Star Trek'i Diğer Bilim Kurgulardan Farklı Kılan Esas Özellikler Nelerdir?

Star Trek (Uzay Yolu), 1966'da TV dizisi olarak başlayıp bugüne kadar pek çok formatta karşımıza çıkan bir bilim kurgu klasiği. Peki kendisini diğerlerinden ayıran şeyler neler? Uzun yıllar güncel kalabilmesinin sebepleri olmalı. Bakalım.
Star Trek'i Diğer Bilim Kurgulardan Farklı Kılan Esas Özellikler Nelerdir?

bir süredir star trek dizisine takmış, yayınlanmış 5 serisinin üzerinden geçmiş, yayınlanmış filmlerinin ciddi bir kısmını incelemiş biri olarak üzerine söyleyebileceklerim var sanırım.

popüler bir yapıt, ona kuşku yok. ama popüler bir yapıttan beklenmeyecek denli ahlaklı, insanın mümkün olabilecek değerleri arasında en iyiye gideceğine inanmış ve bunun gelecekte böyle gerçekleşeceğinin umudunu besleyen, dürüst, temiz yürekli ve barışçıl bir dizi. bilim-kurgu ile uğraştığınızda iğrenç uzaylı düşmanlar, vahşi yutucular filan tarif edip aksiyonun dibine vurmak ve amerikan ırkının dünyanın en muhteşem aşmış varlıkları olduklarını kanıtlamak varken bunu seçmesi de, insanlık adına ümit verici.

başlarda kadın konusunda, gayet eğlencelere konu edilebilecek sapkınlıkları olduğu kesin. ama original series'den voyager'a gittikçe kadın kimliğine dair hatalar düzeltilmiş, en sonunda bir kadın kaptanımız da olabilmiştir.

1966 orijinal kadro.

bazı genel vurgular yapmakta fayda var

- star trek insanı kendisinin ne en muhteşem ırk olduğunu, ne en zeki canlı olduğunu düşünür. insanın tüm gücü ve federasyon içindeki dengeli konumunu sağlayan akıl ve duyguları arasında kurduğu denge ve kendini korumak ile savaşmak arasındaki farkı anlayabilmesidir.

- star trek insanı işgale gitmez ve işgal etmez. barışçıl bir bütünleşme ile herkesin adil olduğu bir dünya ve evren tarifi yapar.

- star trek'te sınıf yoktur. star trek hiyerarşisi deneyimle biriktirilen bir neredeyse akademik yapılanmadır. düzensiz değildir ama tamamıyla rasyonel olmak için çaba gösterir, açık bulduğu yerde kapatır. varlık bilincine erişmiş bir makinenin söz konusu olduğu durumda, onu da bir varlık olarak kabul eder, köleleştireceği yeni bir ırk yaratmaya çalışmaz.

- star trek'te elbette ki milliyet kavramı yoktur. zaten kendi içinde ülkelere bölünmüş gezegenlerle iletişime geçmek federasyon yasalarına aykırıdır. bulunan yeni türlerle karşılıklı birbirini anlama çalışmaları yapılır ve her zaman ne alınabileceğine değil, bir doğal olay olarak varlığın söz konusu olduğu her alan ile adil ilişkiler kurulmasına çalışılır.

- star trek insanının inançlara düşmanlığı ya da sempatisi yoktur. inançtan söz edilmez. herkes kendi inancını istediği gibi yaşar. tabii ki böyledir bu. tanrı varsa bile, bizim bilmediğimiz bir yaşam formu olarak algılanır. ama evrenin mutlak dengesine sonsuz bir saygı vardır ve olduğu gibi korunmak için büyük bir çaba gösterilir. evrende değişiklik yapmak hususunda gösterilen yegane çaba "m sınıfı" (yaşanabilir) gezegenlerin sayısını arttıracak projelerdir.

- star trek insanının yegane düşmanı, kendisini ve başka türleri kendisinden aşağı gören, kendisinin başkasından üstün olduğuna ve başkalarının hayatlarına müdahale edebileceğine inanan şerefsiz türlerdir. bunlarla mümkün olduğunca savaşmamaya çalışsa da, çatışmaları mümkün olduğunca sorunsuz atlatma gayretindedir.

daha bir çok şey söylenebilir elbet hakkında. şimdilik bu kadarla kalalım.

Türkiye'nin orijinalinden daha çok tanıdığı Star Trek: Next Generation kadrosu.

bir de işin diğer yüzü, yani gerçek hayattaki karşılığına bakalım

- star trek vefalı bir dizidir. oyuncularına saygı gösterir, herbirinin kariyerini geliştirecek roller verir ve onların kişisel özelliklerine saygı gösterir. original series'den tng'ye, dizide yetişmiş oyuncular, hem dizide hem filmlerde yönetmenliğe kadar varan sorumluluklar almışlardır.

- star trek yaratıcıdır. biraz iddialı olacak ama, sinemada seyrettiğimiz her bilimkurgu filmi, bilgisayar oyunlarında kullanılan her bilimkurgu teması, daha önce bir star trek bölümü olarak seyredilmiştir. ama çok daha ahlaklı bir biçimde, çok daha insani bir yöntemle.

star trek, bir insan olarak hayattan ümidimi kesmememi sağlayan pozitif bakış açısını, barışçıl, kardeşçe ve eşit bir yaşama olan inancımı görebildiğim bir seridir. belki ben öyle okumak istiyorum, belki de başkaları da paylaşır fikirlerimi bilemiyorum ama star trek benim şahsen komünizm kavramından anladığım şeyi anlatır. amerikalı filandır ama ursula k. leguin'de öyle değil midir zaten?

star trek iyidir. yaratıcısı gene roddenberry'e sevgilerimizle.

Gene Roddenberry (uzun boylu ve kahverengi ceketli olan) ve orijinal Star Trek kadrosu.

Karakterlerin göze çarpan özellikleri de dizinin farkına dair fikir verici olabilir

orijinal seriye baktığımızda (star trek the original series) üç ana karakter görüyoruz.

bunlardan ilki mr. spock. yarı insan yarı vulcan olan spock, insanlıktan gelen duygusallığını yenmeye çalışıyor, bütün dizi boyunca ve filmlerde kendisinin bu savaşını açıkça görüyoruz. duygusallığından utanan genç spock onu bir eksiklik olarak görüyor ve her problemin mantıkla çözüleceğine inanıyor. bu anlamda spock, insanoğlunun mantığını ya da aklını simgeliyor diyebiliriz. genç spock dedim çünkü spock, yaşlanıp daha bilgeleştiğinde aslında duygulara sahip olmanın, kendisine hiçbir vulcanın sahip olmadığı avantajlar verdiğini görüyor ve gerektiğinde duygularına göre hareket etmesi gerektiğini anlıyor. yine de bunları hiç bir zaman sesli olarak dillendirmiyor.

ikinci karakterimiz dr mccoy. mccoy ise spock'ın tam tersi bir noktada konumlanmış. olaylara hep duygusal ve insani tepkiler veren mccoy ile spock arasındaki sürtüşmeyi bütün dizi boyunca görüyoruz. sürekli aralarında hangi kararın daha doğru olduğunu tartışıp kaptanı ikna etmeye çalışıyorlar. burada mccoy insanın kalbini, ya da duygularını simgelemiş. böylece mccoy - spock çatışmasını insanın günlük hayatta sürekli karşılaştığı duygu-akıl / kalp-beyin çatışması şeklinde yansıtmışlar.

Yeni Star Trek'teki McCoy.

tabii ki son olarak kaptan kirk var. kirk burda karar verme mekanizması olduğundan ona bilinç diyebiliriz. kaptanı sürekli olarak spock ve mccoy'un arasında ve onları uzlaştırmaya çalışan bir konumda görüyoruz. dışarıdan bakıldığında bu üçü arkadaş gibi olabilir ama, bazı arkadaşlıklar vardır ki, sadece ortadaki kişi diğer iki kişiyi birbirine bağlar. yani heralde kirk olmasa spock mccoy'un yüzüne bakmazdı.

ama benim favorim ikinci seri. yani star trek the next generation. bu seride bölümlerin nerdeyse hepsi iç mekanda yani atılgan'da çekilmiş. bununla beraber ilk seride hep başroldeki üçlünün olayları çözdüğü bir kurgu görürken, burada zaman zaman yan karakterlerin başrolde olduğu bölümler izliyoruz. yani örneğin bir bölümde wolf, bir bölümde bir bölümde deanna, bir bölümde mr data başrolde olabiliyor. böylece dizideki karakterleri daha iyi tanıma şansımız oluyor. yan karakterleri de tanıyabilmemiz diziye derinlik katıp seyir zevkini artırıyor.

mr data, heralde dizide en sevilen karakterlerden biri. bunun sebebi de brent spiner'ın olağanüstü oyunculuğunun yanında, dizide data'ya çizilen karakter. o; çok karmaşık işlemleri bile saniyeler içerisinde çözebilen pozitronik beyne sahip bir robot fakat insani duygulardan yoksun. dizi boyunca insani duygular kazanabilmek için uğraşıyor. bir bölümde şiir yazıyor, bir bölümde resim yapıyor. bir bölümde keman çalıyor. yani insan gibi sanat yapmaya çalışıyor. çocuk sahibi olmaya çalışıyor vs. data'daki bu yüksek işlem yeteneği ve duygusuzluk zıtlığı ile beraber, bu şirin çabası izleyicide ona karşı bir sempati ve acıma duygusu uyandırıyor ve böylece data en sevilen karakterlerden biri oluyor.

data'nın durumunun mr spock'a çok benzediğini de görebilirsiniz. data, adeta spock'un olmayı hayal edeceği yapıdadır. üstün mantık yeteneği ve sıfır duygu. klasik seri boyunca spock'un duygusuzlaşma çabasını gösteren yapımcılar, ikinci seride, bu duygusuzluğun kötülüğünü göstermişler.

ilk seride duygusuzluğa en yakın insan olan, sahip olduğu ufacık duyguyu yok etme çabası içindeki spock'u izlerken; ikinci seride ise duygululuğa en yakın robotu, gerçek insan hislerini hissetmeyi amaçlayan datayı izliyoruz. yani spock ve data aynı çizginin üstünde, fakat farklı taraflarındalar.

Mr. Spock

yukarıda bahsettiğim gibi, her karakter için ayrı bölümlerin çekilmesi, onları daha iyi tanımamıza imkan verdi. örneğin orijinal seride, uhura, chekov veya sulu hakkında fazla bir bilgimiz yoktu. onlar daha çok oraya, federasyonun sırf amerikanlardan oluşmadığını göstermek için monte edilmiş gibiydi.
ikinci seride ise karakterleri daha iyi tanıma imkanımız oldu ve her biri bize, bir duyguyu daha belirgin olarak gösterdi. bununla beraber hepsi de bize ayrı ayrı ders verdi.

örneğin wolf, öfkeyi ve insanın içindeki hayvani dürtüleri, şiddet arzusunu simgeliyor. diziyi izleyenler wolf'un problemlere karşı önerisinin hep foton torpidosu atmak olduğunu görürler. wolf her şeyi şiddetle çözen ilkel bir toplumdan gelmiş ve modernleşmeye çalışan bir karakter. ve bize öfke kontrolümüzü, ilkel duygularımızı bastırmamızı öğretiyor.

deanna, wolf'un tam tersi. her şeyi konuşarak çözmeye çalışıyor ve güçlü bir empati yeteneğine sahip. böylece deanna bize empatiyi , empatinin nasıl kurulması gerektiğini gösteriyor.
diğer karakterlerden çapkın riker heralde aşkı, geordi de arkadaşlığı öğretiyor.

gelelim kaptan picard 'a . kendisi orijinal serideki kaptana göre burada daha edilgen konumda. genelde mürettebat problemin nasıl çözüleceğini kaptana anlatıyor, o da do it so deyip yetkiyi verip kenara çekiliyor. orijinal seride ise problemleri kendi çözen bi kaptan vardı. gezegene kendi iner, düşmanla yumruk yumruğa savaşırdı. picard ise hemen hemen hiç kaba kuvvet kullanmıyor ve sorunları daha çok diplomasi ve bilimle çözüyor.

orijinal serideki kirk kahraman konumundayken, burada picard lider, yol gösterici konumunda. picard'ın bana öğrettiği şey disiplin ve iş ahlakı, vicdan, erdem ve bunun gibi daha bir çok karmaşık kavram. zaten picard'ın karakter analizini heralde benden daha iyi yapanlar olmuştur.

sonuç

milyonlarca kişi tarafından senelerce izlenen star trek'in başarısı tesadüf değildir, dizi basit bir bilim kurgu dizisi hiç değildir.

Nereden Başlayacağını Bilemeyenler İçin: Battlestar Galactica Seyir Rehberi

Star Wars Dünyasına Girmek İsteyenler İçin Tüm Evreni Bir Bir Açıklayan Kronolojik Bir Özet