Türklerin Çocuk Yetiştirirken Yaptığı Kritik Hatalar

Çocuk yetiştirirken yapılan hataları bir bir sıralayan Türk usülü çocuk yetiştirme rehberi.
Türklerin Çocuk Yetiştirirken Yaptığı Kritik Hatalar

mutluluğun ve mutsuzluğun akut anının tepkisi olan bağırma ve ağlamayı gündelik iletişimin bir parçası haline getirin. çocuğunuz “dondurma istiyorum” derken de “baba bak çocuğun şapkasıyla benimki aynı” derken de aynı desibelle böğürsün.

ağlamayı o kadar normalleştirin ki, kendi teknikleriyle süslesin. mesela yerde dönerek ağlamak olur, “hazrol“ pozisyonunda durup sadece ağzı açarak siren sesi çıkarmak olur... siz ağlamayı normalleştirin, gerisini o süsler zaten.

kazık kadar olmuş, istediklerini ve istemediklerini ana diliyle düzgün ifade edebilecek yaşa gelmiş çocuğunuza gündelik yaşayışta gerizekalı ama belirgin anlarda da bir cevher muamelesi yapın ki çocuğun şirazesi kaysın. örneğin; bir restorana gittiniz ve çocuğunuz size mukabil x yerine y mi yemek istiyor? o sussun, daha bacak kadar boyuyla bir de yemeğine mi karar verecekmiş? oğluşa bir x alalım abisi. ama diyelim ki, çocuk önemli bir sınavın eşiğinde. bizim kendine yemek seçmeye yetkisi olmayan soft geri zekalı, yerini kısa donlu aziz sancar’a bıraksın. bak gülten teyze'nin oğluna. nasıl da kazanmış fen lisesini görüyo musun? yapan yapıyor oğlum, hiç ağlama.

kıyaslayın. arkadaşlarınızın çocuklarıyla kıyaslayın. sınıfındakiler, yoldan geçenler, ne varsa kıyaslayın. kıyaslayın ki nesne gibi hissetsin kendini bebeniz. aklı erince de umarım o da sizi diğer analarla kıyaslar. sonra benim çocuğum ergenliğe girdi, çok hırçın. yooo aklı ermeye, muhakemesi gelişmeye başladı. kudurrrrrr.

15 yaşına kadar yemeğini ellerinizle yedirin ki çocuk muhtaç bir geri zekalı olsun. kızsa ezin, erkekse bulaşık makinasının düğmesine basmayı bilmemekle övünen bir beyinsiz olsun.

içinizdeki olmamışlığı ve sinir hastalığını hiçbir filtreden geçirmeyip ona kusun. tarafı sadece siz olan kavgalara (kaynana, görümce, mevcut eş, eski karı, eski koca vs.) bebenizi de dahil edin ki küçük bir sayko büyüsün. size yapılan haksızlıkların intikamını almakla mükellef küçük muhafızınızın sürekli intikam ateşi ile yanması için onu minik hikayelerle durmadan besleyin. ama unutmayın, kalbine nefret tohumu ektiğiniz bebeniz ilk sizi sokacak, ilk sizi zehirleyecek, günü geldiğinde de ilk sizden nefret edecek.

kendine ait zaman ve alan bırakmayın. her boka burnunuzu sokun. girerken odasının kapısını vurma nezaketini çok görün. hayatını siz şekillendirin. sonuçta siz gerçekleştiremediğiniz hayaller ve göremediğiniz günleri yeniden yakalamak için çocuk yapmadınız mı? o çocuk bunun için yok mu? e haliyle onun bir söz hakkı olamaz.

disiplini korkuyla sağlayın. yalnız ergenliğe girip de ayı avcısı ebatlarına geldiğinde sizden artık korkmayınca hırçınlaşan siz oluyorsunuz.

dünyaya gelişini bir sorumluluk olarak o garibana yükleyin. ben seni doğururken 56 saat acı çektim, şu yaptığına bak. çocuk, anaya acı çektirmeye eşitlesin varlık sebebini. bilinçaltına daha hayata başlarken bu kusuru, sebep olduğu kanı, ağlamaları, çığlıkları onun sorumluluğu olarak nakşedin ki varlığını sabıkalı hissetsin. anaya daha doğarken borçlanılır ve cennet anaların ayakları altındadır bla bla.

bebeniz mutsuzluğunu, başarısızlığını asla size anlatamasın. “ben sana demiştim” deyin. “ana-baba sözü dinlemeyenin sonu böyle olur işte” deyin. çocuğunuz size mutsuzluğunu anlatamasın ve her zor durumu kendi başına çözsün ki aile olmanın anlamını “daha derinden” yakalayın. sonrası malum; birbirini boğazlamanın eşiğinde olan aile fertleri olarak tatlış bir selfie ve altına #huzu r#keyif #mutluluk #aileherşeydir etiketleriyle kitlelere %60 indirimle satarsınız.