Yüksek Lisans ve Doktora Arasındaki Esas Fark Nedir?

Yüksek lisans, kişinin eğitim aldığı branşta uzmanlaşması ve bu durumu bilimsel bir makaleyle ispat etmesi şeklinde ifade edilirken doktora ise yüksek lisansı bitirdikten sonra o bilim dalında bilimsel bir eserle erişilen bir basamak olarak kabul görüyor. Peki bu sözlük tanımlarının dışında anlatmak istersek?
Yüksek Lisans ve Doktora Arasındaki Esas Fark Nedir?

temel farklılıkları şu şekilde özetlenebilir

evrensel bilgi birikimine, bir diğer deyişle sonsuz bir umman olan bilime bir katre katkıda bulunmaya yarar yüksek lisans ve doktora. her ikisi de belirli bir plan, sistematik ve uzun soluklu çalışma süreçlerinin mahsulüdür. eğer, merakınızın peşinde koşmaktan zevk almıyorsanız, vakit ve nakit kaybına neden olan bu uğraştan uzak durulmasını naçizane öneririm.

yüksek lisans, doktoranın bir provası veya fragmanı gibidir. aynı zamanda doktora için de sağlam temellerin atılmasını sağlayan eşsiz bir fırsat sunar doktora adayına. yüksek lisansa başlarken, çalışılacak alana akademik niteliği yüksek ve özgün katkılar sunabilecek, yeni yöntem ve bakış açılarının geliştirilmesine imkan tanıyacak bir konu belirlenir. bunun yapılabilmesi için uzun soluklu okumalar, alanda yetkin olan isimlerle kapsamlı müzakereler ve görüş alışverişlerinde bulunulması şarttır. çalışma yapılacak alanla ilgili araştırma süreçleri yürütülürken, dünya genelindeki meslektaşların yaklaşımları ve yönelimlerinin tespiti, gök yüzünden habersiz uçurtma uçurmamak için elzemdir.

akademik kariyerin ilk basamağı olan yüksek lisansa başlamadan önce, herhangi bir üniversiteden uyum içinde çalışılabilecek, alana hakim, öğrenci yetiştirmeye ve birikimlerini cömertçe paylaşmaya açık bir tez danışmanı muhakkak bulunmalıdır. literatüre, kayda değer katkılar sunan bir çalışmaya imza atmak için tez danışmanının yol gösterici niteliği tartışmasız öneme sahiptir.


yüksek lisans aşamasında tez konusunu belirleyen ilim heveskarı, lisansüstü eğitim yönetmelikleriyle belirlenen azami süre (3 yıl) içerisinde derslerini ve tezini başarıyla tamamlamak zorundadır. süre kısa olduğu için çerçevesi net biçimde çizilmiş, azami süre içerisinde tamamlanabilecek nitelikte bir konu belirlenmesi şarttır. belirlenen süre içerisinde tamamlanamayacak bir konu seçimi, genç bilim insanı adayını içinden çıkılmaz bir sarmalın içerisine sokar veya tüm enerjisini yüksek lisansta harcadığı için doktora yapmaya enerjisi ve özgüveni kalmaz. bu yüzden sınırları net olan bir konu seçilmesi ve öngörülen süre içinde tamamlanabilir olması birincil şarttır.

ders aşaması tamamlandıktan sonra, tez metninin inşasına başlanır. gereksiz tanımlama ve ayrıntılardan kaçınarak, sadece tezin problematiğini merkeze alan bulgular/veriler toplandıktan sonra dilin imkanları en üst düzeyde olacak biçimde kullanılarak sade, şık, yalın ve anlaşılır bir üslupla çalışma konusu gergef gibi işlenir. baştan sona tüm çalışmanın bütünlük arz etmesi, mantıklı, tutarlı ve özgün olması önemlidir.

akademik çalışmalarda her ne kadar yazarın ve danışmanın ismi görünse de, aslında ortaya çıkan ürün/tez tek başına bunların ürünü değildir. çevrenin, ailenin, arkadaşların, hayır ve minnetle yad edilmesi gereken seleflerin literatüre kazandırdıkları özgün bilgiler tezin akademik niteliğini artıran başlıca etkenlerdir. bu yüzden tezlerdeki ön söz kısımlarında yazarlar, çalışmanın ortaya çıkmasında etkili olan saikleri, katkıda bulunanları sıcak ve samimi bir selamlama veya teşekkür faslıyla biraz da serbest kalem tarzında işlerler. çalışmanın giriş kısmı, metin inşa edilirken yazarın kullandığı özgün yöntem ve tekniklerin yanı sıra teze konu olan probleme ilişkin soruların ve literatürde daha önce yapılan çalışmalardan farklı olarak geliştirilmesi planlanan bakış açılarının muhasebesinin yapıldığı kısımdır. ayrıca ekşi sözlük'teki tez yazarken yapılmaması gerekenler başlığına dikkatle göz atılması yararlıdır.


ben tezlerin, en çok ön söz, giriş ve sonuç kısımlarını okumayı severim. sonuç kısmı, çalışmaya konu olan bulguların yazarı nereye götürdüğünü, literatüre kazandırılan yeni ve özgün bilgilerin neler olduğunu göstermesi bakımından önemlidir. ayrıca sonuç kısmı, uzun soluklu çalışma serüveninde yazarın kemale erdiği olgunluk evresidir ve bu yüzden önemlidir.

yüksek lisansta yazar, bir tez metninin şekil açısından da nasıl inşa edileceğini öğrenmiş olur. satır aralıkları, sayfa kenarlıkları, başlıklar ve alt başlıkların numaralandırılması, kendi içinde tutarlı ve özgün bir metnin inşası gibi konularda tecrübesini derinleştirir ve doktoraya sağlam bir temel oluşturmuş olur.

doktorada ise artık bilimsel yazım tekniklerini deneyimlemiş olan yazar, yine özgün bir konu seçer. doktora evrensel nitelikte bir çalışma olduğu için gereken hassasiyet ve özeni gösterir. insanın sabrını ve imkanlarını zaman zaman zorlar. abartılacak kadar zor, küçümsenecek kadar basit bir iş değildir. planlı ve sistemli bir çalışmanın sonunda, vicdanen tatmin olduğunuz, merakınızı giderdiğiniz, yeni ufuklara yelken açtığınız bir çalışma yapmış olursunuz.

son olarak, yapılan çalışma dünya çapında ses getirse de bilim dediğimiz sonsuz birikimin içinde sadece bir damla hükmündedir. bitmiş tez yoktur, bitirilmiş tez vardır sadece. vicdanen tamam denildikten sonra, en iyi tez bitmiş tezdir.

özetlersek

yüksek lisansın size verdiği unvan: uzman. yani kabaca sizden tez savunduğunuz alanın uzmanı olmanız beklenir. doktorada ise sizden o bilim dalına bir katkı yapmanız beklenmektedir.

ikisini de tek cümleyle anlattım ama arada dağlar kadar fark var.

yüksek lisans size bir diploma kazandırır, doktor unvanı ise sizi bir camiaya sokar.

mesleğiniz çöpçülük bile olsa herhangi bir bilim dalında doktor unvanı aldığınız zaman bu aslında hayat değiştiren bir şeydir. herkese mr. denirken size dr. denir yani... bir gruba aitsiniz artık bir anlamda.

yüksek lisans meraklısına, ilgilisine iyidir. vaktiniz, enerjiniz, işiniz gücünüz varsa yapın. çevre edinirsiniz. okumayı, araştırmayı, öğrenmeyi seviyorsanız yüksek lisans çok keyiflidir.

son söz

yüksek lisans, bir duvara bir tuğla da sizin koymanızdır.

doktora, o duvara uyacak, ama daha önce konulmamış bir tuğla koymaktır.