Osmanlı Halkının Padişahların Ölümlerine Verdiği Farklı Tepkiler

Osmanlı halkı, her padişahın ölümüne farklı tepkiler vermiş.
Osmanlı Halkının Padişahların Ölümlerine Verdiği Farklı Tepkiler

osmanlı padişahları çeşitli nedenlerden ötürü vefat ettiklerinde birtakım örfî ve dinî uygulamalarla dolu cenaze merasimleri düzenlenirdi.

şunu da aklıma gelmişken söyleyeyim: kanunî sultan süleyman'ın öldüğünde sağ elinin tabuttan dışarı bırakılması ve millete "bakın, ben de bu dünyadan elim boş gidiyorum" şeklinde mesaj verdiğine dair anlatılan meşhur hikâye güzel bir uydurmadan ibarettir.

şunu da söylemek isterim ki osmanlı tebaası o dönemlerde padişah cenazelerinden daha çok âlimlerin, din adamlarının cenazelerine ehemmiyet göstermiştir.

yine devlet içerisinde karışıklık çıkmasın diye yedi padişahın ölümü bir süre gizli tutulmuştur:

- çelebi mehmed'in ölümü 41 gün
- ikinci murad'ın 16 gün
- fatih'in 1 gün
- yavuz'un 9 gün
- kanunî'nin 48 gün
- ikinci selim'in 7 gün
- ve üçüncü murad'ın 11 gün


osmanlı imparatorluğu döneminde halkın gündelik yaşamın dışında siyasete dahil olabilecekleri ve bunun tartışmasını sürdürebilecekleri başlıca iki konu vardı:

- ekonomi
- din

fatih sultan mehmet

bunların dışında ahâlînin zaten asırlarca herhangi bir konuda söz hakkı yokken bir fikre sahip olduklarını da sanmıyorum. hâl böyle olunca fatih sultan mehmet han'ın dahi ölümü ahâli tarafından pek de kötü karşılanmadı.  bunun birinci nedeni fatih'in bazen senede iki kez sefere çıkması ve hatta bir seferden dönmeden başka bir sefere başlaması; ikinci nedeni de ulemâdan bazısının halkı padişaha karşı dolduruyor olmasıydı. fatih'in sürekli fethettiği topraklara anadolu'dan türkleri yerleştirmesi de yine "rahatımız, düzenimiz bozuldu" söylemlerine ve halkın tepkisine yol açmıştı.

tabii bir de o dönem de içerisinde türlü yolsuzluk dönen vakıflar var. fatih, bunları tek tek tespit ettirip el koyuyor. yine bazı tekke arazilerini de devlete geçiriyor. böyle olunca da şıhlar, gizli saklı toplanmalarda sürekli olarak ahâliyi padişaha karşı dolduruşa getiriyorlar idi. yine padişah, kafasına göre ağaç kesenlerin el kesme/ idam gibi cezalara maruz kalacağını ilan edince bu da ahâlinin işine gelmiyor.


nihayetinde fatih sultan mehmet, gebze'de vefat ediyor ve naaşı gizlice karşıya geçiriliyor lâkin yeniçeri bir şekilde padişahın ölümünü haber alıyor ve ayaklanıyor. istanbul'daki bu ayaklanmada karamanî mehmed paşa, cem sultan taraftarı olduğu için asker tarafından katledilmiş ve yeniçeri, şehirde yağmaya başlamıştır.

fatih'in cenazesi üç gün boyunca karanlık bir odada kalacak ve hatta kokudan yanına girmek dahi zorlaşacaktır bu karışıklıklar sebebiyle. üçüncü gün iç organları çıkarılacak ve ilaçlanarak bekletilecektir naaş. fatih sultan mehmet'in ölümünden sonra ahâli ve asker içerisindeki cem - bâyezid tartışmaları sebebiyle padişahın cenazesi tam 19 gün sonra defnedilebilmiştir. tâ ki ikinci bâyezid tahta çıktığında.

siyasetin ne rezil şeylere yol açabileceğini görmeniz için anlatıyorum detaylıca.

ikinci bayezid

19 gün boyunca birbirini kıran, birbirlerinin canına malına göz diken ahâli, ikinci bâyezid tahta çıkınca hiçbir şey olmamış gibi, fatih'in cenazesi 3 hafta boyunca unutulmamış gibi sözde yas ilan etmiş; istanbul'daki bütün camilerde sela ve kuran-ı kerim okunmaya başlanmış; yanan kandillerden dolayı istanbul o gece, gündüz gibi aydınlık olmuştur.
fatih'in cenazesinde atlarının kuyruğu kesilmiştir ki bu çoğu padişahın cenazesinde görülen türk töresine ait bir uygulamadır.


dediğim gibi osmanlı ahâlîsi olağanüstü durumlar olmadıkça padişah ölümlerine büyük tepkiler göstermemiştir.

üçüncü mehmed

üçüncü mehmed bunların dışında sayılabilir. 19 kardeşini öldürdüğü günden itibaren ahâli tarafından bir daha hiçbir şekilde bu olay unutulmaz ve padişah öldüğünde pek de kimse umursamaz bu durumu ahâliden. zaten kaydadeğer bir hatırat bile bırakmayan padişahın cenazesi devlet erkanı tarafından defnedilmiştir. çokça yaygın olan yanlış bir bilgi mevcuttur bu konuda.

oğlu birinci ahmed, babasının cenazesine katılmış; defnetmeye gitmemiştir. çoğu yerde sultan ahmed'in babasına tepki göstererek cenazesine dahi gitmediği söylenir.
bence babası kadar dedesi de suçlu idi. ve babaanneleri vs.


sultan ibrahim, 1. mahmud, ikinci mahmud

bizim insanımız bir tuhaf! meselâ genç osman askerler tarafından dövülürken halk da askere destek verir. padişaha küfürler edip taş fırlatırlar ama padişahın cenaze namazının ardından camilerde mevlid okunur. halk da bu yasa katılır. sultan ibrahim'in cenazesine kimseler katılmaz. 1. mahmud da aynı şekilde defnedilir.

bu arada, mezarına otağ kurulan son osmanlı padişahı ikinci mahmud'dur. abdül... ile ismi başlayanlardan sonra bu eski türk geleneği son bulmuş. :)

dördüncü murad

osmanlı padişahları içerisinde cenaze merasimi tam tamına eski türk geleneklerine uygun olarak gerçekleştirilen tek padişah ise sultan dördüncü murad han'dır. kendisi halk ve asker tarafından çokça sevilmekte; sevmeyenleri tarafından da saygı görmekteydi.

sultan murad'ın cenazesi büyük bir kalabalıkla kılınmış ve defnedilmiştir. atları, tabutu önünde yürütülmüş; ok ve yayları kırılarak tabutu üzerine bırakılmıştır. sultan murad'ın ahâlinin özlediği padişah profilinde bir adam olması; başarılı askerî ve ekonomik hamleleri sayesinde halk tarafından böylesi sevilmesi normaldir. üstelik bu sevgiyi tütün, alkol, kahve gibi ürünleri de yasaklamasına rağmen elde etmiştir.


ikinci ahmed

ikinci ahmed vefat ettiğinde halk günlerce haftalarca yas tutmuştur. lâkin devlet erkanı tarafından sevilmemiştir bu padişah. çünkü yaptığı her işte gerçekten önce ahâlînin çıkarlarını ön planda tutmuş çok güzel bir adamdır allah rahmet eylesin.

vahdettin

son padişah vahdettin vefat ettiğinde san remo esnafına 60.000 liret borcu bulunmakta idi. haciz memurları, villa mamolya’da buldukları bütün eşya ile birlikte padişahın cenazesini de bir odaya kilitleyerek kapıyı mühürlediler. italyanlar borçların tamamı ödeninceye kadar cenazenin defnine izin vermediler. yani padişahın cenazesine haciz konulmuştu. bu sebeple vahdettin'in naaşı tam bir ay boyunca o odada bekletilmiştir! daha sonra da şam'a defnedilecektir. türk halkı, vahdettin'in ölüm haberini ve başına gelenleri o dönem hiç umursamamıştır yine.

meselâ o yokluk içerisinde vahdettin, bir noter işlemi için aile bireylerinden vekalet ister ve abdülmecid, vekaleti "halife" ünvanıyla imzalar. fakat vahdettin, "hayır, halife benim" diyerek o vekaleti kabul etmez! açlıktan ölecek bir adamın hâlâ daha dünyevî hırslarından nasıl arınamadığını görüyorsunuz burada!

âhir bir gün ölürsün ölüm vardır bilirsin
kamulardan ayrılıp varıp sinde yatdın tut
~ yunus emre ~