalarla dünya çapında şöhrete kavuşan morricone, 6 kez oscar'a aday gösterildi 1979, 1987, 1988, 1992, 2001 ve 2016. the hateful eight (2016) filmi ile oscar'ı da kazandı. morricone yaşlandıkça, daha da zirveye yaklaştı ve daha çok başarı yakaladı.

spaghetti western müziklerini kendisine has dokunuşları ile bir marka haline getiren ennio morricone, 6 temmuz 2020 tarihinde hayata gözlerini yumdu. geriye efsaneleşen bestelerini bırakarak.

Kendisine dair

sinema tarihinin ilahları kimse, morricone o esamenin en kudretli olanlarından. kendisini ne zaman aklımdan geçirsem görkemine sonsuz bir hayranlık duyarım. bestelerinin müzik zevkimi zaptetmesinin ardından film ve müzik arasındaki ilişkiye çok daha önem verir oldum. epey öncesinden, yıllar evvelinden bahsediyorum. kısacası elin italya'sında doğmuş bir romalının ta bende yarattığı mutluluğun tuhaflığını anlatmaya çabalıyorum.

onun filmlerinden soyutlanarak algılanabilecek hale gelmiş bestelerinin o kuvvetli tesirinin sebepleri sadece kabiliyetle açıklanabilir mi bilemiyorum. bunda ikinci dünya savaşı'nda bombardımana tutulmuş bir şehrin çocuklarından biri olmasının etkisi olamaz mı? ya da o yıllara ait unutamadığını söylediği en korkunç trajedilerden açlığın? muhakkak. mussolini ve hitler diktatörlüğüne yakından şahit olmuş bir çocuğun sanatı sinemayla birleşince elbette bir harikalıklar koleksiyonu meydana gelirdi şüphesiz. öyle de olmuş.

ennio morricone çocukluk arkadaşı sergio leone'yle, isimlerinin oluşturduğu bu melodik ahengi sinema tarihine de aksettirmeyi başarınca muhtemeldir ki sinemayı seven herkesin algısı değişti. bu büyük bir iddia değil. her ikisinin de stilleri çokça taklit edildi ve ilham verdi. çiftliğin kloş etekli kızını kapan fularlı kovboyla ona eşlik eden silik senfonik müzik, yerini kirli, sakallı, pançolu, toz içindeki meçhul gaddar kahramanlarla bu tabloyu tamamlayan hatta ateşleyen ıslıklı, mızıkalı, yüksek gerilim yayan notalara bıraktı. şahsî fikrim bu sınırı aşma noktasına ise yine bu ortaklığın zımnî mensubu clint eastwood gelebildi.

morricone belki hiçbir bestesini ödül için porteye yazmadı. academy her yıl saçma sapan düetlere, sadece armonik olduğu için dinlenilebilir kılınmış fon müziklerine oscar'ı yollarken morricone kenarda bekledi. bir zamanlar amerika'da ise talihsizliğine kurban gitti, yapımcı oscar'a başvurmayı unutmuştu. morricone ihtirasa kapılmadan beklemiş oldu, ta ki 2007'de onur ödülü alana kadar. bir eseri değil, kendisi aldı ödülü. muhtemelen academy ayıbını örtmeye çabaladı. fakat morricone alçakgönüllüydü. clint eastwood elini tutarken gözlerinin dolmasına ve sesinin titremesine engel olamadı. sinema tarihinin bir türüne makas değiştirtenler arasında dimdik duran bu italyan milyonlarca insanın önünde italyanca konuşup ağladı. karısına şükranlarını iletti.

[gerçi ukala amerikalıların minnetine gerek yok. onlar hala cehaletlerine mündemiç bir kibirle çalıp oynuyorlar. los angeles times'ın, bir amerika turnesinde orkestrayı yönetirken karizmatik durmamakla eleştirdiği morricone ancak tahsille edinilebilir bu cehalete cevabını vermiş:"eğer seyirciler duruşum, hareketlerim (gesture) için geliyorsa, (onların) dışarıda kalmaları daha iyi olur"]

Son söz

sabah sabah, yeni bir haftaya başlamak için en üzücü haberlerden birine vesile olmuş, asla unutulmayacak efsanevi sanatçı, efsanevi bestecidir morricone. çok üzüldüm gerçekten.

geyik muhabbeti gibi olacak ama daha geçen hafta the very best of ennio morricone albümünü bilmem kaçıncı defa hayranlık içinde dinlerken 'allah uzun ömür versin' diye içimden geçirmiştim. hala yaşadığına şükretmiştim. kötü haberi almam ancak bir hafta sürdü. aslında yaşı itibarıyla her an bekleyebileceğimiz ama ne olursa olsun ölümü yakıştıramayacağımız da bir insandı.

john williams, hans zimmer, james newton howard, thomas newman, ramin djawadi falan hepsi harika besteciler ama ennio morricone tam anlamıyla çağımızın mozart'ı, beethoven'ı, bach'ı, brahms'ı, hangisini isterseniz o'suydu. ardında bıraktığı unutulmayacak güzellikteki eserler günü gelecek, alt tarafı birer film müziği olarak kalmayacak, 20. ve 21. yüzyıl'ın klasik müzik eserleri olarak anılacaktır. mekanı cennet olsun, güzellikler içinde uyusun...