Zamanında Hak Ettiği Değeri Göremeyen Harikulade Bilgisayar Oyunları

Değeri bilinmemiş bu oyunların değerini belki de siz bilir ve hakkını verirsiniz.
Zamanında Hak Ettiği Değeri Göremeyen Harikulade Bilgisayar Oyunları

Rise of Nations

age of mythology ve onun yaması the titans, red alert serisi, generals ve yaması zero hour hatta ve hatta sonraki yıllarda rome oyunları gibi strateji severler için güzel bir oyundu. 1990'ların sonları ve 2010'lara kadar bu oyunları oynayanlar sözlük'teki başlıklarda oyunları tahayyül etmekteler kesin. benim favorilerim generals, red alert ve a.o.m.'du. tekrar başlayacağım bir ara!

Red Orchestra 2

oyun dediğin simülasyon değil midir arkadaşım? yani gerçek hayatta yapamadığın şeyleri girer orada yaparsın. kimse kusura bakmasın, ben gerçekçilik arıyorum abi. ii. dünya savaşı'nda bir askersen bazı oyunlarda olduğu gibi 12 kurşun yiyip hala abi %10 health'im kaldı diye gezemezsin piyasada. tam aksine gerçek bir cephede kafanı siperden çıkaramazsın, çıkardığın an kurşunu yersin, kurşunu yedin miydi de health mealth yalan, hık der gidersin.

işte red orchestra öyle bir gerçekçiliğe sahip. ben kuleye çıkıp sniper'la aşağıdan bulunduğum binaya taaruz eden askerleri bismillah bismillah diye diye götümden ter aka aka bir bir indiriyor, bir kurşunu boşa sıksam anında ebemi sikerler korkusu yaşıyor, bir yandan da namludan çıkan alev yüzünden yerimi tespit ederler de buraya kurşun yağdırırlar diye tırsıyorsam simülasyonun, dolayısıyla oyunun dibini oynuyorum demektir.

Empire Earth 

kesinlikle değeri bilinmeyenler listesinde kafaya oynar, o dönemdeki age of empires serileri inanılmaz yankı uyandırsa da empire earth oldukça underrated kalmıştır. içerik, detay açısından böyle mükemmel bir oyunun aoe'nin gerisinde kalması benim için çok şaşırtıcı olmuştur her zaman. empire earth'ün ilk oyununun aksine ne yazık ki diğer serileri büyük hayalkırıklığı yaratmıştı. 2 ve 3. oyunlarda hep umutlanmıştım ama ikisi de birbirinden kötüydü. haliyle oyun da ilk serisiyle underrated bir oyun olarak tarihteki yerini aldı, 4 çıkacak mı bilmiyorum. umarım çıkar da eli yüzü düzgün bir oyun sürerler piyasaya.

Neighbours From Hell

90'lı yılları hatırlatan, çizgi film formatında, oynanışı basit, esprisi-konusu (yönettiğimiz woody karakteri, bir tv kanalı ile anlaşır. komşusunun evine girerek yapacağı şakalar, kuracağı tuzaklar ile kurbanını kızdıracaktır. komşu amca ne kadar kızarsa, woody'nin programı o kadar rating alacaktır) muzip, komik ve eğlenceli pc oyunu. tam 8-10 yaş grubu beklenmedik küçük konukları oyalayacak türden bir yapım, sistem gereksinimleri ise çok düşük, yeryüzündeki her pc'de çalışır. 

Bully: Scholarship Edition

vakti zamanında masaüstü eski bilgisayara kurduğum (o zamana göre yeni) ama hata vererek oynatmayan oyundur kendisi. sanırım okuldan çıkınca oyundan atıyordu şehire falan gidilemiyordu. bunun üzerinden seneler geçtikten sonra bir akşam can sıkıntısından oturmuş arkadaşların steam profillerini gezerken birden denk geldim bully'e. ardından hemen arkadaşa mesaj attım aynı hata var mı gibisinden ve 5 dakika geçmeden oyun steam kütüphaneme düşmüştü.

The Saboteur

serbest takılırken nazilere ait şeyleri patlatmak veya halka sataşan nazi askerlerini pataklamak için bile oynanır. eleştiri dozum çok ama çok düşük olacak. yalnızca senaryo bölümlerinin çok kısa olması üzücü. onun dışında her şey harika. o yılları yaşatan ve heyecanı çok üst seviyelerde hissettiren bir oyun. gta veya assassin's creed kıyaslaması çok gereksiz. başlı başına ciddi bir proje olmuş bu oyun. keşke devamı da gelseydi.

Worms

bazı şeyler vardır sizi mutlu eder, sesi ile, bir fotoğrafı ile, bir hareketi ile nerde ve ne zaman duyulsa... worms işte tüm bunları sağlayan bir oyundur. pıtı pıtı sinir yürüyüşleri, anlamsızca çıkarttıkları sesleri tutkuyla bağlanılan birer objeye dönüşüp keyifli kılar yaşamı. gereğinden fazla ciddiye alınan dünyanın keyifli oyunudur.

Knights and Merchants

özellikle ekonomik düzen kurma konusundaki detaylarıyla aşmış oyun... şöyle ki, age of empires serisinde tarlada yetişen mahsul doğrudan yiyecek stoğuna katılırken kam'de yetişen mahsulu çiftçinin ekip, büyütüp, biçmesinden sonra bir serf'in onu alıp değirmene taşıması, değirmencinin un haline getirdiği hammaddeyi bir başka serf'in fırına götürmesi, fırıncının da ondan ekmek yapması, ve yine bir serf'in ekmeği alıp duruma göre hana, storehouse'a ya da acıkıp "chow time!!!" diye bağıran askerlere götürür... bütün bu süreç esnasındaysa düşman çoktan gelip köyünüzü dümdüz de edebilir tabii...

(bkz: ne varsa eskilerde var)

Soma

birçok korku ve bilim kurgu başyapıtından izler bulabileceğiniz oyun. bu oyunda alien ve the thing gibi filmlerden, system shock ve amnesia gibi oyunlardan birçok izler bulabiliyorsunuz. konu olarak da insan ve birey olmanın ve yaşadığımız hayatın gerçekte ne anlama geldiği konusunda kafalarda birçok sorular yaratarak varoluşçuluğun kendisini sorgular. ancak bu soruların cevaplarını kendisi vermek yerine oyuncuya bırakır. böylece her kişinin cevabı kendi subjektif ve ahlaki düşüncelerini yansıtır ve oyun bu sorulara tek bir doğru cevap aramaz. oyunun hikayesindeki düğüm noktalarında yaptığımız seçimler bu bahsettiğim sorulara cevap niteliği taşırlar. böylece gelişmiş bir bilince ve belli bir ahlaki yapıya sahip varlıklar olarak aslında özümüzde bencil yaratıklar olup olmadığımız da açığa çıkmış olur.

fallout new vegas

bethesda'nın morrowind'ten sonra yaptığı her oyundan daha başarılı olan, belki de fallout 1-2'ye yakışır devam oyunu olabilen bir oyun. ama oblivion gibi tes serisinin en boktan oyunu 94 ortalama puan alırken (e yuh ama cidden) new vegas'a 84 puan verilmesi, bu oyun medyasının en büyük ayıbı olarak kalacak. hatta 85'ten az puan aldığı için (sadece 1 puan ya, insaf) obsidian'ın bethesda'dan gelecek bonus ücreti alamamış olması da ayrı bir saçmalık.

urban chaos

dönemi için çok yenilikçi bir oyundu. gta 3 veya driver 2 daha çıkmamışken, 3d gta benzeri bir havada oyun yapmışlardı. araba kullanmaktan ziyade şehir içinde aksiyon yapıyorduk. ama günümüzdeki kadar 3d sandbox oyunu çıkmadığı için, sunduğu oyun tarzı çok keyifliydi. o dönem pc oyunları oynayan herkesin aklının bir yerinde kalmış, karanlık atmosferli bir oyundu. dreamcast versiyonu 52 metascore almış. ign'ye bakıyoruz, 6.8 vermiş. oblivion'ın grafiklerine bile 9 veren ign, bu güzelim oyunun grafiklerine 4.7 vermiş. kaldı ki oblivion downgrade yemiş bir oyundur, zamanına göre bile tırt kalmıştır o grafikler. sırf "triple a" oyun diye beleşten 9'u yapıştırmışlar.

vampire the masquerade bloodlines

metacritic'te metascore'u 80, user score'u 90. çok sağlam bir hayran topluluğu oluşturduğu için, oyun medyasının bu oyunun hakkını yediğini söyleyebiliriz. oyunu bir kere bitirebilmiş herkesin bayıla bayıla anlattığı bir oyun. atmosferiyle, dialoglarıyla, karakterleriyle, mimikleriyle, hikaye anlatımıyla, görev tasarımıyla, her şeyiyle dört dörtlük bir oyun olmuştu. zamanında biraz aceleye gelmiş olmasından çıkan buglarının kurbanı olmuştur. yapılmış en iyi rpg oyunlarından biri olduğunu söyleyebilirim.

alpha protocol

şahane bir oyundu bu. rpg-action olarak mass effect serisinden daha keyif aldığımı söyleyebilirim. mass effect sözde rpg ama salt action oyundu, seçtiğiniz diyaloglar oyuna zerre etki etmiyordu. ama alpha protocol'da konuşmalar sırasında seçtiğiniz seçenekler, oyunun sonuna kadar büyük etkiler olarak geri dönebiliyordu. bu da oynadığınız her oyun farklı bir hikaye anlatımıyla karşılaşmanızı sağlıyordu. ama oyun ilk çıktığı zamanki buglarının kurbanı oldu. hemen düzeltmeye çalışsalar da, oyun medyası bunu affetmedi, bastılar sıfırı bastılar sıfırı.

beyond good and evil

günümüzde oyunlar dandirik bile olsa bol keseden 95 üstü puanlar alırken, beyond good and evil'in tek hatası, bu dönemden önce çıkmış olmasıydı. hikayesi, karakterleri, müzikleri ve oyun tarzıyla, klasikler arasına giren bir oyundur. buna rağmen metascore'u anca 83'te kalmış. 2003 yılı için kötü bir puan değil 83, ama günümüzde 100 verilen oyunlardan daha başarılıydı.

gunman chronicles

hatırladığım kadarıyla çok zevkli bir oyundu bu. korsanını oynamıştım ama sonra dayanamayıp yurtdışından orijinal kutusunu bulup sipariş etmiştim. klasik bir oyun diyemeyeceğim ama benim için özel bir oyundu. half-life 1'e mod yaparmış gibi retail oyun çıkarmışlar. ve bence motorun sağladığı imkanları sonuna kadar kullanmışlar. enteresan bir askeri bilim kurgu hikayesi çıkmış. 75-80 puan hakeden bu oyuna tutup da 65 metascore verilmiş. "the engine is dated" felan gibi yorumlar yapmış oyun medyası. yahu 2000 yılından bahsediyoruz. ama aynı oyun medyası şimdi call of duty serisindeki her oyuna 99'ı 100'ü yapıştırıyor.

warhammer 40k space marine

klasik bir oyundu diyemeyeceğim ama oynaması çok zevkli ve hikayesiyle alıp götüren bir aksiyon oyunu çıkarmışlardı. warhammer fanlarına hitap edebilen bir yapısı vardı, combatları da zevkliydi. bir devam oyununu hak ediyordu ve o hikayenin gidişatını görebilmek isterdim. ancak oyun medyasının kurbanı oldu. call of duty oyunlarına gözünü kapatıp 100'ü basan siteler, bu oyuna acımadı ve 74 metascore'u almış. yahu bir 85 vereydiniz bari. triple a olmayan her oyuna 70 altı vermek zorunda değilsiniz.

sanırım bu açıklamalar neden underrated dediğimi izah etmiştir.

Atari Tadı Almak İsteyenlere: Steam'den Uygun Fiyata Satın Alabileceğiniz 2D Oyunlar

Gençlik Yakan Oyun: PUBG Mobile'da İşinize Yarayabilecek Taktikler