Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ'ın Sümer Tarihiyle Tanışma Hikayesi

Sümer kültürüne dair çalışmalarıyla çok önemli işler yapan Muazzez İlmiye Çığ, dün akşam Ekşi Sözlük yazarlarının sorularını cevapladı. Bu sorulardan birisi de Sümer tarihine ilgisinin ne zaman başladığıydı. Çığ, bu soruyu özenle cevaplayarak merakımızı gidermiş oldu.
Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ'ın Sümer Tarihiyle Tanışma Hikayesi

Soru şöyleydi

sümer tarihine ilginiz ne zaman başladı ?

Çığ'ın cevabı ise aşağıdaki gibi oldu

ankara dil tarih coğrafya fakültesi açıldığında 1936'da oraya kaydolmak için gittiğim zaman benim önüme dediler ki açık olan bir şube var. diğerleri kapandı. geç gitmiştim. o yüzden dediler ki hititoloji, sümeroloji, arkeoloji alacaksın, genel tarih. peki dedik biz. ben öğretmendim, öğretmenleri ilk defa mahsus olmak üzere dil tarih coğrafya fakültesine alıyorlardı. iki arkadaş ondan yararlanarak fakülteye girmek için 1936'da gittik. dediler ki doldu hepsi. hititoloji alırsınız dediler. hocası yeni gelmiş. yanına sümeroloji, arkeoloji...

kaydımızı yaptırdık. 2 arkadaş ertesi gün derse girince şaşırdık. hocalar almanca konuşuyor. hiç bilmediğimiz yazılar, çivi yazısı, ibranice bir de. nasıl yapacağız, şaşkına döndük. ama insan çalışınca her şeye muvaffak oluyor. bu sümerolojinin de açılması atatürk sayesinde oldu tamamen. bu fakülte o zaman için bize büyük bir külfetti ve dünyada da böyle bir fakülte yoktu. bu fakültenin açılmasının yegane sebebi türk tarihi, dili, kültürünü araştıracak uzmanlar yetiştirmek idi. bu uzmanlar nereden öğreneceklerdi, kaynağı nereden bulacaklardı bunlar çok önemliydi. o zamana kadar yok kaynak. türklerin ilişki kurduğu bütün milletlerin kaynaklarından yararlanmak lazımdı. hangi milletlerdi bunlar. çinliler, hintliler, iranlılar, macarlar, ruslar, latinler, yunanlar, araplar. düşünün hepsiyle zaten o zaman diyorlardı ki yabancılar tarihten türkleri çıkarırsanız tarih kalmaz. buna göre yani türkler mühim ama hep türkler aleyhinde yazılmıştı, türkler kötü görülmüştü. atatürk bunları okudu yabancıların yazdıklarını. türkler hakir görülmüştü. bizde de hiç kitap yok. osmanlı'da özellikle son zamanlarda bilhassa türkler çok aşağılanmış. osmanlının kendisi türk asıllı olmasına rağmen türkler alçaltılmıştı ve anadolu'da türküm demek adeta tabu olmuş. yani müslümanım deniyor. bunları atatürk okuduğu için buna mukabil anadoluda ana lisan türkçe. kim okuyor türkler. kimdir bu türkler nereden geldiler kültürü nedir tarihi nedir, bunun araştırılması lazım. düşünün o kadar işin, o kadar yokluğun arasında atatürk ne düşünüyor. ve bunun için dil tarihi kuruyor ve türklerle münasebeti olan bütün milletlerin dilleri ve kültürleri oraya konuyor.

bu arada atatürk fransızca kitapları okumuş. orada sümerliler orta asya'dan gelmiş olabilirler. dilleri kürt diline benziyor. altını çizmiş ve yanına kocaman önemli yazmış. fakülteye diyor ki madem ki sümerlerin türklerle ilişkisi var, sümeroloji de koyulacak bu fakülteye. arkadan enteresan 1930'larda o kadar işinin arasında hattuşa'da kazılar yapıldığını, hitit kültürünün bulunduğunu, dilin çözüldüğünü okumuş ve öğrenmiş atatürk. hatta ilk fransa'da çıkacak bir dergiyi himayesi altına almış. diyor ki madem ki hititler anadolu'da 500 sene kaldılar, onların da acaba türklerle ilişkisi var mıydı? bunun da araştırılması lazım. tabii bunları araştıracak arkeoloji kondu, genel coğrafya, tarih kondu ve kocaman bir araştırma programı... ama atatürk diyor ki bu çocuklar orada okudular, kitap lazım oldu, seyahat icap etti, ne yapacaklar? onun için dil ve tarih kurumlarını kuruyor atatürk ve diyor ki bu kurumları gelen hükümetler kendi doğrultularında çalıştırmasınlar burada yetişecekleri diye sermayesini kendi koyuyor. yani burada yetişen çocuklar, gençler ancak kendi bildiklerine göre, bilimsel çalışmalarına göre iş yapsınlar istiyor. kimsenin doğrultusunda çalışmasınlar. bu önemli. kocaman bir paket program yalnız türk tarihi kültürü ve dili için, bu çok önemli.

1933'te almanya'da kürsülerinde yahudi olan bütün profesörleri ve doçentleri almanlar kapı dışarı attılar, bu insanlar kaldılar ortada, bütün milletlere müracat ettiler alın bizi diye. kimse almadı. amerika dahi. onun üzerine şaşkına dönüyorlar. o sırada isviçreli bir profesör de bizde çalışıyor, türkiye'ye müracat edelim. daha 10 sene olmuş kurulalı bu arada. müracat ediyorlar, derhal atatürk gelsinler diyor. tarihte en mühim beyin göçünü yaptırıyor atatürk. onlar gelmeye başlıyor. onlarla yapılan bir antlaşma vardı. ben onu okudum ve ağladım. çünkü daha 10 yıllık bir devlettik. şöyle diyor bu şahıslar ister hapiste olsun ister sokakta olsun, bunlar artık türk hükümetinin memurudurlar. almanlar bunları göndermemek için herhangi bir şey yaparsa biz getirmenin çaresini buluruz. yahu 10 senelik bir devlet bunu nasıl yapar? hakikaten 1 yıl sonra onları geri gönderin dediler. bizim hükümetle sonuna kadar uğraştılar ama göndermedik. işte dil tarihte en mühimleri bu adamlardan çıktı. ve ayrıca alman hükümetini beğenmeyip yahudi olmadığı halde oradan kaçan profesörler de vardı. böylece bu profesörler geldi ve türk tarihi, türk dili üzerinde büyük bir çalışma başladı ve bugün o çalışmanın pek çok semeresini görüyoruz. hititolojide, diğer alanlarda çalışmalar var, çok iyi arkadaşlar yetişti. hala da onların nesilleri devam ediyor.

Muazzez İlmiye Çığ'ın verdiği tüm cevapları aşağıdaki linkten görebilirsiniz