Spor Tarihine Bileğinin Hakkıyla Geçen, Efsane Beşiktaş-Dinamo Kiev Karambolü

3 Kasım 2011 Beşiktaş-Dinamo Kiev Avrupa Ligi maçının son dakikaları, inanılmaz bir karambole şahit olmuştu. Hatırlayalım.

Önce karambolü izleyelim

videoyu indirip montaj programına attım ve yavaşlatarak bütün karambolü tek tek izledim

kornerin kullanılması ve son topun dışarı gitmesi dahil toplamda topa 19 saniyede 11 farklı kişi 19 defa dokunuyor. işin en ilginç yanı, bir kişi topa maksimum 3 defa değebilmiş.

kaleci cenk, 2 defa değiyor.
korneri kullanan arkadaş 2 defa değiyor.
çizgide tsubasa misali topa beraber vuran beşiktaşlı 2 defa değiyor.
sadece kiev'in zenci forveti topa 3 defa değiyor ki biri istemsizce oluyor, top şolkovski'nin uçan kafası ile ensesine çarpıyor.

topa değebilen 11 farklı kişinin 6'sı kievli, 5'i beşiktaşlı.

pozisyonun en ilginç yanlarından biri de, çizgide kör dövüşü gerçekleşirken köşeden izleyen ernst'in top uzaklaşınca bir anda hareketlenmesi ve gelen şutu engellemesi.

cenk'in çizgideki pozisyonda olayları yatarak izlemesi de şahane. o da ernst gibi sonradan olaylara karışma kararı alıyor.

gelelim beşiktaş'ta topa değemeyen kişiler kim?

beşiktaş'ta, son kiev'in şutuna koşan bir arkadaş var. sanırsam holosko. numarası tam çözülmüyor ama 23 gibi. karambolün başında şolkovski'yi tutuyor. içeride dönüyor dolaşıyor bir kere bile topa vuramıyor ve karambol yaşanmaya devam ederken ceza sahası dışına çıkıyor. yine de içeride bir mücadele veriyor.

33 numara ile edu, korner kullanıldığında pozisyonun tam ortasındayken sonrasında neredeyse tüm karambolü yakın çekim izleme kararı alıyor.

13 numara hilbert de pozisyon içinde olmasına rağmen topa hiç değmeyenler arasında.

quaresma zaten yok ortalarda.

sivok da arada takılıyor. işe yarayacakmış gibi kendini şutun önüne atıyor ama onu da ernst çıkarttığı için sivok da topa hiç değmeden pozisyonu kapatıyor.

topa değmeyen son kişi kim peki? tabii ki vasıfsız necip. hatta necip'in durum diğerlerinden daha vahim. elini beline götürmeye yelteniyor ahaha! götürüyor çekiyor götürüyor çekiyor. gol olsa da elimi belime koysam diye bekliyor ama top bir türlü içeri girmeyince napayım deyip kendini topun önüne atıyor.

aslında biraz daha kurcalasam çok şey bulurum. poziyonda sol-sağ ayak, sol el, göğüs, kafa, ense, baldır ne ararsanız var.

dikkat çekici birkaç nokta var bu karambolde

- yaklaşık 8-9 saniye boyunca dinamo kiev kalecisinin, beşiktaş kalesine beşiktaş kalecisinden daha yakın durduğu ve futbol tarihinde eşi-benzeri pek görülmemiş bir karamboldür.

- cenk'in düştükten sonra kalesine dönmek yerine kalkıp şutu çekenlerin üstüne üstüne gitmesini izah etmek için mantıklı bir sebep yok; ama o an için doğrusu buymuş.

- hele shovkovskiy’nin yarım metrelik mesafeden yedi metrelik kaleye vurduğu kafanın önünde duran takım arkadaşının ensesine çarpmasının ise (bu hafta içinde adamın biri kendi yarı sahasından "kafa golü" attı rakip takıma) normal şartlarda herhangi bir rasyonel açıklaması da yok.

- sabri ugan'ın resmen dili tutulmuş ilk karambolde ("yattı" falan gibi bir şeyler gevelemiş; ama olmamış).

- ayrıca kim o bilmiyorum; ama beşiktaşlı bir futbolcu bütün bu olayların tamamını ceza sahası dışından seyretmiş.

- ev sahibi takımın yaşadığı önemli gol tehlikelerinde tribünlerden gelen ve kadın taraftarların baskın olduğu çığlıklar bile duyulmamış karambol esnasında. hatta ıslıklar bile normalden daha cılız duyuluyor.

- inşallah başta rıdvan dilmen olmak üzere kalbi olanlar pozisyonu izlememiştir; zira tekrarı dahi ürperti veriyor. yenilecek bir gol ülkedeki mutsuzluk katsayısını 90'lı yılların enflasyonu gibi yükseltirdi herhalde.

manasını hiç bu kadar hissederek söylememiştim karambol kelimesinin.

ekleme: q7'ymiş ceza sahasının dışında bir umut 93. dakikada top gelir de kontra atağa çıkarım diye bekleyen zat-ı muhterem. tahmin etmeliydim. 

komik yorumlar

o kadar uzun sürdü ki, ilk şutun veli'nin elinden dönmesine itiraz etmeyi düşünen kiev'li futbolcular pozisyon bittiğinde bunu unuttular.

mahalle maçında öyle karambol olsa, mahallenin büyüğü elimizden topu alır "skerim sizin oynıycanız topu lan" derdi... "öyle karambole maç mı olur, herkes mevkiini bilecek! kaleci sen ne skimi arıyon orda" diye de azar çekerdi...

son saniyede yaşanan karamboller karambolüdür. o neydi lan öyle. kaleci falan bi yerlerden uçtu metrekarede 55 kişi vardı. çizgilerden çıktı. böyle pozisyonlara çok ender rastlanır.

karamboldeki her pozisyonu tek tek montajlasan 5 dakikalık özet çıkar. 15 saniyelik karambolde o nasıl şey demeyin. 22 oyuncunun tamamının topla oynadığı dünyadaki tek karambol olabilir, topa değmeyen kalmadı mk.

gayet sakin maçı izlerken, son dakikada karambolde şahsımın da kayarak müdahale ettiği karambol. çizgiden çıkardım neyse ki.

bu karambolle ilgili en komik yorum, videonun linkindeki ilk yorumdur.

"topun izlediği yolu dikkatle inceleyin, arapça 'allah' yazdığını göreceksiniz..."

karambolün zamanda yarattığı kırılmanın gözle görülür etkileri olmuştur

bu karambol yaşandıktan sonra beşiktaş:

*maccabi tel aviv maçını son dakikada attığı golle kazanmıştır.
*bir liderlik maçında bu kez çuvallamamış ve stoke city'i yenerek grubunu lider bitirmiştir.
*yıldırım demirören'i davullarla zurnalarla tff'ye uğurlamıştır.
*fenerbahçe maçını son dakikada attığı golle kazanmıştır.
*tolga zengin'i transfer ederek yıllar sonra bir kaleci sahibi olmuştur.
*144 hafta sonra ligde liderlik koltuğuna oturmuştur.
*yeni stadı için ilk kazma vurulmuştur.
*en önemlisi ise istanbul bb küme düşmüştür.

önlenemez şekilde devam eden bu etkiler 22 eylül 2013 pazar saat 20:21 sularında serdar kurtuluş'un o topu taca atmaması ile son bulmuştur.