Yakışıklı Değil Ama Sempatik Futbolcu: Ali Eren Beşerler'den Akılda Kalan Anektodlar

1997-2003 yılları arasında Beşiktaş'ın savunmasının önemli isimlerinden biri olan Ali Eren Beşerler'den geriye futbolculuğundan ziyade esprili anılar kaldı.
Yakışıklı Değil Ama Sempatik Futbolcu: Ali Eren Beşerler'den Akılda Kalan Anektodlar

ali eren'in sorunu hiç "genç ali eren" olmamasıydı. nasıl becermişse becermiş, futbol hayatına direkt "tecrübeli futbolcu ali eren" olarak başlamıştı.

beşiktaş'a transfer olduğunda daha 22'sindeydi. beşiktaş'tan yollandığında da sadece 28 yaşındaydı ama ali eren, ortak görüşe göre yaşlıydı, yollanması gerekiyordu. futbolu bıraktığında ise daha 31 bile olmamıştı. yine de erkenden futbolu bıraktığı falan söylenmedi.

ali eren'in sorunu daha ilkokuldayken sakal traşı olmasıydı. "hızlı yaşadı, genç öldü" şeklinde bir futbol kariyerinin olması da, daha ilkokul sıralarındayken belliydi.

muhabir: ali eren, iyi bir maç çıkardın. beşiktaş taraftarı hakkında ne düşünüyorsun?

ali eren: valla beşiktaş taraftarı iyi, ateşli ama çok ana bacı yapıyor.

ali eren beşerler, bir fenerbahçe - beşiktaş maçında serhat akın'a hiçbir şey yapmadan, serhat'ın artistliği sonucu kırmızı kart görmüştür. o maçtan 3 ay sonra yine bir fenerbahçe maçı vardı. maçtan önce röportajda "serhat'a dokunmadım; kendini parçaladı, acı çekiyormuş triplerine girdi. yarınki maçta bu sefer canını hakikatten yakacağım. geçen sefer haksız kırmızı gördüm, bu sefer kırmızının hakkını vereceğim" diyerek ne kadar tatlı, sempatik, karizmatik ve yakışıklı olduğunu sergilemiş bir kişidir.

ali eren beşerler, beşiktaş'ta oynadığı dönemde yediği kokoreçlerden zehirlenerek birkaç kez takımdan uzak kalmıştır. bir yersin zehirlenirsin, iki yersin zehirlenirsin; hiç mi akıllanmazsın arkadaş?!

beşiktaş'ta oynadığı dönem kartal tuvası'nın terbiyesiz satış elemanlarından biri televizyona çıkıp magazinel bir programda kimin forması en çok satılıyor, en çok kim ilgi görüyor şeklinde soruları cevaplarken muhabirin talihsiz "peki hiç sorulmayan bir oyuncu forması var mı" sorusuna gevrek gevrek gülüp ali eren cevabını vermişti.

evet; bıyıkları yeni yeni terleyen ali cansun, sakal çıkmadığı için top sivilce bırakan ozan gibi isimlerin formalarını 3-5 akrabaları alırken ali eren forması o sezon hiç satılmamıştı.

popüler olduğu dönemde bir transfer sonrası objektiflere dürümüne ısırık atarken poz vererek bu alanda yeni bir çığır açan futbolcudur ali eren. 

bayrak öpmek ve top sektirmek gibi yöntemler oldukça klasikleşmişti zira. durumdan vazife çıkaran ali eren, böylelikle literatüre kendi adıyla anılacak bir enstantane katmıştır.

gençlerbirliği forması giyerken kendisine türkçe küfür öğretilen pascal isimli futbolcu şaka niyetine bu küfrü kendisine söyleyince, ali eren demir sopayla kendisini 1 saat kadar antreman sahasında kovalamış ve bu olay gazetelere yansımıştır. biraz sorunlu bir cildi vardı ve pek de yakışıklı sayılmazdı. bir dönem milli takım forması giyerken türkiye'nin ab üyeliği için karşılanması gereken kopenhag kriterleri arasına isminin dahil edildiği esprileri yapılıyordu. yine de bence iyi çocuktu, harbi adamdı.

bir ara iki karpuzu koltuk altlarına yerleştirip, basına poz vermişti. gazetedeki fotoğrafın altında da "bu sene kaleyi gole kapatırım" yazıyordu.

ertesi gün beşiktaş forumlarında "ali eren mi yakışıklı, karpuz mu?" diye bir başlık açılmış, karpuzun daha yakışıklı olduğuna kanaat getirilmişti.

bu arada "bu sene kaleyi gole kapatırım" iddiası karpuzların gölgesinde kalmış olsa da, o sene beşiktaş cidden az gol yemişti.

toshack, bjk hocasıyken kendisine "ali eren sakattı, oynayacak mı bu maçta" diye sorulan bir soruya; "evet ali eren sakat, kafadan sakat" diyerek cevap vermişti.

futbol hayatı boyunca sakatlık sorunu hiç bitmedi. ön çapraz bağı, iç yan bağı, dış yan bağı, iç menüsküs, dış menüsküs dahil olmak üzere içeride ve dışarıda bedhahları bulunmaktaydı.

fakat, ali eren nasıl başarmıştı bilmiyorum ama yanmaz, yapışmaz, paslanmaz çelik muamelesi görüyordu. nasıl olduysa oluyor "sezonu kapattı" denen ali eren "valla oynamıcam, sakatım" demesine rağmen ilk 11'de yerini alıyordu. o maçtan sonra da "sakatlıklarıma yeni bir sakatlık daha eklendi" açıklamasını yapıyordu.

sonra "hah, şimdi gerçekten sezonu kapattı" derken, bir sonraki maçta hakeme itirazdan sarı kartla cezalandırılırken, "daha ölmedim" mesajı veriyordu.

istanbulspor'la oynanan bir kupa maçı sırasında sakatlanarak oyundan çıkan kaptan tayfur'dan kaptanlık bandını almış, takması için 3. kaptan fevzi'ye götürmüştü ve fevzi'nin "sen tak!" demesi üzerine kaptanlık bandını koluna takmıştı.

fakat koluna bandı taktıktan 10 dakika sonra kulübeden uyarı gelmiş, kolundaki bandı çıkararak fevzi'ye iade etmek zorunda kalmıştı.

maçtan sonra sadece 30 dakika bandın kolunda kalmasına izin verilmemesine anlam veremediğini belirtmiş, incindiğini ve kırıldığını, kendisini değersiz hissettiğini ifade etmişti.

biz de o gün öğrenmiştik ki; ali eren oldukça agresifti, belki de biraz kompleksliydi ama perdelerini kaldırdığında hakikaten kedi gibi bir insandı.

Beşiktaşlıların Gönlünde Yarım Kalan Bir Aşk Hikayesi: Les Ferdinand