Yeşilçam Filmlerinde Geçen En İlginç İltifatlar

Yeşilçam filmleri her yönüyle biraz ilginçti. Bu iltifatlar da bunun kanıtı niteliğinde.
Yeşilçam Filmlerinde Geçen En İlginç İltifatlar


aşk, kalbimi yakan bir volkan gibidir,
en sevdiğim tatlı kazandibidir.
leyla sev beni, sokma müşküle
seninle kaşık atalım iki tabak keşküle.

tosun paşa (kemal sunal)


"hüsniye sana bakınca kendimi manavda gibi hissediyorum." yedi bela hüsnü

"sen böyle gülünce şuranda iki çukur oluyor ya ölünce beni oraya gömsünler..."

(bkz: gurbetçi şaban)

-gene sen mi geldin minare tohumu!

türkan şoray rahmetli tarık akan için söylemişti bir filminde.

-insan senin gibisini rüyasında görse... abdesti bozulur be!

naciye'nin (türkan şoray) murat'a (engin çağlar) ettiği iltifattır. (bkz: kadın değil baş belası)

yaseminim sen bir çiçek ismi taşıyorsun ama kalbimde açan bir karnabaharsın sanki. benim minik mandacığım

(bkz: darıldın mı cicim bana)

ben seni koşarken de seviyorum hüsniye

(bkz: yedi bela hüsnü)

"seni gördüğüm an zıpkın yemiş orkinosa döndüm" bir sadri alışık repliği.

"ne kadar güzel gözleriniz var. sahi, nereden aldınız bu gözleri?"

yanlış hatırlamıyorsam gülizar filminde ediz hun'un her karşılaştığı kıza söylediği, gelmiş geçmiş en muhteşem pickup* cümlesiydi.

bir kendine iltifat örneği:

"sert, haşin, gaddar fakat bilakis çok kibarim. iyi dans ederim, ısrar ederim. o kadar..."

sen dünyanın en tatlı en güzel en candan piçisin.

tarık akan & necla nazır.

ateş böceği 1975.