Tarihin Nükleer Güçle Çalışan İlk Uçak Gemisi: USS Enterprise

Denizcilik tarihinin efsaneleriyle tanışın. USS Enterprise adını taşıyan gemiler, II. Dünya Savaşı'nın Pasifik cephesindeki neredeyse her muharebede çarpışmış olmanın yanında, Soğuk Savaş'ta ve Amerikan popüler kültüründe yer almasıyla da tarihi bir önem teşkil ediyor.
Tarihin Nükleer Güçle Çalışan İlk Uçak Gemisi: USS Enterprise

Nedir, ne değildir?

uss enterprise, denize indirildiği 1960 yılı itibariyle abd donanmasının en uzun uçak gemisiydi. aynı zamanda, tarihte nükleer enerjiyle çalışan ilk uçak gemisidir. çirkin olmasına rağmen, oldukça göz alıcı özellikleri olan ve pahalı bir gemidir. en dikkat çekici özelliği, diğer uçak gemilerine göre daha büyük ve geniş olan kulesidir. bunun nedeni ilk yapıldığı dönemde dikdörtgen prizma şeklindeki kulenin etrafını çevreleyen ve scanfar adı verilen phased-array radar kaplamasıdır. bu aynı zamanda, ticonderoga sınıfı aegis kruvazörlerin radar sistemi olan an/spy-1'in de atasıdır. ancak zaman içinde radar teknolojisinin gelişmesi ve "incelmesi" bu gemide bulunan eski tip radar sistemlerinin, kule etrafındaki kaplamaların ve kulenin direk kısmında bulunan konik anten konstrüksiyonun 1979 yılında kaldırılarak, daha küçük boyutta radar alıcılarının takılmasına olanak tanımıştır. yine de, eski radar sistemi söküldüğü halde altındaki büyük ve köşeli kule yapısı varlığını sürdürdüğünden geminin garip görünümü değişmemiştir. inşa ve bakım maliyetlerinin yüksekliğinden ötürü, cvn-65 uss enterprise'ın denize indirilmesinden ve edinilen tecrübelerden sonra, kardeş gemilerinin inşa programı durdurulmuştur. bu yüzden sınıfının tek örneği bu gemidir.


çirkin görüntüsüne rağmen bu gemi amerikan tarihinde ikonik bir yere sahip olmuştur. nedeni de pek çok tarihi olayın bizzat içerisinde yer almasından dolayıdır. söz gelimi, 20 şubat 1962'de amerikalılar uzay yarışına dahil olduklarında, uzaya giden ilk amerikalı john glenn'in denizden alınarak kurtarılması için yürütülen operasyon bu gemi üzerinden icra edilmiştir. star trek adlı bilim kurgu dizisindeki uzay gemisinin adı bu gemiden gelmektedir. ayrıca bu gemi kendi adıyla top gun adlı filmde de boy göstermiştir.

ikinci filo'da görev yapan gemi, ekim 1962'deki küba füze krizi sırasında abd donanması'nın adaya uyguladığı ablukada görev almıştır.

Gemi, Top Gun'da da kullanılmıştı.

1965 yılında yedinci filo'ya katılan geminin personeli, aralık 1965'ten itibaren vietnam savaşı'nda aktif olarak yer almış ve 1969 yılında güvertesinde bulunan bir f-4'ün üzerindeki roketin kazara ateşlenmesi sonucu büyük bir yangın faciası yaşanana değin 12 000'in üzerinde sorti gerçekleştirmiştir. yangından sonra bakıma alınan gemi 1971 yılında yeniden hindiçini bölgesine gönderilmiş ve savaşın bitiminden sonra bile burada görev yapmaya devam etmiştir.

1983 yılında san francisco açıklarına gelen gemi burada dipteki bir kum tepeciğine çarparak karaya oturmuştur. bu tarz olaylar normalde bir gemi komutanı için kariyer bitirici nitelikte olsa da, geminin komutanı sonradan amiral olmayı başarabilmiştir. gemi karaya oturduktan sonra bakıma alınmıştır. aynı dönemde top gun adlı filmin bazı sahnelerinin çekimi bu gemide gerçekleştirilmiştir.

Filmdeki sahnelerden biri.

1986 yılında libya'daki harekata katılmak üzere pasifik'ten akdeniz'e giden gemi, süveyş kanalı'ndan geçen ilk nükleer uçak gemisi olmuştur. 1988 yılında basra körfezi'ne intikal eden gemi, iran-ırak savaşı sırasında basra körfezi'nde kuveyt tankerlerine eskortluk yapmıştır. 1989 yılında karışıklıkların baş gösterdiği filipinler'e hareket eden gemi, buradaki görevi sona erdikten sonra, 1990 yılında bakıma alınmak üzere norfolk limanına demirlemiştir.

reaktör türbinleri ve tekne alt yapısı yenilenen gemi 1994 yılında yeniden hizmete girmiş ve 1998 yılında yeniden basra körfezi'ne gelerek, operation desert fox adı verilen ırak'taki bombardıman harekatında önemli bir rol oynamıştır.

teknik özellikleri

deplasman: 94 000 ton (tam yüklü deplasman)
uzunluk: 342 m
genişlik: 78 m
draft: 12 m
hız: 32 knot
menzil: sınırsız; ekonomik süratte, yakıt ikmali yapmadan 20 yıl boyunca yol alabilir.
güç kaynağı: 8 adet westinghouse a2w nükleer reaktör, 4 adet westinghouse buhar türbini, 4 uskur (toplam güç 280 000bg).

radar: sps48 ve sps49 hava ve satıh takip radarları.

silahlar: 3 adet seasparrow füze lançeri, 3 adet phalanx hava savunma silahı.
hava aracı taşıma kapasitesi: 60 ila 90 adet.


uss enterprise'ın -her savaşçı gemi gibi- hikayesi ve efsanesi boldur, fıkra kabilinden bir tanesini aktaralım

hikayenin geçtiği dönemde enterprise'ın hava grup kumandanı (air group commander) binbaşı william r. "killer" kane adında bir as pilottur. bu pilot, liderlik tarzı ve yeteneği ile mürettebat tarafından çok sevilirmiş. 1944'te abd donanmasının saipan adasını ele geçirmek için yaptığı saldırıda, enterprise ve hava grubuna çok iş düşmüş. iki gün boyunca sürekli muharebe halinde olan pilotlar ve mürettebat, ayakta zor duracak hale geldiklerinde, bir söylenti gemiyi sarmış: "killer kane kayboldu". zira son sortide çıkış yapan ve neredeyse iki gündür uyumamış olan kane, sortinin diğer uçakları ile birlikte geri dönmemiş. doğal olarak gemide moral dip yapmış. iki gün boyunca filoda düşen pilotları toplamaktan sorumlu destroyerlerden haber bekleyen mürettebat iyice umudu kesmişken, ufukta bir destroyer belirmiş. destroyer, enterprise'ı görür görmez ışıldakla sinyal vermeye başlamış:

"killer kane ne kadar dondurma eder?"

şöyle ki, küçük destroyerlerde gıda depolama alanı fazla olmadığı için, genelde sağlıklı beslenme için zorunlu yiyeceklerle (taze ve konserve sebzeler vb.) doldurulup, daha "keyif işi" yemeklere yer kalmazmış. uçak gemileri ise zebellah boylarıyla her şey için fazlaca yere sahip olduklarından, daha "lüks" gıdalar da bu gemilerde bolca bulunurmuş. bunun sonucu olarak, destroyerler, denizden topladıkları düşen pilotları için uçak gemilerinden dondurma ya da çikolata gibi fidyeler almayı alışkanlık edinmişler.

Pearl Harbor zamanları.

meğer, kane, o gün sortisindeki diğer uçaklarla birlikte geri dönmüş. ama uçak iniş kalkışları nedeniyle son derece kalabalık ve karmakarışık güverte yüzünden, güverte ekibi kane'i "şimdi git sonra gel" kabilinden kovalamış. kane de motoru deponun son damlalarını çeker, kendisi de uyku gözlerinden akarken turlamaya başlamış. ama turlamanın sonu (artık kane'in ayıklığı mı, yoksa motorun benzini mi önce bittiyse) enterprise'ın güvertesinde değil, geminin bir kaç kilometre açığında yumuşak inişle denizde sonuçlanmış. lakin kane, inerken kafayı kabinin kenarına vurup bayılmış. gemiden açıkta uçaksavar devriyesinde olan destroyerlerden biri de, kane'in uçağının denize indiğini görünce, bunu denizden toplamış. ama filoda birden fazla uçak gemisi olduğu, kane de baygın olduğu için kime geri vereceklerini bilememişler. kane iki gün sonra ayılınca, ellerindekinin filonun sevgilisi as pilot killer kane olduğuna uyanan destroyer mürettebatı, tabii ki alelacele kane'i enterprise'a yetiştirmişler.

killer kane hakkatten kıymetliymiş ki, dediklerine göre, kurtaran destroyer, enterprise'ın kaptanından, normalde bir pilot için ödenenin neredeyse dört katı, 100 kiloya yakın dondurma koparmış.

Klasik Manada Bir Uçak Gemisi Yapmak Türkiye Ölçeğindeki Bir Ülke İçin Neden İmkansızdır?