Varoluşsal Bir Soru Soran İlk ve Tek Hayvan Olan Papağan Alex'in İlginç Hikayesi

Halk arasında Jako ya da gri papağan olarak bilinen papağanlardan olan Alex'in hikayesi oldukça ilginç.
Varoluşsal Bir Soru Soran İlk ve Tek Hayvan Olan Papağan Alex'in İlginç Hikayesi
Fotoğraflar: Alex Foundation

ismi, "avian learning experiment"ın (kuşların öğrenimi deneyi) kısaltması olan alex, dünyada bir soru soran ilk ve tek hayvan olarak tarihe geçmiştir. bunun ne denli sıra dışı olduğunu anlamak için yıllardır bilimsel araştırmaların konusu olan şempanze, orangutan gibi zeki kabul edilen primatların dahi asla insanlara soru sormamış olduğunu anımsamak yeterli.

üstelik, alex'in sorduğu soru özünde basit bir soru da değil ve varoluşsal kabul edilebilecek bir soru. ona bazı renklerin öğretildiği bir seanstan sonra aynada kendini gördüğünde "what color?" (hangi renk) diye soruyor çünkü gri az önceki seansta ona öğretilen renklerden biri değil.


alex, 100'den fazla kelime biliyordu ve kendisine gösterilen bir objenin rengini, şeklini ve materyalinin ne olduğunu tarif edebiliyordu. örneğin bir anahtarı rengi ve tipi farketmeksizin anahtar olarak tanımlayabiliyordu. sözdizim ve sırayla konuşma konseptlerine de hakimdi.

bir defasında kendisine bir elma verilen alex, kendi kelimesini üreterek buna "banerry" der. bunun alex'in daha alışık olduğu muz ve kiraz (banana, cherry) kelimelerinin bir karışımı olduğu düşünülüyor. yani alex bir şeyleri yaratıcı şekilde, kendince yorumlayabilme kabiliyetine de sahipti. bunun bir başka örneği de bir doğum gününde kendisine pastası ikram edildiğinde bunu "sweet bread" (tatlı ekmek) diye tanımlaması.


eğer "wanna banana" (muz istiyorum) dediğinde kendisine fındık verilirse ya sükunet içinde araştırmacılara bakarak muzun gelmesini bekliyor, ya da isteğini tekrar ederek fındığı araştırmacılara fırlatmak suretiyle veya başka şekilde memnuniyetsizliğini belli ediyor.

araştırmacıların uzun süren testlerinden, soru maratonlarından sıkıldığında "wanna go back" (geri dönmek istiyorum) diyor ve kafesine gitmek istediğini belirtiyor. genel olarak gitmek istediği yerleri "wanna go ..." kalıbını kullanarak tarif ediyor. eğer istediği yere götürülmezse bunu açıkça protesto ederken, istediği yere götürüldüğünde sorunsuz şekilde takılıyor. araştırmacılar kızgın gözüktüğünde onlara "i'm sorry" (özür dilerim) diyerek durumu yumuşatmaya çalışıyor.


2007'de, daha 31 yaşındayken beklenmedik şekilde hayata veda ediyor alex; beklenmedik olmasının sebebi bu papağanların ortalama ömrünün genelde 45 yıl civarı olması. onu daha bir yaşındayken kuşların öğrenim kabiliyetleri üzerine yaptığı araştırmalar için bir pet shop'tan satın alan irene pepperberg, alex'in ölümüne o kadar üzülüyor ki neredeyse tüm araştırmalarını yarıda bırakıp inzivaya çekilecek oluyor. sonrasında ise "alex and me" (alex ve ben) adında harika bir kitap yazıyor ikisinin hayatlarının kesişiminin hem kendi, hem de bilim dünyasını nasıl değiştirdiğine dair.


alex'in ölmeden önceki son sözleri, sahibi irene'e söylediği "you be good, i love you. see you tomorrow." (iyi ol, seni seviyorum. yarın görüşürüz.) olmuş. bu sözler, irene her gece laboratuvarı terk ederken alex'in ona söylediği sözlerin aynısıymış.

alex'in sorulan sorular ve irene'le olan etkileşiminin bir kesitini şu videoda izleyebilirsiniz: