Türk Sinemasının Değeri En Bilinmeyen Filmlerinden Biri: Sarı Mersedes

Türk-Fransız ortak yapımı, 1992 tarihli bu az bilinir filmde bir Mercedes üzerinden enine boyuna bir Türk toplumu analizi yapılıyor. İlyas Salman'ın da en iyi filmi olarak bilinen bu yapımı inceleyelim.
Türk Sinemasının Değeri En Bilinmeyen Filmlerinden Biri: Sarı Mersedes

türk fransız ortak yapımı sarı mersedes, türk sinemasının en underrated filmlerinden birisidir. ilyas salman'ın oyunculuğu aşmıştır. "en iyi filmi" denilse yeridir.

bu film bana kalırsa türk toplumunu bir mercedes üzerinden çok iyi analiz edebilecek psikolojik ve sosyolojik birçok alt metin barındırıyor.

bayram sevgisizce ve horlanarak büyümüş, çocukluğunda ezilmiş, cinsel bastırılmışlığını ise agresyona ve saldırganlığa dönüştürememiş bağımlı kişilik yapısına sahip bir karakterdir. ona bütün saygınlığını veren tek şey işte balkız dediği sarı mercedes'idir.

çocukken, amcası atı öldürmek üzereyken ona direnmesi ise balkız ile at arasındaki psikanalitik çözümlemeyi izleyici için daha da kolaylaştırıyor. balkızla yaptığı konuşmalarında geçen istemsiz hezeyanlar bile bağımlı kişilik yapısında oluşturduğu otoritenin aslında tamamen balkız olduğunu gösteriyor. balkız en ufak bir şekilde zarar gördüğünde canı yanıyor.


cinsel açlığını bile balkız sayesinde giderebilen bayram, balkız onunla birlikte olduğu sürece her kapının ona açılabileceğini düşünmektedir.

feribot sahnesi gerçekten mükemmel kurgulanmış. normalde altında balkız olmasa şehirli güzel bir kadınla bırakın konuşmayı, yanından geçerken utancından kafasını çevirebilecek olan iç anadolu ırgatı bayram, balkız'a sahip olduğu için kadının ona direkt verebileceğini düşünüyor. bağımlı kişilik yapısını balkız dönüştürerek bayram'ın cüretkarlığını ortaya koyuyor. arabada direkt wehrmacht'ın blitzkreig taktiğiyle taaruza geçiyor ve kadınla feribotun içinde sevişmek istiyor. superego tamamen devre dışı çünkü o kısmı artık tamamen balkız yönlendiriyor.

almanya'da çöpçülük yaptığını tabii ki gizliyor. kur yaptığı şehirli kadına ve sınırdaki türk görevliye oksimoronluk derecesinde münchen'de bmw fabrikasında çalıştığını söylüyor. bmw fabrikasında çalış, bavyera eyaletinde yaşa ve mercedes'e bin. o dönemin batı almanyası için oksimoron bir durum.

filmin verdiği en güzel mesajlardan birisi ise yolda bayram'ın türkiye'ye kadar birlikte geldiği hippi. volkswagen t2 minibüsüyle arkeolog sevgilisinin yanına gelen hippi'nin sonunda amacına ulaşıp, bayram'ın da göt gibi ortada kalmasıydı. yavuklusu kezban evlenmiş, köyü arkeoloji alanı ilan edilip yok olmuş, ve balkız da artık paramparça...


günümüzde son 20 yılda inşaat ve arsayla level atlamış cahil köylü zenginlerin davranışlarını bayram'ın psikopatolojisi üzerinden de yorumlayabilirsiniz. bu dönemin nimetlerinden faydalanan müteahhit köylü bayramların sayısı maalesef katlanarak arttı.

onlar bayram'dan daha fazla tehlikeliler. arabaları, servetleri onları doyuramıyor. cinsel bastırılmışlıklarını üniversite öğrencisi görünümlü eskortlarla çözümlemek dahi onlara kafi gelmiyor. agresyon ve şiddet eğilimleri bayram'la mukayese dahi edilemez. bayram'dan daha yozlar, daha cüretkarlar, daha acımasızlar ve daha manipülatifler.

bayram sadece bağımlı kişilik bozukluğundan muzdarip bir karakterdi. günümüzdeki örneklerinin tamamı ise antisosyal kişilik bozukluğu ölçütlerini birebir taşımaktalar.