Yiyip İçtiklerimizin Ağızdan Anüse Olan Yolculuğu: Sindirim Sistemi

Sindirim sistemi nedir? Sindirim sisteminin görevleri nelerdir? Sindirim sistemimizin nasıl çalıştığının bir özeti.
Yiyip İçtiklerimizin Ağızdan Anüse Olan Yolculuğu: Sindirim Sistemi
iStock

ağızdan gözden ve burundan başlayan anüse dek ek organları ile birlikte, bir boru olduğu düşünülse de işlevi açısından muhteşem uzun ince bir yoldur sindirim sistemi.

koku ve görme ile hatta beyin korteksimize verilen uyarılarla yemeğe hazırlanma sürecini başlatmak ilk kısmını oluşturur sindirimin. her şey de olduğu gibi açlık = istek, iştah, kan şekeri düzeyleri, sinir sistemi düzeyinde nörotransmitter uyarıları, pek farklı yollar kullanılmaz aşk, nefret, arzu ,şehvet ve yalnızlıkta da her açlık durumunu tanımlayan bir dizi reaksiyondan hemen sonra;

tükürük bezlerinden salgılanma başlar, daha yemek fikrinin oluşması ile kan şekeri refleks olarak artmaya başlar. eğer bu cevaba yemeksiz bir cevap verecek olur isek insülin düzeylerimiz kan şekerinin artmasından dolayı artacak ve kronik dönemde hipoglisemi oluşturacaktır (bir anlamda beyin ve diğer hayati organların beslenmesi azalacaktır.) bu yüzden platonik aşklarda beyine yeterli besin gitmeyebilir? arzu edilen ama sahip olunamayan şeye karşı oluşturulan savunma mekanizmalarımız aşırı çalışmaktan dolayı infilak eder, ortaya çok ciddi hasarlara hasıl olacak patolojiler oluştururuz benzer şekillerde.

3 farklı besin türünün sindirimi önem kazanmaktadır: protein, karbonhidrat, yağlar. bunlar sindirim sisteminin farklı bölümlerinde parçalanarak tekrar kullanıma geçirilmek, enerji oluşturmak, depolanmak amacı ile sindirilir. örneğin protein sindiriminde pankreas ve yağ sindiriminde safra kesesinin çok önemli görevleri vardır. farklı düşünceleri hazmetmek için farklı yerlere, farklı yerlerden bakılmalı sisteme göre.

özofagus (yutak borusu), ağızda mekanik olarak çiğnenmiş, parçalanmış besinleri, mideye iletmekle ve yukarıdan aşağı sağma hareketi ile yapmakta ve bu sırada oluşacak bir yırtık, bir ek kese, bir darlık ve yahut sinirsel, düz kas çalışmasındaki aksama yutak borusunda ciddi hasarlara yol açacaktır. mideye iletilen besinler sindirimlerinin mekanik kısmının çoğunu burada tamamlar, bu arada ilaç veya etken maddeler midenin asitliğine göre bir geçiş yapmak zorunda kalırlar. en önemli protein sindirimi burada pepsin ve onun inaktifi olan pepsinojen tarafından yapılır. mide ülserleri veya oniki parmak barsağı ülserleri bu enzim üzerinden olan mekanizma ile açıklanır ve bu yüzden peptik ülser denmektedir. buradan sonuç çıkaracak olur isek, enzimler, hormonlar, nörotransmitterler, sinyal ve ikaz hücreleri ile dışarıdan oynadığımızda (bunu sigara ,alkol, uyarıcılar, uyuşturucular, depresyon, vb.) hiç de doğru olmayan şekillerde çalışacaklarından patolojik bir sisteme sahip olmaktayız. "bozulan sistem benim kime ne!" denilecek olur ise sindirim başlıyor demektir. toplum kendisine uygun besini kendisine bulmuş, iştahla bakarken toplumsal nevroz harekete geçmiş, kan şekerini arttırarak kolay hareketlenme sağlamaya başlamıştır bile. tükürük bezleri ortak çalışacak, sağaltımı düşünmeden kötülemeyi yermeyi tercih edeceklerdir. midelerindeki gurultudan sesini soluğunu duyurmayacak hale geleceksin. bu kısır döngü toplumsal bozuk sistemde senin mikro düzeydeki bozuk sistemini sindirecek, sindirecek ve döngü hareketine devam edecek. sen sindirimine karar vereceksin.

besinler birçok işlemden daha geçmek üzere on iki parmak barsağına (duodenum) oradan ince barsağa (ileumjejenum) ve kalın barsağa (kolon) uğrayacak ve atılacak olan faydalanılmayan kısmı atmak üzere rektum ve anüsten doğanı terk edecektir.

bir borudan beklenmeyecek kadar çok işlev ve hastalık, sadece bir boru olmadığını ispatlar gibi.

Ara Sıra Vücudumuzun Belli Bölgelerinde Sebepsizce Olan Kaşıntı Aslında Nasıl Ortaya Çıkar?