Türkiye Cumhuriyeti Tarihinde Öldürülen İlk Savcı: Doğan Öz

Kontrgerilla örgütlenmesinin üzerine savcılık yetkisiyle giden ve bu uğurda canından olan Doğan Öz, Gladyo ile mücadelenin simge isimlerinden biri. Bu karanlık cinayeti hatırlıyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti Tarihinde Öldürülen İlk Savcı: Doğan Öz

bu günden baktığımızda 12 eylül öncesi yaşanan sürecin tümüyle bir gladyo operasyonu olduğunu görebiliyoruz. ancak o günlerde çatışan taraflar ve toplum, ne yazık ki bunun farkında değildi ve olanları herkes klasik bir sağ-sol çatışması olarak algılıyordu. dahası, farkında olanlar bile susar ya da yarım ağız konuşurken, söz konusu yapının üzerine gidebilen kimse yoktu. özellikle zaten kendisi de bizzat gladyo'nun hedefi olan bülent ecevit'in iktidara gelmesiyle umutlanılmış olsa da, kısa sürede onun da fazla bir şey yapamayacağı anlaşılacaktı. çünkü gladyo, devlete egemen olmuş ve gladyocu çizgi devletin 'resmi ideolojisi' haline gelmişti. devletin bekası, gladyo'nun bekası olmuştu. toplumda terör görünümüyle akan kan, gladyo'nun barajını doldururken, birileri de darbeye giden yolu hızla açıyordu.


işte tam bu süreçte, olan biten her şeyin farkında olan biri vardı. üstelik bu kişi, herhangi biri olmayıp, elindeki yetkiyi kullanarak gladyo/kontrgerilla'yı çok zor durumda bırakabilecek bir konumdaydı. işte ankara cumhuriyet savcı yardımıcısı doğan öz, terörün gerçek nedeni ve kaynağının farkındaydı ve onun üzerine gitmekte kararlıydı. nitekim öz, bir iddianame için hazırlığa başlamadan önce, mesele hakkında bir rapor hazırlayacaktı. öz'e göre yurt çapında süren terör, 18-19 yaşındaki gençlerin bireysel/yerel eylemlerinden ibaret olamazdı. söz konusu raporda açıkça kontrgerilla, genelkurmay özel harp dairesi'ne bağlıdır diyen öz, bir savcıdan çok; bir entelektüel, bir stratejik analizci, bir araştırmacı gibi şu tespitlerde bulunuyordu:

"... şiddet olayları, anarşik eylemler olarak nitelendirilebilecek kadar basit değildir. amaç; demokrasi umudunu yok etmek; onun yerine faşist düzeni gündeme getirmek ve bütün unsurlarıyla yürürlüğe koymaktır. böylece abd ve çokuluslu ortaklıklar, orta doğu sorununu büyük ölçüde çözmek amacını gütmektedirler. bize göre bu sonuca ulaşmada cia, kontrgerilla gibi gizli örgütlerin yönlendirmesi vardır. bu örgütler, devlet aygıtını geniş ölçüde kendi amaçlarına uygun şekle dönüştürerek demokrasi düşmanı akımları iktidar yapmayı öngörmüşlerdir..."

savcı öz, söz konusu rapordan 2 ay sonra, 24 mart 1978 sabahı işe gitmek üzere aracına bindikten sonra, motoru çalıştıracağı esnada katledildi. saldırgan, suikast sonrası kaçmıştı. ancak olay gören bir tanık vardı. bu tanık, suikasti izleyen günlerde saldırganı bir türlü teşhis edememişti. ancak bir süre sonra rastlantı eseri bulunan saldırgan, tanık tarafından anında teşhis edilmişti. saldırganın ismi, ülkücü camianın tanınmış isimlerinden ibrahim çiftçi idi.

İbrahim Çiftçi

çiftçi, askeri mahkemece yargılanmış, tüm delil ve tanıklar onu işaret etmesine rağmen hakkında verilen idam kararı askeri yargıtay tarafından tam 4 defa bozulmuştu. özellikle, avukatının dönemin başbakanı bülent ulusu'ya ilettiği söylenen "müvekkilimin milli savunma bakanlığı'nda dosyası vardır" şeklindeki dilekçesi, yargılamanın seyrini tamamen değiştirecekti. sonrasında ise hukuk tarihine altın harflerle kazınacak bir karar alındı. buna göre "doğan öz'ü taammüden öldürdüğü mahkemece sabit görüldüğü halde askeri yargıtay daireler kurulu kararına direnilemeyeceğinden sanık çiftçi'nin beraatine" karar verilecekti.

peki sonra ne mi oldu? çiftçi, tahliye edildikten sonra özal hükümeti döneminde ilksan'a müdür olacak, daha sonrasında ise enerji sektörüne atılarak "iş adamı" olacaktı. bu katil, 18 mayıs 1997 mhp olağanüstü kongresi'nde genel başkanlığa aday olmuş ve 13 oy almıştır.

Doğan Öz

doğan öz, türkiye cumhuriyeti tarihinde öldürülen ilk savcıdır. kurtlar vadisi'nin -yanlış hatırlamıyorsam- 29. bölümünde aslan akbey, öz'ün adını boşuna zikretmemiştir. aslan amca'nın dediğine göre (o tarihte) "doğan öz'ü saymazsak savcı öldürülmemiştir." aslan amca, gladyo'nun bayraktarı hiram abas'ın dizideki versiyonudur. bu nedenle özellikle "doğan öz'ü saymazsak" ifadesini kullanmıştır. çünkü bu bir mafya hesaplaşması değildir. münferit bir eylem hiç değildir. çünkü bu olay, doğrudan bir beka sorunudur. ancak halkın bekası değil, mhp gibi sağ/paramiliter unsurları kullanan gladyo'nun bekası tehlikededir. ve maalesef, bu kıymetli savcımızı öldürenler, amaçlarında başarılı olmuşlardır.