Türk Sinemasının En İyi Filmlerinden Kader'in Unutulmayan Replikleri

Zeki Demirkubuz'un yazıp yönettiği 2006 yapımı Kader filmi, hayatın gerçeklerini surata vurur cinsten, sağlam bir yapım.
Türk Sinemasının En İyi Filmlerinden Kader'in Unutulmayan Replikleri


- neden geldin?
- biliyorsun.
- ne deyim ben şimdi sana
- hiçbir şey deme, bir tek kalmama izin ver yeter. bak söz veriyorum, bu sefer hiçbir şeye karışmıycam.
- kaç defa denedik biliyorsun. nasıl inanıyım sana?
- söz veriyorum, eğer durmazsam kovarsın.
- ya bela çıkarırsan?
- çıkarmam.
- ya çıkarırsan.
- çıkarmam ya. baktım olmuyor, bi kenarda kafama sıkarım.
- manyak manyak konuşma.
- eğer sıkmazsam siksinler. benim de bi gururum var be.
- gördük son defasında, bütün konya'yı ayağa kaldırıp gittin.
- sen de aşşağılama bizi, o ta ne zamandı.
- ben dönmenden yanayım. artık iki çocuk babasısın.
- bunu yapma bana.
- sen de yapma. benim için hava hoş. iyi bile olur. ama insaniyetli olmaz. sana da yazık ailene de.
- sen de anla artık başka yolu yok bunun. yazıkmış, kılmış, tüymüş; hepsi hesap edildi bunların ya. her şeye hazırım diyorum sana. herkesin inandığı bir şey vardır bu amına koduğumun hayatında. benimki de sensin. ne yapıyım?

"geçen gece çocuk hastaydı. ilacı bitmiş, almak için dışarı çıktım. sağa sola saldırıp nöbetçi eczane arıyoruz. birden durup dururken içim cız etti. bi baktım gene aynı karın ağrısı. öyle özlemişim ki seni. dönerken bi meyhane gördüm. bi tek içeri girdiğimi hatırlıyorum bi de rakıya yumulduğumu. arkasından en az dört cigaralık…sonra gözümü bir açtım karşıdan karlı dağlar geçiyor. bi daha açtım başımda bi çocuk: “kalk abi.” diyor “kars’a geldik.”

otobüsten indim, yürümeye başladım. dedim, allah’ım nerdeyim ben? burası neresi? sonra güç bela burayı buldum. kapının önünde durup düşündüm. dedim bekir, bu kapı ahiret kapısı. burası sırat köprüsü. bu sefer de geçersen bi daha geri dönemezsin. iyi düşün dedim. düşündüm, düşündüm…ama olmadı, dönemedim. sonra, bak oğlum dedim kendi kendime. yolu yok çekeceksin. isyan etmenin faydası yok, kaderin böyle. yol belli, eğ başını usul usul yürü şimdi."

"bekir abimin esas manitası; ama süper kızdır uğur abla, siz bakmayın evli barklı olduğuna, abimin esas hikayesi uğur abladır. kerem ile aslı'nın hikayesinden daha büyüktür allahıma, eşsizdir, benzeri yoktur. bekir abim kurşunlar yemiştir bu yolda, kaç defa ölümlerden dönmüştür. bilekler kesilmiş, aylarca hastanelerde, yıllarca akıl hastanelerinde kalmıştır. uğur ablanın peşinden gezmediği şehir, yürümediği yol, görmediği diyar kalmamıştır memlekette..."

- yalan tabii lan. haybeden osurmayın. kim uyduruyor bunları!..

+ herkes öyle söylüyor abi. biz de anlatanın yalancısıyız.

- siktirsin lan i*neler. kim kimin peşinde koşuyormuş, yer miyiz biz!

+ hadi anlat. (bir başka ses: anlat abi anlat) anlat abi...

- o zamanlar dükkana takılıyorum. bu şükran market'in yeri bizim... halı koltuk filan satıyoruz... lan bir gün uyuyakalmışım dükkanda. gözümü bi açtım, bu orospu karşımda. lokum gibi ööle duruyo. ayağında çorap yok. şöyle basma bir etek dize kadar. ince bir bluz. saçlar filan. on numara anlayacağınız. onun bunun fiyatını sordu. makara yapıp dalga geçmeye kalktı benle. bi şey demedim. evli misin, çıktığın var mı dümeni filan çekti. ses etmedim. efendi çocuğuz tabii biz o zamanlar. ama efendilik de bir yere kadar, di mi. güzellikle hadi kızım dedim, al voltanı... yok! öyle mi, öyle... çektim bunu yazıhaneye. dayadım malı. nasıl bağırtıyorum ama biliyor musun. yer misin, yemez misin. o bağırdıkça ben kara murat. o bağırdıkça ben kara murat(!)...