Tiyatronun Neden Her Şeyiyle Koskoca Bir Sanat Olduğunu Madde Madde Açıklayan Bir Yazı

Tiyatronun sanat olup olmadığı 21. yüzyılda bile zaman zaman tartışılan bir konu. Sözlük yazarı "alg" bu konudaki yaygın eleştirileri tek tek ele alarak onlara cevap vermiş.
Tiyatronun Neden Her Şeyiyle Koskoca Bir Sanat Olduğunu Madde Madde Açıklayan Bir Yazı
No Man's Land

1) sanat olan müzik ile sanat olmayan müzik nasıl farklıysa sanat olan tiyatro ve sanat olmayan tiyatro arasında ayrım yapılması gerekir. ikincisi örneğin dalkavuklukta hatta her insanın sınırlı düzeyde de olsa gündelik yaşamında sergilediği davranış örüntülerinde ortaya çıkar.

2) sanat olarak kabul edilip edilmemesi için tiyatronun senaryoya ihtiyacı yoktur.

3) ortaya konulan esere sanat diyebilmek için herkesin fikir birliği içinde olmasına gerek yoktur. ama sanat bu konuda her zaman entelektüel bir 'kriter'e ihtiyaç duyacaktır. örneğin bir frédéric chopin eseri için "bu bir sanat eseri değil" diyemezsiniz. demekte özgürsünüzdür ama bunu söyledikten sonra entelektüel hiç kimsenin sizin söylediklerinizi ciddiye almasını bekleyemezsiniz. hitap ettiğiniz ancak lümpen ayak takımı olur. bu, "chopin eserlerini beğenmek zorundasınız" demek değildir. çünkü kant'a atıf yaparsak hoşa gitme evrensel bir şey olsa da neyin hoşunuza gitiği ancak genelleştirilebilir bir nitelik taşır.

Afife Jale

4) bir sanat eserini ortaya koyan kişinin de sanatçı olması gerekir ama eğer onu sanatçı kişi ortaya koymuyorsa bu eserin sanatsal bir nitelik taşımadığı anlamına gelmez. dolayısıyla "sanatın sanat sıfatı almasında en önemli ön koşul, onun bir sanatçı tarafından ortaya konmasıdır" yanlış bir önermedir. örneğin benim piyano çalma yeteneğim yok ve chopin'den c sharp minor'ü çalmaya çalışıyorum. ortaya konan ürün bir sanat eseri olmayacaktır. ama eser, sanat eseri olarak kalmaya devam edecektir.

5) tiyatro veya ses sanatçısı, 'sanatın kendisi'nde bulunan özü yakalayabilmeli, yazılmış sanat eserine özgünlük katabilmelidir. bunu yaparken amaç "sanat eseri yaratmak" olmamalıdır. "ben sahneye çıkıyorum az sonra bir sanat eseri yaratacağım, herkesin ağzı açık kalacak" diyemezsiniz. zaten sanatçı kişi bunu demeyecek kadar erdemlidir ve rilke'nin sanat için dediği gibi onun (sanat eserinin) bir amaç değil, sadece bir yol olduğunu bilir.

6) doğada kendiliğinden bulunan bir sanat eseri yoktur. dağın tepesindeki ağacı gösterip, "bu sanat eseridir" diyemezsiniz. dolayısıyla sanat insan elinin değdiği yerde olur ve kim tarafından ne için yapıldığının önemi 'belirsiz' olması anlamında 'yok'tur. yani insanın var oluşunu gerekli kılması anlamında 'belirlenmiş' ama olumsal ve ne zaman ortaya çıkacağı belli olmadığı ölçüde 'koşulsuz' olan bir edimin sanata dönüşüp dönüşmeyeceği ucu açık bir meseledir. "atalarımızın mağaralara çizdiği resimlerin ardında yatan mutlak neden şudur" diyemeyeceğimiz için bu resimlerin birer sanat eseri olarak değerlendirilmesi de mümkündür örneğin.


7) eğer tiyatro metne ve seslendirmeye dayanıyorsa "pandomim tiyatro değildir" mi diyeceğiz? örneğin "kuğu gölü balesi sanat eseri değildir" mi diyeceğiz?

8) "sırf sahneye çıkıp, büyük bir edebi eseri ona öğretilen şekilde" canlandırmaya çalışan biri var mı? sokaktan geçen teyzeye örneğin kuğu gölü balesini öğretebilir misiniz? hamlet örneğin, karşınızdaki kişi yetenekli biri de olsa 'öğretilebilir' midir? matematik değil ki bu. tiyatro eserini öğrenmek diye bir şey yoktur. tiyatro eseri geometri kitabı değildir. karakterlerinin tonlamaları, jest ve mimikleri, konuşurken hangi hızda hareket ettikleri, nasıl giyindikleri, dekorun nasıl hazırlandığı tiyatro oyununu yazan sanatçı tarafından belirlenmez. tiyatro eseri yorumlanır. iyi bir şekilde yorumlanabilmesi için de sanatçıların yorumlaması gerekir. dolayısıyla lisede izlediğiniz skeçleri beğenmedikten sonra gelip de "tiyatro sanat değil yeaa" diyemezsiniz.


9) "sanat ve sanatçı nedir?" sorusuna kabaca yanıt verilmez, hatta mutlak bir yanıt verilemez. "sanat, yaşamın kendine özgü büyük ve zorlu bir dışavurumudur ve sanattan canlı bir varlıktan söz eder gibi söz etmek gerekir. (ruth sieber-rilke ile birlikte rilke arşivi. frankfurt am main 1955 10. cilt)".

10) bir kişinin sanatçı olması için sanat felsefesi üzerine engin bilgilere sahip olmasına gerek yoktur. sanatçı zaten sanatın özünü yakalayabilendir. bununla paralel olarak da sanatın özü üzerine tartışanların ve onu yorumlayanların da sanatçı olması gerekmez.