Tarihin Bilinen En Eski Yazılı Yasaları: Ur-Nammu Kanunları

MÖ 2050-2100 yıllarından kalma olan Ur-Nammu Kanunları, Hammurabi kanunları'ndan eski.
Tarihin Bilinen En Eski Yazılı Yasaları: Ur-Nammu Kanunları

ur-nammu kanunları, bilinen en eski yazılı kanunlardır. en eskisi hammurabi kanunları değil miydi? değildi kardeşim, eski müfredat o. sümer şehri ur'un kralı olan urnammu'nun kanunları hammurabi kanunları'ndan eski olmasına karşın biraz daha insancıl, biraz daha "modern"dir; hatta, gereğinden fazla insancıldır. o yüzden aslında modern değil de diyebiliriz; hukuğun gelişimi ağır cezalardan insancıl cezalara doğru ilerlediğinden dolayı karşımızda insancıl cezalar olunca akıl moderne kayıyor, ama hammurabi kanunları modern yasalardan insandışılığı gereği uzaksa, urnammu kanunları da fazla insancıllığı gereği uzak. mesela diyor ki, "eğer birisi bir başkasının ayağını keserse, 10 şekel öder." yani zenginsen ayak kesmek serbest.


tüm kanunlar bu şemada yazılırdı. yani 'if-then' şeklinde, yani 'eğer şöyleyse böyle olur'. kanunlardan kadınların çeşitli haklara sahip olduğunu da görüyoruz, mesela kendilerine ait mal varlıklarından bahsedilir, fakat genel itibariyle baktığımızda erkekler kadınlardan daha serbesttir. örneğin evli bir kadın kocası dışında başka bir adamla ilişkiye girerse, kadın ölümle cezalandırılır fakat adama bir ceza verilmez. gerçi burada bir tür eşitliksizlikten ziyade potansiyel bir masumu cezalandırmama durumu da var; zira, adam kadının evli olduğunu bilmeyebilir. yine de, ölümle cezalandırmak cinselliğin ne kadar değerli bir şey olarak görüldüğünün göstergesidir. dahası, kadının rolü ve değerinin genelde cinsellik üzerinden kurulduğunu, bu çerçevede korunduğunu, çoğunlukla erkeğin objesinden ibaret olduğunu görürüz. onun dışındaki kadınlarla ilişkili kanunlar da ticari ve maddi kaygılara bağlı gibidir.


bu bağlamda bekarete de büyük önem veriliyor; bir adam, genç bir adamın hakkına tecavüz edip bakire karısının bekaretini bozarsa, o adam ölüm cezasına çarptırılır. burada herhalde kasıt, evlilik öncesi evlenilmeyecek birinin bekaretini bozmanın yasak olmasıdır. her erkeğe bir bekaret düşüyor. ama mesela dul bir kadınla evlilik olmadan yatmanın cezası yoktur ve bu kanunlarda belirtilir, demek ki olay sadece bekarette. boşanmayla ilgili kanunlar da var; eğer bir erkek daha önce hiç evlenmemiş karısını boşarsa ona belirli bir miktar para öder. benzer yasalar kadınlar için söz konusu değil, dolayısıyla muhtemelen sadece erkeklerin boşanma hakkı vardı.

aslında çok da ilerlemedik zihniyet olarak. insan değişmeyişe baktıkça çiğ tavuk yemiş gibi oluyor. neyse, namus meseleleri dışında ölüm cezası verilen iki suç daha vardır: cinayet ve hırsızlık. öldürürsen öldürülürsün, çalarsan öldürülürsün.

metnin kendisine göre bu kanunların sahibi, kanun-koyanı ur-nammu'dur. fakat kanunları yazıya dökenin ur-nammu olup olmadığı tartışılmaktadır, kimilerine göre oğlu şulgi de olabilir.

ur-nammu kanunları şu şekilde

1. bir adam cinayet işlerse, o adamın öldürülmesi gerekir.

2. bir adam soygunculuk yaparsa, o adam öldürülür.

3. bir adam adam kaçırma suçu işlerse, hapsedilir ve 15 şekel gümüş öder.

4. eğer bir köle bir başka köleyle evlenir ve evlendiği köle özgür bırakılırsa, evlenen köle evden ayrılamaz.

5. eğer bir köle yerli (özgür) bir insanla evlenirse, ilk doğan oğlunu sahibine verir.

6. eğer bir adam bir başka adamın haklarına tecavüz ederek, o genç adamın bakire karısının bekaretini bozarsa, o adam öldürülmelidir.

7. eğer bir adamın karısı başka bir adamı takip edip, o adamla yatarsa, o kadın öldürülmeli ama yattığı adam serbest bırakılmalıdır.

8. eğer bir adam güç kullanarak bir başka adamın genç dişi kölesinin bekaretini bozarsa, o adam 5 şekel gümüş ödemelidir.

9. eğer bir adam ilk kez kendisiyle evlenmiş karısını boşarsa ona bir mina gümüş ödemelidir.

10. eğer boşandığı eşi evlendiğinde dul bir kadın idiyse, ona yarım mina gümüş ödemelidir.

11. eğer adam evlilik sözleşmesi olmadan dul kadınla yattıysa, ona hiç bir gümüş ödemesine gerek yoktur.

13. eğer bir kişi büyücülükle suçlanırsa, suyla yapılacak çileli yargılamaya tabii tutulmalıdır (muhtemelen suya atılıp hayatta kalıp kalamadığına bakılması). eğer masumiyeti ispatlanırsa, müfterinin 3 şekel gümüş ödemesi gerekir.

14. eğer bir adam, adamın karısını zinayla suçlarsa, ve nehir çilesi kadının masumiyetini ortaya çıkarırsa, suçlamada bulunan adamın kadına 1/3 mina gümüş ödemesi gerekir.

15. eğer bir damat adayı, kayınpeder adayının evine girerse, ama kayınpeder kızını o adaya vermeyi reddedip sonra bir başkasına verirse, reddedilen damata verdiği gelin hediyelerinin iki katını iade etmelidir.

16. eğer (metin zarar görmüş...), tartmalı ve ona 2 şekel gümüş vermelidir.

17. eğer bir köle şehir sınırlarının dışına kaçar da birisi onu geri getirirse, kölenin sahibinin getirene 2 şekel gümüş vermesi gerekir.

18. eğer bir kişi bir başkasının gözünü çıkartırsa, o kişiye yarım mina gümüş vermesi gerekir.

19. eğer bir kişi bir başkasının ayağını keserse, 10 şekel gümüş ödemesi gerekir.

20. eğer bir kişi kavga sırasında sopayla bir başkasının bir uzvunu ezerse, o kişi 1 mina gümüş ödemelidir.

21. eğer bir kişi bir başkasının burnunu bakır bir bıçakla keserse, o kişi 2/3 mina gümüş ödemelidir.

22. eğer bir kişi bir başka adamın dişini dökerse, o kişi 2 şekel gümüş ödemelidir.

24. (metin zarar görmüş...) eğer kölesi yoksa, 10 şekel gümüş ödemelidir. eğer gümüşü yoksa o adama kendine ait olan başka bir şey vermelidir.

25. eğer bir adamın dişi kölesi, kendini sahibesiyle karşılaştırır ve onunla küstahça konuşursa, ağzı bir quart tuzla ovulur.

26. eğer bir dişi köle, sahibesinin izniyle birine vurursa (metin zarar görmüş...)

28. eğer bir kişi şahitlik yapar ve yalancı şahit olduğu ispat edilirse, 15 şekel gümüş ödemesi gerekir.

29. eğer bir kişi şahitlik yapar ama sonra yeminini bozarsa (şahitlikten çekilirse), o kişinin ihtilafa konu olan bedel kadar gümüş ödemesi gerekir.

30. eğer bir adam gizlice bir başka adamın tarlasını eker ve bu kişi şikayetçi olursa, bu reddedilmeli ve adam masraflarını kaybetmelidir.

31. eğer bir adam bir başka adamın tarlasına su bastırırsa, tarlanın her iku'su başına 3 kur buğday vermesi gerekir.

32. eğer bir adam sürülebilir tarlasını bir başka adama ektirmek üzere anlaşır ama o adam tarlayı ekmez ve çorak bırakırsa, tarla'nın her iku'su başına 3 kur buğday vermesi gerekir.