Tarım Devrimiyle Beraber Başlayan Yeni Dönemin İnsanları Nasıl Aptallaştırdığına Dair İlginç Bir Yazı

Tarım devrimi aslında basit bir alışkanlık değişimi değil; bütün insanlığın komple yaşam tarzının değiştiği yepyeni bir sayfadır. Bu devrimle birlikte gelen yeniliklerin insanlığa çok fazla görünmez zararı olmuş ve hatta hala da olmaya devam ediyor. Sözlük yazarı "asklepios26eses", bu konuda ufukları açacak harika bir yorumda bulunmuş.
Tarım Devrimiyle Beraber Başlayan Yeni Dönemin İnsanları Nasıl Aptallaştırdığına Dair İlginç Bir Yazı
iStock.com


adına bile devrim demişler ama insanlığın en saçma sapan hareketidir. şimdi avcı toplayıcı insan neler yapıyordu bir bakalım yaşantısına. sürekli dolaşıyor bulduğu bitkileri yiyor avlayacağı hayvanların peşinden koşuyordu. günde beş saat kadar yemek arayıp geri kalan zamanda sosyalleşip sevişiyor geri kalan zamanda da düşünüyorlardı. bir bölgedeki besin kaynağı azaldığında başka bölgelerde farklı besinler bulmaya çabalıyordu. çocuklarını dört yaşına kadar emziren anneler sık doğum yapmıyordu. süt veren annelerin gebelik şansı çok düşüktür. bu sayede çocuklarını daha iyi yetiştirebiliyordu. ayrıca uzun süre anne sütü alan çocuklarda bağışıklık çok daha güçlü oluyordu. 

küçük gruplar halinde takıldıklarından bulaşıcı hastalıklar pek görülen bir şey değildi. en önemlisi de bir avcı toplayıcı hayatta kalmak istiyorsa dünyadaki her şeyi bilmeliydi hangi bitki yenilebilir hangisi zehirli hangi hayvanla karşılaşınca kaçacaksın hangisini kovalayacaksın. hangi mevsimde hangi vadide hangi yiyecekler vardı bunların hepsini bilmeyen insanlar doğal seleksiyonla eleniyor beynini kullananlar hayatta kalıyordu.


sonrasında bir insan tarımı keşfetti. aslında farklı tarihlerde farklı yerlerde tarımı keşfettiler. çin'de pirinç yetiştirmeyi öğrenirken ortadoğu'da buğday amerika'da mısır yetiştirmeye başladılar. bu yaşam tarzı değişikliği demekti. yiyecek miktarı artmıştı o yüzden hızlı çoğalmaya başladılar. hızlı çoğalınca çocuklarına anneler daha az ilgi ve daha az süt vermeye başladı. yiyecek evet vardı ama çeşit çok kısıtlıydı. sadece buğdayla beslenenlerin beyinleri küçülmeye başladı. sayıları çok hızlı artınca tarlaların genişlemesi gerekti. buda çok daha fazla iş demekti. 

insanlar artık günde 12 saat çalışıp sadece tek besinle beslenmeye başladılar. sonrasında iş bölümünü keşfettiler. herkes bir konuda uzmanlaştı. biri tarla sürmeyi öğrenirken diğeri tavuk yemlemeyi öğrendi. sadece tavuk yemleyerek yaşayan birinin beynini kullanmasına gerek kalmamıştı. kullanılan organlar evrimsel olarak gelişiyorsa insanlar aptallaşmaya başlamıştı.bu cep telefonları yokken yüzlerce telefon numarasını ezbere bilen insanların şimdi beş telefon numarasını ezbere bilmemeleri gibi bir şey. 


sonrasında tarlalar arasında toprak kavgaları ve yağma olayları başladı. ve gerçek savaşların tohumları atıldı. eskiden avcı toplayıcılar kavga eder kazanan bölgenin hakimi olur kaybeden kaçardı. ama tarım yapıp yerleşik düzene geçenin kaçma şansı yoktu ya ölecek ya da tarlalarını savunacaktı. insanlar acımasızca savaşa tutuştular. günümüze kadar geldik ve şunu biliyorum ki avcı toplayıcılar günde beş saat yemek peşinde koşup bizden çok daha sağlıklı beslenip beyinlerini bizden çok kullanıyorlardı.

insanlık tarihinde insanlığın beyini en fazla kullandığı dönem avcı toplayıcı olduğu dönemdir. hala şu an ki besinlerimiz onların yetiştirdiği buğday pirinç mısır. yeni ekleye bildiğimiz çok az şey var eklesek de toplamda yüzde onu geçmez insanların beslenmesinde. o dönemden sonra insan hiçbir hayvanı evcilleştiremedi. yani uzun lafın kısası insanların aptallaşmaya başlaması tarımı bulup iş bölümü yapmasıyla başlamış hala devam etmektedir.