Yaşayan Bilir: Muhafazakar Ailenin Seküler Çocuğu Olmak

Muhafazakar ailenin seküler çocuğu tanımına uyan Ekşi Sözlük yazarları, bunun nasıl bir his olduğunu anlatmışlar.
Yaşayan Bilir: Muhafazakar Ailenin Seküler Çocuğu Olmak


muhafazakar ailenin seküler çocuğu olmak zordur, yorucudur

bu grubun içinde olan birisi olarak şunları belirtmek istiyorum. annem ve babam bu dünyaya getirdiği ve ellerindeki en iyi koşul ile büyüttüğü için içimde oluşan minnet duygusu ve anne-baba sevgisi ile düşüncelerim, yaşam tarzım hep çatışır. bu konularla hep uğraşmak zorunda kalırım. bir de deizm ve agnostisizm felsefe düşüncelerine yakın iken ailem üzülmesin die bazı konularda yalan söylemek zorunda kalırım ya da haberleri olmaz. 

ailem ile daha çok kısa süreli bi araya gelirim, o da özlem gidermek için. bu durum özellikle ailesi ile rahat, paylaşım içinde olan, mutlu insanları gördüğümde bazen üzer. ayrıca bu durum yüzünden farklı bi şehirde üniversitede okumak istedim ve okudum da. (iyi ki yapmışım bu arada, bence hayatımın kırılım noktalarından) ama kendimi çok yalnız hissettim. memlekete geri dönmemek için iş imkanı çok olmayan bir şehirde zor koşullarda, hiçbir destek olmadan ve mezun olduğum bölümün iş imkanı çok olmamasına rağmen iş bulmak için yırtındım. çok sınandığım konular olmasına rağmen şanslıydım çünkü güçlü bir karakterdim. güçlü bir karakter olmasaydım şu an eminim psikolojik problemlerim olurdu.

bu durumun içinde olanlar eminim çoktur. şu an ekonomik problemlerin boyutu çok sıkıntılı seviyede olsa da hayatta mutlu yaşamak için çabalamayı bırakmayın ya da elinizdeki koşulları kabullenip, her konuda tekamülü bırakmayın.

muhafazakar ailede büyümek demek hayata yaşıtlarınızdan geri başlamak demektir

akranlarınız ailesiyle sinemaya ya da konsere giderken siz kuran kursuna ya da camiye gidersiniz. biraz zaman geçtikten ve düşünme yetinizi geliştirdikten sonra ailenizin değer verdiği her şeyden nefret etmeye başlarsınız.hani televizyonda “deizm yükseliyor” diyorlar ya, işte sebebi bu.

benim ailem günah olduğu gerekçesiyle eve yıllarca televizyon sokmadı. izlemek istediğim futbol maçlarını kaçak göçek komşuda seyrettim hep. ailemle tek aktivitem pikniğe gitmekti. evet, sadece pikniğe gitmek. hiçbir şeye yönlendirilmedim hayatta. yaşım otuz oldu, hala neye yeteneğim var bilmiyorum mesela. herhangi bir hobim yok, hiç olmadı da. muhafazakar ailelerin büyük çoğunluğu da böyle. ne dışarıda bir şey yerler, ne oturup bir yerde kahve içerler.

onlara inat olsun diye sigaraya başladım vakti zamanında, ardından da alkole. siyasi olarak bugün hiç tasvip etmediğim ortamlarda bulundum. olay çok başka yerlere de gidebilirdi. benim şansım, yaşımı başımı aldıktan sonra hiç kimse tarafından yönlendirilememem oldu. kendi hayatımı yeni yeni oturtmaya başladım, bütün dinlerden ve siyasi oluşumlardan arındım.

tam olarak benim o

üstelik, üniversiteden önce de öyleydim. üniversite daha fazla bakış açısı kazandırdı, bölümüm zaten çok uygundu.

ismim muhafazakar bir isim, en çok da buradan sorun yaşadım. çünkü kendini aydın ve seküler olarak nitelendiren o kadar çok yobaz var ki bu ülkede, isminizden hemen yapıştırıyor yaftayı. aynı bokun laciverti bu insanlar. gezi'de senin burada ne işin var diyen oldu. seçimlerde üsküdar'a chp sandığının başında sabahlarken ters ters konuşanlar da oldu. duyan zaten çok şaşırıyor; tip iskandinav, isim orta doğu olunca.

ailem beni böyle kabullendi, ben de onları öyle kabullendim. tartışmayalım diye bazı konulara girmeden iletişim kuruyoruz. zaten yaşlı insanlar. kardeşlerim de benim gibi. aslında çok da baskı kurmamışlar düşününce. 

demem o ki, önyargı sizi kendinizden utandırır. ne kadar olmadığınızı söyleseniz de, farkında olmadan eleştirdiğiniz insanlardan farkınız kalmaz. insan kendini geliştiren ve değişebilen bir varlık, muhafazakar ailenin seküler çocuğu olmak da bu ülkede çok normal bir kavram.