Teknolojiyle İlk Defa Tanışan İlkel Kabilelerin Yaşadığı Büyük Şok: Kargo Kültü

İlkel bir kabile mensubusunuz, daha önce hiç uçak görmediniz, bir anda bir kargo uçağı sizin bulunduğunuz kabileye erzak bırakıyor. Ne düşünürsünüz? İşte "Kargo Kültü" denilen şey tam olarak bu noktada başlıyor.
Teknolojiyle İlk Defa Tanışan İlkel Kabilelerin Yaşadığı Büyük Şok: Kargo Kültü

kargo kültü, yeni gine ve pasifik adalarında ortaya çıkmış ve çok hızlı yayılmasıyla ilgililerin dikkatini çekmiş bir külttür.

yaklaşık olarak avrupalıların bin yıl önce bulduğu metal aletlerle, yeni ginelilerin tanışması günümüz tarihinden iki yüz yıl öncesine dayanır. öncesinde yeni gineli yerliler taştan yapılma aletleri kullanıyor, taştan baltalarla idare ediyorlardı. merkezi bir güç veya örgütlenmiş bir sivil toplumları yoktu. yeni gine ve pasifik melanezya’nın durumunu göz önünde bulunduran sömürgeci toplumlar ve avrupalı beyazlar; ilaç, yiyecek, giyecek gibi en temel ihtiyaçları yeni gine’ye göndermeye başlarlar. yeni gine yerlisi bu gönderilenlerin değerini kullandıkça anlayacak ve buna zaman içerisinde “kargo” ismini takacaktır...


kargo kültlerinin temelinde şu düşünce yatar; dış dünyadan tamamen izole edilmiş olan ada halkı, sömürgeci beyaz adamların getirdiklerini kendisinin üretemediğinin farkına varır. bütün aletler, yiyecek ve giyecekler gemiler ya da uçaklar aracılığıyla getirilmektedir. getirilen aletlerin karmaşıklığını kavrayamadıklarından ötürü, aletleri insan aklının üzerinde ilan ederler. demek ki kargolar olağanüstülerdir ve geldikleri yerde de olağanüstü bir kargo yollayıcı bulunmaktadır...

richard dawkins, god delusion kitabında kargo kültleri ile ilgili david attenborough’u baz alır. attenborough ise ada yerlilerinin bu inanışının arkasında yatan gerçeğin biraz da beyaz adamın davranışlarından kaynaklandığını söyler. beyaz adam, kargo kültünü inanış haline getirebilecek ayinsel davranışlar içerisindedir;

“uzun direkleri tellerle sabitlediler; ışıkta parlayan kutuların üzerine oturup bir şeyler dinlediler ve tuhaf gürültüler yayıp boğulurcasına sesler çıkardılar; yerel halkı birbirinin aynı kıyafetler giymeye ikna ettiler ve onları bir yukarı bir aşağı uygun adım yürüttüler ki bundan daha gereksiz bir uğraş üretmek neredeyse imkansızdır. akabinde yerli halk, gizemin cevabını tesadüfen buldu. beyaz adam bu anlamsız eylemler, yani ayinleri kullanarak tanrıları bu kargoları göndermeye ikna ediyordu.eğer yerli halk kargo istiyorsa, o halde onlarda aynı şeyi yapmalıydı...”

doğaüstü güçlerin göndereceği özel bir "kargo"nun yeni bir kutsal çağ başlatacağı inancına dayalı dinsel akımlara verilen addır kargo kültü. özellikle melanezya'da gelişmiş, yöre halkının sömürge yöneticilerine ulaştırılan malzeme ve yiyeceklerin gelişini gözlemelerinden kaynaklanmıştır.

inancın değişik biçimlerinde kabile tanrılarının, halk kahramanlarının ya da atalarının kargo ile geri döneceği umulur. bazen kargoyu yabancıların getireceğine inanılır; bazen de yabancılar yerli halka gelen mallara el koymakla suçlanır. kargonun gemi ya da uçakla gelmesi bekleniyorsa, simgesel rıhtım ya da havaalanı ve depolar hazırlanır; bahçecilik ve hayvancılık gibi geleneksel uğraşlardan vazgeçilir ve yiyecek stokları yok edilir. eski geleneklere dönüldüğü ve uygulamalarda köklü değişiklikler yapıldığı da görülür. bazen de sömürge polisine ya da silahlı kuvvetlerine benzeyen yeni toplumsal örgütler kurulur. bu hazırlıklar köklü değişikliklerle gelen yeni bir çağın habercileridir. bu çağın tufan, felaket gibi bir dizi olayın eski düzeni yok etmesiyle başlayacağına, beyaz yabancılar ile yerli halkın konumlarının değişmesine yol açarak bolluk içinde özgürlük ve adalet getireceğine inanılır.


siyasal çağrışımları ve yol açtığı ekonomik kayıplar üzerine sömürge yöneticileri, bu kitle hareketlerini yasaklama ve bastırma yoluna gittiler. ama kargo kültü bir olasılığa göre hristiyan misyonerlerinin eskatolojik öğretileri ile canlanan geleneksel "binyıl" düşüncesinin bir ifadesiydi ve beyazların maddi zenginliklerinin yerli halk tarafından denizaşırı ülkelerdeki doğaüstü güçlere bağlanmasıyla besleniyordu.

kendilerini yeni bir vahyin habercisi olarak sunan kişilerin önderliğinde 19. yüzyılın sonlarında gelişen kargo kültleri, 1919'da papua yeni gine'de yayılan "vailala çılgınlığı" sırasında dikkat çekti. 1930'lardan sonra da özellikle gelişmemiş bölgelerde hızla yayıldı. gelişen kasaba ve kentlerde ise kargo kültlerinin yerini din dışı hareketler aldı.

Tanrılar Çıldırmış Olmalı (1980)

kargo kültü, burning man'in 2013 yılındaki temasıdır aynı zamanda. bir süreci ya da sistemi anlamaksızın; en dışsal, en yüzeysel görünümlerini tekrar ve taklit ederek yeniden üretmeye çalışmak anlamına gelir. üzerine tezler, makaleler yazılan bir akımdır.

Burning Man (2013)

Bu içerik de ilginizi çekebilir