Vogue'a Kapak Olan İlk Albinizmli Kadın Model: Thando Hopa

Vogue Portekiz'in 2019 Nisan sayısının kapağında yer alan ilk albinizmli kadın model ve Pirelli Takvimi'nde yer alan ilk Güney Afrikalı albino siyah kadın Thando Hopa'nın hikayesi.
Vogue'a Kapak Olan İlk Albinizmli Kadın Model: Thando Hopa

"ben albinizmli siyah afrikalı bir kadınım ve bende “eksik” hiçbir şey yok" diyen; vogue portekiz dergisinin 2019 nisan sayısının kapağında yer alan, "ilk albinizmli kadın model" ve pirelli takviminde yer alan ilk güney afrikalı albino siyah kadın thando hopa. aynı zamanda bbc'nin dünyadaki en ilham verici ve etkili 100 kadın listesinde yer almıştır. sadece 32 yaşındayken, şanlı ve hikayeli kariyeri onu ceza mahkemelerinden podyumlara, küresel savunuculuk odalarına taşıdı.


standing voice dergisine verdiği röportajda kendisini şöyle anlatıyor:

1989 yılında johannesburg'da doğdum. güzel bir çocukluk geçirdim. baba tarafımdan büyükbabam bana 'aşk çocuğu' anlamına gelen "amangwevu anikiwe umtana wothando" adını verdi. ben küçükken vefat etmiş olsa da, beni ne kadar çok sevdiğini hatırlıyorum. beni anne tarafından babaannem büyüttü.

ailem benim rol modellerimdi ve hala öyleler. babam mühendis, annem film yapımcısı ama her zaman statülerinden çok niteliklerine hayran kaldım. babamın dünyanın en zeki insanı olduğunu ve annemin de dünyanın en yaratıcı insanı olduğunu düşünüyorum.
ailem evimizi sımsıcak ve benim için albinizmimin normalleştiği ve kendimi asla farklı hissetmediğim bir ortam haline getirdiler. annem, albinizmi, olduğum her şey olarak görmeden yaşamda kendi yolumu bulmamı istedi.


altı yaşında okula başlayana kadar albinizmimin bir farklılık olduğunu bilmiyordum.
bir çocuğun arkadaşına “yanına oturma” diye fısıldadığını duydum ama benden bahsettiğini anlamadım. kimin yanında oturmaktan kaçınmam gerektiğini merak ettiğimi hatırlıyorum. benim hakkımda konuştuklarını fark ettiğimde, yanlış üniforma giydiğim için olması gerektiğini düşündüm. eve gittim ve annemden hemen bana doğru okul üniformasını almasını istedim. tabii ki bu durumu düzeltmedi ve yavaş yavaş dikkat çekenin kıyafetlerim değil albinizmim olduğunu fark etmeye başladım.

okula uyum sağlamak için elimden geleni yaptığımı hatırlıyorum ama bu kolay değildi. öğretmenler, normal bir okulda hayatta kalacağımı düşünmüyordu. ama annem her zaman diğerlerinin inandığından çok daha yetenekli olduğumu düşünürdü.

okuldan ayrılınca avukat oldum. bu özellikle yapmak istediğim bir şey değildi: babam muhasebeci olmamı istedi ve ben oyuncu olmak istedim, bu yüzden hukuk bir uzlaşmaydı! “sokak hukuku” ile giderek daha fazla ilgilenmeye başladım: topluluklara girdiğiniz ve tabandaki nüfusa hukuk öğrettiğiniz bir tür halk katılımı. hukukun bu aktivist bileşenine aşık oldum ve sonra savcı oldum.


savcıyken gert-johan coetzee tarafından model olarak keşfedildim. savcılık işimle çok meşguldüm ve modellemeye özel bir ilgim yoktu, ama sonunda bunu albinizmi normalleştirmek ve olumlu bir temsil sağlamak için bir platform olarak kullanabileceğimi fark ettikten sonra yapmayı kabul ettim.

aktivizm hayatımın giderek daha önemli bir parçası haline geldi. güzel olduğu için yapmıyorum; gerekli olduğu için yapıyorum. pandemiden beri birçok modellik işim durmak zorunda kaldı ama bir şekilde zihnimi gerektiren işler çok arttı. önde gelen bir güzellik dergisi için yazmam ve küresel bir araştırma şirketinin güzellik bölümündeki uzmanlardan oluşan bir panelde yönetim kurulu üyesi olarak görev almam istendi. bu anlamda, insanların sadece görsel temsil için değil, aynı zamanda düşündüklerim ve söyleyeceklerim için de işe aldığı bir model oldum."


diyor ve son olarak da şunları ekliyor röportajına:

"gelecekte albinizmli insanlar için umutlarım, onları için hayatı daha da kolaylaştırmak. sadece daha fazla kolaylık istiyorum. var olmanın hafifliğini istiyorum. bedenlerimizin ağır olduğunu hissediyorum: tarih, ırk, albinizm, cinsiyet, her şeyle dolular. daha hafif bedenlerde yaşamamızı isterim." diye bitiriyor cümlelerini.

vogue roöprtajında da son cümleleri şu şekildeydi:

soru: avukattın, modeldin, aktivist oldun ve şimdi yazmaya başladın. kelimeler nereden geldi?

"kendimi asla bir yazar olarak görmedim, sadece pirelli takvimi ile bir olabileceğimi fark ettim. yazma, konuşma ve şiir alışkanlığım vardı ama hiç ciddiye almadım. benden takvim için bir kompozisyon yazmamı istediklerinde çıldırdım. çünkü ne söyleyeceğimi biliyordum ama mantıklı bir şekilde nasıl yazacağımı bilmiyordum. ondan sonra kendimi gerçekten yazmaya adadım ve söyleyemediklerimin hepsini telafi etmeye başladım. yazmak, belirli bir anda söyleyemediğiniz her şeyi telafi eder." demişti.


ve onun gibi insanlara olan mesajı da açıkça:

"albinizmle yaşayan gençlere, özellikle genç kızlara mesajım; bu dünyada gezinmek için yeterlisiniz, her şeye sahipsiniz. sizin dışınızdaki her şey büyümeniz içindir. yeterli olduğunuzu, güzel ve yetenekli olduğunuzu bilmeye devam edin. bu değerlilik duygusunu geliştirin, bu sizin mantranızdır." şeklindeydi.

kim bilir belkide kaç albino insanın hayatına motivasyon ışığı olmuştu thando hopa. 

kaynak1, 23