Türkiye'de Sanat Neden Hak Ettiği Değerin Karşılığını Bir Türlü Bulamıyor?

Çok geniş ve ilginç güzelliklere sahip bir kültürden geliyor olmamıza rağmen sanat konusunda günümüz için çok geride kalmış durumdayız. Bu anlamda birçok başarılı örneğimiz olsa da neden daha ileriye gidemiyoruz? Bu ilginç durumu Sözlük yazarları değerlendirmiş.
Türkiye'de Sanat Neden Hak Ettiği Değerin Karşılığını Bir Türlü Bulamıyor?
iStock.com


maslow teorisi üzerinden açıklanabilecek nedenlerdir.

(bkz: maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi)

gereksinimlerde hiyerarşik bir düzen olduğunu söyleyebiliriz.

sırasına göre fizyolojik (yemek, içmek, uyumak, üreme-cinsellik, vb.), güvenlik, aidiyet&sevgi, saygınlık&itibar ve kendini gerçekleştirme olarak adlandırılır. bir basamaktaki gereksinimler doygunluğa ulaşmadan diğerine geçiş mümkün değildir. yani özetle kişi açlıktan kıvranırken, güvenliğini düşünemez ya da kendisi, ailesi, toplumu güvenlikten yoksun ise kasımda aşk başkadır diyemez, vb.

sanat bu gereksinimler ya da kendini geliştirme, dinleme, adı ne konulursa konulsun sanıyorum ki en üst basamaktadır. bu basamakları temelden başlayarak incelediğimizde daha ilk basamakta doygunluk adına zorluk çeken bir memleket olduğumuz gün gibi aşikardır ki diğer basamaklarda bu eksiklikler artarak çoğalır.

ucube dersen bir esere, eğitimin ilk basamaklarında gereksiz-arganrya dersen bazı derslere, hala doktor&avukat&mühendis olmak bu kadar revaçtayda toplumda ne sonuç beklebilirdi ki? 

birisinin söylediklerini küçümsemek için "caz yapma", "bırak edebiyatı" gibi deyimler türetmiş bir toplum için bence öyle paragraflarla anlatarak neden aramaya gerek yoktur.

(bkz: hobi olarak yine yaparsın)

Bedri Rahmi Eyüboğlu - Aşık Veysel


nah yaparsın!

sanatın ülkemizde gelişmemesinin nedenlerinden birisi de sanat eğitimcilerinin aldığı komik ücretlerdir. üniversitelerin konservatuvar, güzel sanatlar bölümlerinde eğitim veren akademisyenler kadrolu değilse saati 12 tl gibi komik bir paraya çalışmaktalardır. kocaeli üniversitesi kadrosuz hocaları yürekten kutlamak gerek kadrosu olmayan hocalar aylık ortalama 750 tl alırlar bu paranın neredeyse yarısını istanbul-izmit efetur bilet masraflarına harcarlar, öğrencilerine de bir çay ısmarladıklarını düşünürsek hemen hemen hepsi sanat misyoneri olarak çalışmaktadırlar.

insanların kul zihniyetinde olup sadece karın tokluğuna çalışmaya ve tüketmeye razı oluşları. ruhlarını besleyecek hiçbir şeye para harcamaya niyetli olmamaları. hayattan keyif almayı kendilere haram sayarlar. ve sanata boş iş olarak bakarlar, çocuk sanatla uğraşmaya kalksa kötü yola düşmüş gibi üzülürler. sanatçı kendini sanata adar ve hak ettiği karşılığı hayatı boyunca bulamayabilir. karnını doyurma garantisi olmadığı için de aile bu durumdan korkar.

zannımca ulaşılması kolay olmadığı içindir.

Fazıl Say


şöyle ki sanatta şöyle bir olay var kendi kendinize bir şeyler kovalamanız gerekiyor.yani sanat bize diyor ki işte bu nota işte bu enstrüman aç oku araştır ve çabala .e tabi biz de toplum olarak böyle alengirli mevzulara pek gelemiyoruz.istiyoruz bilgi armut piş ağzıma düş misali hazır gelsin.sonrasında sanat filan da gelişmiyor tabi.bir diğer önemli hususta maddi kaygılar şüphesiz.yani bu ülkede sanat mesleğiniz olacaksa kati suretle maddi sıkıntılar yaşayabileceğinizi göz önüne almalısınız.

sanattan çok ünlü olmaya çalışan insanların başarılı olduğu ve tek ilgi alanı birilerini takip etmek olduğundandır.

bir şarkı güzel olduğundan değil iyi reklamı yapıldığından dinleniyor. ya da söyleyen kişinin ünlü olması gerektiğinden dolayı ilgi görüyor mesela.