Tüm Evlilik Sürecindeki En Anlamsız Gelenekler

Örf, adet ve geleneklerimize tabii ki saygımız var fakat özellikle evlilik sürecindeki bazı detaylar o kadar anlamsız ki.
Tüm Evlilik Sürecindeki En Anlamsız Gelenekler
iStock.com

(bkz: tuzlu kahve)

sacmalik seruveni bu olayla basliyor, baldizin ceyiz sandigina oturmasiyla son buluyor.

saçma sapan düğün fotoğrafları çektirmek.

arkadaşlar o parayla gidin kapadokya'ya 1 hafta tatil yapın,kendi fotoğraflarınızı kendiniz çekin.bir hikayeniz olsun.

şu ambalaj takıntısından bir kurtulun.

çeyizdir amk. 

onca hazırlanıyor bi kere bile kullanılmıyor. bide akraba eş dostun eve gelip çeyizleri görmesi yok mu. ne boş beleş milletiz. çeyiz ziyareti nedir amk.

bohçanın içine iç çamaşırı koymak ve bunları ulu orta sergilemek. yahu, kime ne sizin sevişirken giyeceğiniz donlardan?

(bkz: bahşiş beklentisi)

gelin evinden birileri kapıyı tutar, birileri damadın ayakkabısı saklar, yolda tinercisinden, esnafına millet arabanın önüne atlar, davulcu ayrı gelir zurnacı ayrı.

nikah dairesinde ortada dolaşan adam bahşiş ister, anlaştığınız ve parasını ödediğiniz fotoğrafçı at birşeyler daha der.

düğün salonunda garsonlar ya damadı ya damadın yakınını kenara çekmeye çalışır.

kuaför ayrı, berber ayrı para ister.

hepiniz beleşçisiniz lan.

ulan sayınca yine memleketten soğudum.

içi şeker dolu testiyi kırmak

bazen para da koyuyorlarmış. bizde yoktur bu adet ama çok düğünde, kınada tanık oldum. gelin omzunda testiyle geliyor oynayarak, damat sahne ortasında mal mal oturuyor. gelin gelip bi anda testiyi damadın önüne atıyor. bir de gelinin dünya evine girerken kapıda kırdığı testiler var. olan testilere oluyor, yazık :)

valla en çok annem acır o testilere. çok sever, koleksiyon yapar. hatta bir keresinde survivor da yarışmacıların gözü kapalı oynadıkları bir oyun vardı. güzelim testileri kırmışlardı bir bir. annemin içi gitmişti. testi önemli.

kına gecesi
nişanı salon tutarak yapmak
düğün
düğün öncesi ailelerin birbirlerine yaptığı alışverişler
tek taş, sıralı taş, beş taş yüzük
para olmasa bile zorlaya zorlaya yapılan balayı
götte don, evde lor olmadığı olmadığı halde "benim neyim eksik" diye yapılan çocuk...
eksiksiz olsun diye yırtınılan çeyiz.....

insanlar mutlu olmak, birlikte yemek yemek, film izlemek, kitap okumak, seyahate çıkmak, derdi bölüşmek, sevinci üleşmek, kısacası hayatın her tür sevinci ve kederini paylaşıp huzur bulmak için yapılan evlilik akdine; abuk subuk, gereksiz, boş beleş yükleri bindirip evliliği ticaret şemaline sokuyorlar.

paran yoksa kına yapma, nişan yapma, düğün yapma, çocuk yapma...
mutlu olmak için bunlara ihtiyaç ve gerek yok.
sadeleşerek, küçülerek, daralarak da mutlu olunuyor...

ama anlamıyorsunuz...
çünkü siz evliliğin ne olduğunu bilmiyorsunuz
yazık. çok şey kaçırıyorsunuz...

geline takılacak takıların seçimine bir heyet olarak gitmek

gelinden başka herkesin bir fikri var, kimse de geline ne istediğini sormuyor. zaten sonrasında "geline takı seçilirken görümce suratını astı" diye kavga çıkıyor.

hepsi bir yana düğün konvoyu bir yanadır. 

hani diğerleri sadece evlenen çift ve yakınlarını ilgilendirirken düğün konvoyu trafikteki herkesi ilgilendirir.

pastayı, yalandan kesip, birer kaşık birbirinin ağzına tepmek.

yok yok, daha beteri, çeyiz sermek. görgüsüzlük düpedüz.

düğünde oynamamanın düğün sahibine ayıp olacağının düşünülmesi.

en anlamsızı mı bilmiyorum ama (bkz: gerdeğe giren damadın sırtına vurmak)

(bkz: kanlı çarşaf)

bir de;
bilmiyorum başka yörelerde var mı bilmiyorum ama,
düğünün ertesi sabahı yani gerdeğin sabahı gelinin kayınvalide ve kayınbabanın elini öpmesi ve geline altın takılması.

bu ne biçim adettir la. mantığı nedir yani?
güreş müsabakası sonrası başarılı oldu diye madalya mı takıyonuz yani?