Tüketim Toplumunu En Renkli Şekilde Eleştirmeyi Başaran Sanat Akımı: Pop Art

1950'lerde İngiltere ve ABD toplumunda, soyut dışavurumculuğa tepki olarak ortaya çıkan ve Andy Warhol ile dünya çapında üne kavuşan Pop Art, günümüzde yastık kılıfları ve perde desenleri formunda hala gündelik hayatımızın içinde. İnceleyelim.
Tüketim Toplumunu En Renkli Şekilde Eleştirmeyi Başaran Sanat Akımı: Pop Art

Tanımı ve kısa tarihi

pop art, 1950'li yıllarda birbirinden bağımsız olarak ingiltere ve amerika'da soyut ekpresyonizme tepki olarak doğmuş sanat akımıdır. felsefi açıdan "hayat bir kolaj çalışmasıdır; tüm imgeler, yaşadıklarımız, düşüncelerimiz vs. birer toplama ve kopyadır. anonimliği mutlaktır" düşüncesi hakim. bu sebeple ilk pop art sanatçıları jasper johns ve robert rauschenberg'in kullandıkları malzemelerin özgünlüğü özenle korunmuştur. popüler kültür imgeleri kişisellikten arındırılmış bir şekilde sunulmuş, örnek alınan modellerin anonim kimliklerinden çok uzaklaşılmamıştır.

türkiye'de hakim olan isim aynı zamanda amerika'da da pop art dendiğinde akla gelen ilk isim; andy warhol'dur. andy warhol'un şüpheci duruşu ve çalışmaları hem hayranlık hem de tepki uyandırmıştır. çoğu insan andy'nin popüler kültür sevicileriyle dalga geçtiğini düşünür (yüzde yüz öyle olduğunu düşünenlerdenim). amerikan toplumu, belli bir tarihi-kültürü-kökleri olmayan karma "kolaj" bir toplumdur ve kendi sistemlerinin bir gereği gibi önlerine ne atılsa onu "yemek" olarak değerlendirip hayır demezdi; demez... bu sebeple andy warhol boş fasulye tenekelerini boyar, renklendirir, birtakım atıklarla süsler ve bu pop art olur. amerika buna bayılır! kimi kesim andy warhol'un çalışmalarını o kadar aptalca bulur ki bob dylan bir gün andy'nin factory'sine gider ve "bu mudur? sen kendine sanatçı mı diyorsun? pornografik filmler çekip fasulye kutuları boyamayı sanat mı zannediyorsun?" diyerek çıkışır.

Andy Warhol

oysa bence andy zaten durumun farkındadır. onun icra etmesi (?), çalışmaları sanat olarak göstermesinde değildir, aksaklık toplumun bunu hemen kabullenip sorgulamamasındadır. bu sebeple pop art ingiltere'de yaygın bir sanat akımı olamazken amerika gibi çılgın bir tüketim toplumunun gözdesi olmuştur.

pop art her malzeme ve varlıktan -sanatsal olma kaygısı- gütmeden yararlanır. buna en güzel örnek bence andy'nin keşfi olan nico and the velvet underground müzik grubunun ilk albüm kapağıdır.

- muz, geleneksel sanatın estetik ve etik olarak gördüğü ürünler çerçevesinde sanat yapılabileceğine dair düşünceye ciddi bir ayardır.

- coca cola mevzusu ise andy'nin bir ropörtajında okuduğum kadarıyla (ne kadar doğruysa) bir fabrika işçisi de patronu da coca cola içmektedir mesajına göndermedir.

pop art'ın en popüler ismi olan any warhol da pop art da ilerleyen zamanlarda tepki gösterdikleri popüler kültür sevicilerine hizmet etme yarışına girmişlerdir elbette bir süre sonra. bu sebeple (örneğin) edie sedgwick andy'nin gözdesi iken (edie o dönemde uyuşturucu sorunu yaşamaktadır (ve bunda bir sorun olmadığı görüşüyle andy'nin desteğini almıştır) aniden kariyerindeki ciddi düşüşün sebebini andy'e sorduğunda "üzgünüm edie artık toplum uçuk kaçık uyuşturucu furyası içindeki modelleri ciddiye almak istemiyor, toplumun beklentileri değişti" cevabını almıştır.

yani pop art da kendi imajını kendisi yaratıp kabul ettirme gücüne sahipken bir süre sonra popüler kültür tarafından eritilip, popülizmin kurallarına göre oynama yoluna girmiştir.

(bkz: fuck the system)

Roy Lichtenstein, ‘Whaam!’, 1963

Günümüzde de etkisini devam ettirmektedir

birinci dünya savaşından hemen sonra, sanat akımlarına bir başkaldırı olarak gelişen pop-art akım, adında da geçtiği gibi pop bir akımdır. resimlerde, fotoğraflarda etkisini hızla hissettiren bu akım, klasik sanat için bir başkaldırıdır. daha sonraları afişler, bisküvi kutuları, içecekler üzerinde kendine yer bulan bu akım, bir dönem kendini epeyce kabul ettirmiş fakat sonraları unutulmuştur.

yaklaşık 1-2 yıl öncesinde, tekrar moda olarak karşımıza çıkan pop-art akım, ilk olarak eski dönem film artistlerinin siyah beyaz kanvas tabloları ve duvar çıkartmaları ile çok tutulmuştur. halen devam eden bu akım, şu an kalın dokulu döşemelik kumaşlar, perdeler ve aksesuarlar ile çok beğeni kazanmıştır. pop-art akımın çerçevelediği farklı bir dekorasyon anlayışı, biraz sanat kokan ama aykırı bir stil yaratmıştır. şu an pek çok tasarımcının çalışmış olduğu objeler ve eskinin kutuları, resimleri tekrardan moda olmuştur. hatta bu akımı ayakkabılarda, kıyafetlerde de sıklıkla görmekteyiz. duvarlara uygulanan çıkartmalarda yarattığı tarz, modern evlere farklı atmosferler getirmektedir. hatta, son dönem çıkan paravanlar, raylı duvar sistemlerinde bile bu akımın etkileri çok tercih edilmektedir. ingilizlerin klasik ve dokunulmaz olan berjerlerinde, bir marilyn monroe resmi olan döşemelik kumaşlar bile kullanılmaya başlanmıştır. yarattığı tarz ile modern evler ile klasik evlerde bile kullanılabilen pop-art akım, kesinlikle denenmesi gereken bir sanat akımıdır.

sanat, sanatçının yarattığı farklı algılar ile ortaya çıkmaktadır. pop-art akımda yaratılan tablolara baktığınızda, gerçek formların alaya alınması sonucu ortaya çıkan farklı bir tarz vardır. dik başlılık, dünyaya farklı bir bakış açısı yaratmak, belki de bir sanatçının yaratacağı en iyi algıdır. hayatın bir eğlencesinin olduğu ve gelişen bir yaşam tarzı içinde pop-art akımın yarattığı dekorasyon ve sanat dikkate değerdir.

Richard Hamilton - “Günümüz Evlerini Bu Denli Farklı, Çekici Kılan Tam Olarak Nedir?” (1956)

Peki işlevleri nedir Pop Art'ın?

pop art, bugünün sanatının birer eşya-mal ya da tüketim aracı olduğunu savunan sanat akımıdır. realizm merkezli bir uç boyut yansımasıdır. ama seçkin-nadide olanı reddedişiyle dadaizme yakındır. hazır ürünlerin montajını, rastgele karşılaşılmış nesnelerden faydalanarak yapmayı açladığı için yine kapılarını dadaistlere dayandırır.

pop artın ilk örnekleri sanılanın aksine new york'tan değil londra'dan çıkmış, ama ingiliz asilzadeleri (!) zamanında olaya gereken önem ve dikkati verememiştir. nitekim pop artistleri en çok etkileyen şeylerden biri başkanın da fabrika işçisi ile aynı coca cola'yı tüketmesi, popüler kültürün bazı maddelerinin insanları aynı seviyede birleştirmesidir.

başka bir takıntıları da tabi kutulama olayıdır. mesela sigarayı değil de kartonunu alırız aslında. o kartonun içinde ne olduğunu görmeyiz, kafamızdaki imaj kutudur sadece. tabi andy warhol'un kutu kutu konserve çorba çizmesi sadece çocukluğu o çorbalarla geçmiş olduğundan olmasa gerek...

"sürrealizm nasıl objeleri ve sanatı komünden çekip almaya, farklı bir dünya/anlam yaratmaya (yenilerini yaratarak) çalışıyorsa, pop art bunun tam tersini yapar; komünü sanatın içine alır, benimser, "hep var olanın" anlamı olduğunu kanıtlamaya çabalar" der suzie gablik bir kitabında.

sanatı alaşağı eder demektir kısaca. bu sanatı yeniden sorgulatmak yeniden gözden geçirmemizi sağlamak gibi gayeler güdülerek yapılmaz, uygarlığa ayak uydurucak uygarlıkla beraber ilerleyebilecek bir "sanat şubesi"dir aslında pop art (lanet starbucks kültürü gibin, her köşe başında açılan medeniyet şubeleri). evrensel değeri bile yoktur, muz yiyemeyen zilyon kişi var şurda, geyik kültürü pop art ile birlikte peydahlanmıştır hatta, dalgaya sarmak, gevelemek, bisikletin arkasına teneke bağlamak bunlar hep gündelik yaşamın incelikleri gündelik sanat haline dönüşmüştür gözümde. factory'sini severim bir tek ama o bile orijinal değildir. zeitgeist ile alakalı bir şey zahir...

Final yorumu

bütün sahip olduklarımız bir kolajdan ibaret,
karakterlerimiz, istediklerimiz, yaşadıklarımız,
etrafta gördüklerimiz, hayal ettiklerimiz,
onun bunun parçası, toplanmışı, koparılmışı, yırtılmışı,
dünyada gördüğüm her şey bir kolaj çalışması,
ve belki tanrı kendi uygarlığında, bir pop-art sanatçısı.

Pollock'un Saçma Görünen Tablosu "No.5 1948" Nasıl 140 Milyon Dolara Satılabildi?

Bienaller ve Çağdaş Sanatın Uzun Süredir Kapitalizmin En İlgi Çekici Kuklası Olması