Yolu Daha Önce Onun Muayenehanesinden Geçenlerin Gözünden: Agop Kotoğyan

Türkiye'nin yetiştirdiği en önemli cildiyecilerden biri olan "Kolsuz Agop" lakaplı efsane doktor Agop Kotoğyan, 79 yaşında hayatını kaybetti. Geride ise daha önce ona muayene olmuş insanların anlattıkları kaldı.
Yolu Daha Önce Onun Muayenehanesinden Geçenlerin Gözünden: Agop Kotoğyan

doktorluk kimliğini sadece teşhis ve tedavi için ilaç yazarken kullanan biriydi. doktorluğun getirdiği egoyu, kibri, havayı asla kendisinde göremezdik adeta bir dost bir arkadaş gibi davranarak hastalari ile ilgilendirdi.

bir çok doktorda bulamadığı şifayı bu adamda bulan çok tanıdığım oldu. her zaman tek öneririm kolsuz olurdu. son zamanlarda sağlığından ötürü mesleğini yapamıyor ve başka doktor arkadaşlarına yönlendiriyordu demek ki ciddi bi rahatsızlığı vardı.

bir daha onun gibi harika bir doktor taniyacağima emin değilim. allah rahmet eylesin.

biz de zamanında hanımla hastası olmuştuk. tatlı dili ve güler yüzüyle gönlümüzü fethetmişti. yazısı da efsaneydi, eczacımız zaten direkt agop bey'in yazısı bu demişti. mısır yazısından halliceydi :) eşime öyle güzel ve tatlı şeyler söylemişti ve rahatlatmıştı ki, doktorluktan öte çok güzel bir insandı. hayatımda yarım saate kadar görüp de aklımda bu kadar yer eden az insan vardır. ve tabii ki bu kadar insana şifa bulan agop hocamız umarım bunların karşılığını huzur içinde yatarak alır. toprağı bol, yeri huzur olsun.

ciltle ilgili bir kez ben de ziyaret etmiştim kendisini. öncesinde haydarpaşa ve çapa'ya haftalarca git gel yapmıştım. önüne gelen bir diğerinin muadil ilacını dayıyodu testlerden sonra ama değişen bir şey olmamıştı. stresten okulu uzatmış, iddaayı bırakmış, halı sahalarda aranan adam olmuştum. hatta çapa'da bir profesör nikon'la benim fotoğraflarımı çekip öğrencilerine göstermişti. artık tıp tarihine mi, yoksa çapa'nın yıllığına mı geçtim bilmiyodum. derken birisi tavsiye etti, randevu aldım. sıkıntıyı anlattım. sadece şunu yaptı, eline bir kalem aldı, kalemle adımı karnıma yazdı bekle dedi bir dakika bekledim, sonra dinledi. olm senin sıkıntın ciltte değil ki midende dedi, lansor yazdı, 1 ay kullandım hakikaten aylarca uğraştığım şey geçti. birikim ve zekasından ayrı olarak, ben orada bakış açısının önemini anladım. çok basit bir şey bu nasıl atlanır hikayende dedi. amınakoyim önceki profesörler next next yapmış semptomlarda, 5 saniye içinde geçilen video muamelesi görmüşüm.

30 yıl kadar önce hastası olarak tanışmıştım.

neden bu kadar ünlü neden bu kadar çok seviliyor? çok iyi bir insan ve çok iyi bir doktordu da ondan. iyi insanlığını anlatamam tanışmanız gerekirdi. iyi doktorluğunu şöyle tarif edebilirim hayatım boyunca eczanede hazırlanan tek ilacı kendisi yazmıştı. hastanın yaşına, hastalığının durumuna göre ilaç hazırlatan kaç doktor varki?

ölümden sonra gidilecek huzurlu bir yer varsa umarım oradadır.

kendisini 5-6 sene önce saçkıran belası yüzünden osmaney’deki yerinde ziyaret etmiştim. randevuyu 1 ay önceden almıştım ve muayene ücreti 350 tl denmişti.

neyse gün geldi gittim. akvaryumlarla kaplı, huzur veren bekleme salonunda beklemeye başladım. yaklaşık 20 dk sonra sıra bendeydi. içeri girdim, derdini anlat dedi.

konuya girmemle şöyle bi yaklaş demesi bir oldu. yakından baktı ve bana kalk git senin ilacın günde 20 defa aynaya bakıp kötü düşünmemek, kafaya takmamak dedi. bu sözün üzerine hiç bir şey diyemedim. teşekkür edip çıktım. tam çıkarken de bana herhangi bir şey ödemene gerek yok dedi.

huzur içinde yatsın. güzel insandı.